Temiz toplum ve temiz siyasetten bahseden insanlar keşke bu söylediklerine inanıp, uygulasalardı. Çünkü akla, hayale gelmeyecek ayak oyunları ve entrikalar maalesef siyasette yaşanmakta ve bunu yapanlar da temiz toplumdan, temiz siyasetten dem vuran siyaset erbabımızın bir kısmı. En son örneğini de yapılan meclis üyelikleri ile ilgili listelerde acımasızca yaşamış bulunmaktayız.
Son bir aydır ısrarla bazı konulara değinmeme rağmen, işine gelmeyen teşkilat yöneticileri duymazdan gelip, bu insanları il genel ve belediye meclis üyeliklerinde ön sıralara yazmışlar. Listelerin seçim kuruluna verilmesinin ardından beni arayarak, vay efendim benim haberim yoktu o adam öylemiydi, böylemiydi deyip, akılları sıra beni ikna edip, yazı yazmamı engellemeye çalışacaklar! Önceki gün bir tanesi arayıp, olup bitenden haberi olmadığını söyleyince, açtım ağzımı, yumdum gözümü. Adam akıllı bir boyadıktan sonra, önümüzdeki il seçiminde görüşürüz, o yaptığın ilçe delegeleri seni kurtaracak mı göreceğiz dedim. Oda il başkanlığına aday olduğunu söyledi. Ne yalan, doğrusunu ararsanız şimdiki fiili il başkanı da o zaten. Fadime hala davulu boynuna takmış, tokmak ise bu arkadaşın elinde istediği gibi vurup, çalıyor. Ancak çok fazla kalmadı üç, dört ay sonra bu yanlış insanlardan da kurtulacak bu şehir.
Bir önceki yazımla ilgili o kadar çok insan aradı ki, anlatamam. Aynen söylenenleri aktarıyorum; arkadaş biz önceki il Başkanı"nın despotluğundan ve bağırıp çağırmasından rahatsız idik, fakat adam mert, özü ile sözü bir, güvenilir ve adil bir insandı. Kendisinin karşısında olduğumuzu bilerek bizleri meclis üyesi yaptı. Adam bu kadar adil davranmasına rağmen il başkanlığını kaybetti. Bu adamların ne kadar art niyetli, ikiyüzlü, yalancı olduklarını şimdi görebildik! Dedikleri doğru, çünkü bırakın il kongresinde kendilerine karşı olanları, kendileri için parçalanan insanları dahi acımasızca listelere koymadılar. Aydın Karmil gibi bölgesinde sevilip sayılan ve son iki yıldır İl genel meclisinde Ak partinin grup başkan vekilliği görevini yürüten bir arkadaşı dahi listeye yazmamış olmaları bunun en güzel delilidir.
Gelelim listeye yazdıkları bazı muhteremlere; adam devleti dolandırmak için yola çıkıp, bina yapmış, değerinin nerede ise iki katına devlete satmaya kalkışmış! Durumu fark etmemiz üzerine olaya müdahale edip, satışı iptal ettirmişiz ve bunu da il Başkanı"na bizzat anlatıp, bu adamın listelerde asla olmaması gerektiğini, zira 5 yıl önce daha büyük bir vukuatı olduğunu, arabasıyla kaza yapıp, bir bayanın ölümüne neden olduğunu, bu bayanın ise kim olduğunun belli olmadığını(aslında beli de ört bas edildi!) söylememe rağmen, listeye yazılmış. Bir önceki il Başkanı"na, senin gizli kasan olayım dediği için teşkilattan atılmış, işi gücü ihale takipçiliği olan, çakalın iş ortağı hiçbir meziyeti olmamasına rağmen, yine listelerin ön sıralarında! Adam partiye dümdüz gitmiş, mahkeme kayıtları ile tespit edilmiş, oda listelerde!
Sizlere daha enteresan bir şey söylersem belki inanmayacaksınız ama maalesef doğru. Önceki gün bir partinin Büyükşehir belediye başkan adayı korsan bir dergi yaptırıp, benimde yargılandığım meşhur A Takımı davasının iddianamesini seçim broşürü olarak dağıtmış, olay adliyeye intikal edince dergiler toplatılmış, derginin sahibi belli değil, basanı belli değil, alt tarafı ise bir iddianame ki onu yayınlamak da yasal değil. Buradaki enteresan olan durum ise şu; bu iddianameyi adliyeden alıp, o adaya veren, Ak parti içerisindeki tezgâh işlerinden anlayan çakaldır. Bu çakal, ardından da Tonyalının adamı öldürüp, cenazesine gidip ağladığı gibi, bu yapılan yanlış bir davranıştır demeyi de ihmal etmemiştir.
Bu dergiyi dağıtan adayla ilgili söylenecek o kadar çok şey var ki anlatmakla bitmez. Ancak alacağı oy toplamı 500 ü geçmeyeceğinden, yazmaya değmez diye düşünüyorum. Yoksa kimlerle ortak olmadığı halde ortaklık sözleşmesi yapıp, taahhüdünü yerine getirmeden para aldığından tutun da, hangi iş adamlarına neleri peşkeş çektiği, belden aşağıya hangi işleri olduğunu rahatlıkla yazabilirdim.
Oturup, düşünüyorum, lanet olsun siyaseti bırakayım diyorum, ailem de ısrarla öyle istiyor. Ancak sonra vicdanım rahat bırakmayıp, ortalığı bırakma bu değerlendirip, ormandaki çakallardan, montofonlardan, gergedanlardan, hatta bufalolardan ve başlarındaki Fadime halalardan kurtarmanın vaktinin geldiğini sizlere müjdeliyorum. Hoşça kalınız.
Siyasetin entrikaları
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.