SİYASETİN GEREKLERİ
Bugün de birkaç konuya değinmek zorundayım, zira gündem o kadar yoğun ki her konuya bir yazı yazmaya kalksak günler yetmez, o nedenle birkaç konuyu tek yazıda toplamak zorundayız. Geçtiğimiz iki günü kamu kurumlarına yeni atanan bürokratları ziyarete ayırdım, ancak yine de bitirme imkanım olmadı, yaklaşık dokuz ay önce DSİ Bölge Müdürlüğü'ne atanan Mevlüt Pehlivan Bey'i ziyaret etme fırsatı bulamamıştık, dün onu ziyarete gittik, önceki gün Gazi Devlet Hastanesi'ne yeni atanan Hastane Yöneticisi, Başhekim ve diğer Müdürleri ziyaret ettik. Hastane birliklerinde yeni yapılan atamalar gayet güzel ve yerinde atamalar, yeni atanan arkadaşlar genç, dinamik ve heyecanlı arkadaşlar, yeni uygulamada performans esasına göre değerlendirme uygulaması olacağı göz önüne alındığında çok doğru ve isabetli tayinler yapıldığı ortada.
DSİ 7. Bölge Müdürlüğü'ne yaklaşık dokuz ay önce atanan Mevlüt Pehlivan Bey'i daha önce tanımıyordum, ancak dokuz aylık icraatlarını bir nebze olsun araştırma imkanım oldu, gayet güzel ve yerinde uygulamalara imza attığını öğrendim. Mevlüt Bey genç, dinamik, konusuna vakıf, işini gayet iyi bilen bir arkadaş. Memur olmaları nedeniyle basına açıklama yapmaları yasak olduğundan ziyaretimizde sohbet dışında çok fazla konuya girmedik ancak son günlerde DSİ ile ilgili bazı basın yayın organlarında çıkan haberlerle ilgili tavrı gayet vakur ve ilkeli olduğu ortada. Bu konularla ilgili kurumda çok eskiden beri tanıdığım bir çok arkadaşla görüştüm, arkadaşlarımın hepsi farklı siyasi düşüncede insanlar olmalarına rağmen Mevlüt Bey'in icraatlarından çok memnun olduklarını gördüm. Eşya değiştirme konusunun tamamen abartmadan ibaret bir konu olduğu açıkça ortada, zira değiştirilen eşyaların büyük bir kısmı 15-20 yıllık eşyalar, eşyaların değiştirilmesi teklifi bir önceki Bölge Müdürü Ömer Faruk Bey döneminde yapılmış ancak ödenek yetersizliğinden değiştirilememişti. Mevlüt Bey DSİ Genel Müdürlüğünden gerekli bütçeyi temin etmiş, ardından Devlet Malzeme Ofisi'nden satın almayı yapmış, ancak sendika yetkilileri veya başkaları konuyu DSİ Genel Müdürlüğüne taşıyıp şikayetçi olmuşlar, ardından Müfettiş gelmiş, yaptığı inceleme sonunda ortada anormal bir durum olmadığını rapor etmiş. Şimdi birilerinin ısrarla bu konuyu kaşımalarının anlamı nedir diyeceksiniz? Tamamen siyaset, bunun dışında en ufak bir durum söz konusu olamaz.
Gelelim bir başka konuya geçtiğimiz hafta siyasetle ilgili yazdığım köşe yazısından bir hayli rahatsız olan bazı arkadaşlar birilerini, birilerine aratma gereği duymuşlar, oysa ki kimseyi aramanın anlamı yok, biz ne demişsek arkasında dururuz, sadece biz değil, ailemiz, çoluğumuz, çocuğumuz bizim söylemlerimizin arkasında dimdik durur, onlar bizim rahle-i tedrisinden geçmiştir, başkalarının değil, bizim rahle-i tedrisimizden geçen de bizim gibi mert olur. Peki rahatsızlık duyanlar neden rahatsız oldular? derseniz mevcut il yönetiminin düzgün insanlardan oluştuğunu ancak alınma ihtimalinin yüksek olduğunu yazmıştım. Dün Ak Parti Genel Merkezinde üst düzey görevlisi iki tanıdığı aradım, her ikisi ile bu konuyu görüştüm, hatta değişen koordinatörleri de sordum. Recep Yıldırım'ın yerine Rize Milletvekili Hasan Karal'ın getirildiğini öğrendim, Hasan Karal Osman Genç'in El Ezher'den sınıf arkadaşı, yani mevcut yönetime yakın bir isim, bu ismin Samsun'da Koordinatör olması mevcut yönetimin görevde kalmasını temin eder mi? diye sordum. Aldığım cevap mevcut yönetimi memnun etmeyecek. Ancak biz doğruları yazmak zorundayız, aldığım cevap; bu güne kadar bu konudaki uygulamalar bellidir, zamanı gelince gereği yapılır, süreç devam ediyor ifadesidir, ne anlama geldiğine siz karar verin. İşin daha da enteresan tarafı görüştüğüm kişiler son bir haftalık tavrın Kayınçonun seçilmesine neden oldu dediler, bu ifade biraz entersan geldi bana, zira Ak Parti Genel Merkezi'nin her şeyi çok detaylı araştırdığı belli.
Burada şunu açık ve net bir şekilde ifade etmekte yarar görüyorum, ben mevcut yönetimin seçilmesini istedim ve gereğini de yaptım, bunun iki nedeni var birincisi Osman Çetinkaya'nın ve Cemal Vekilin bana karşı yanlışları, ikincisi ise mevcut yönetimde bulunan isimlerin kaliteli oluşlarıdır, aksi halde ben dün nerede isem bugün de oradayım, kayınçomla olan mahkemelerimiz devam ediyor. Mevcut yönetimin alınmasını da istemiyorum ancak Milli Görüş geleneği bellidir, bu gelenekten gelen bir Genel Başkan'ın bu güne kadar yaptığı uygulamalar da bellidir, sırf birilerinin canı istediği gibi yazıp, çizmek benim işim değil, konjektürel yazı bekleyenler başka kapıya. Son konumuz olan Vekilin Düğünü ile ilgili yorumlara yer kalmadığından sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla