Vaktiyle, nazır (bakan) olur olmaz yeğenini vali yapan bir kişiye Neyzen Tevfik:
Maşallah, yeğeniniz tıpkı fasulyeye benziyor deyince, yeni nazır:
_Neden böyle söylüyorsun Neyzen? Baksana daha genç yaşta vali oldu... diye cevap vermiş.
Ve Neyzen de taşı gediğine yerleştirmiş:
_Ben de onun için söylüyorum ya... Malüm, fasulye de bir sırığa sarılarak büyür hep...
***
Hak ederek, zaman içinde çalışıp yükselerek, liyakatla bir makama gelenlerin sayısı o kadar azaldı ki, neredeyse yok gibi... Doğal kabul edilen, siyaset sayesinde yükselmek oldu!..
Şu müdürlükte boş kadro var...
Atanmak için tek şart, siyasilerden destek bulmak...
Ve sonuç, yükselmek için siyasilerden bir merdiven kuramazsan, kariyerin ne olursa olsun, yükselme şansın çok azdır. Bu durum hem yükselmek isteyenlerin hem de siyasilerin işine gelir. Biri kariyerinde yükselir, diğeri o makamda kullanabileceği bir adam edinmiş olur.
Geçmişte hiç bir başarınız olmasa da, her ay başınızı sallayıp maaşınızı almış olsanız da, arkanızda dağ gibi duran bir siyasi güç sahibi veya bir başka deyişle dayınız varsa o makam sizindir artık.
Gözünü yükseklere dikenler, sürekli boş kadro avındadır. Kadroyu bulunca, Ankara yollarını aşındırma faslı başlar. Ya adamını bularak ya da bıktırarak, istediğini elde edinceye kadar gidiyor bu süreç... Yıllar önce duymuştum. Ne derece doğru bilmiyorum ancak, uygulamanın nasıl olduğunu çok güzel anlatan bir anekdot...
Müdürlük için, Ankara'da kamp kurup bakanlık kapılarını aşındıran ve milletvekillerini hiç yalnız bırakmayan zat-ı muhtereme bir milletvekili sormuş: Müdür olmak için neden bu kadar uğraşıyorsun? Memurluğu bırakıp, dışarıda mesleğini icra etsen daha fazla kazanırsın. Verilen cevap duyanı şok edecek cinstendir: Karım bana, müdür olmadan geri dönme, dedi.
Dedim ya, ne derece doğru, bilmiyorum. Ancak benzer olayların çokça yaşandığından eminin.
Eşref' Asiyâb-ı devleti bir har da olsa döndürür mısrasını sanki bu durumlar için söylemiş.
***
İnşaat Bölgesindeki Trafik İşaret ve İkaz Levhaları
Hafif raylı sistemin güzergahı için çok şeyler söylendi. Söylenenlerin mi, yapılanın mı doğru olduğunu, artık, zaman gösterecek. Biraz pahalı bir deneyim olacak ama, nasılsa bedelini halk ödüyor(!) Bu yazıda söylemek istediğim bu konu ile ilgili değil.
Bilindiği gibi, inşaat da bir hayli ilerledi. Atatürk Bulvarı üzerinde de, inşaat çalışmaları nedeniyle, trafikle ilgili bazı düzenlemeler yapılmış. Ancak bu düzenlemeler, konunun uzmanları tarafından yapılmış gibi değil de ben yaptım, oldu mantığıyla yapılmış gibi duruyor.
Yönlendirme ve ikaz levhaları yeterli değil. Özellikle gece, hem ışıklı ikaz lambaları, hem de çevre aydınlatması yetersiz. Bu durum, yabancı sürücüler için daha bir tehlike arz ediyor. Düzeltmek için ölümlü kazaların olması bekleniyorsa(!) hesabını kimlerin vereceği de şimdiden belirlenmeli. Acil önlem, lütfen...
Ben demiştim demek istemiyorum...
Kazasız günler dileklerimle...