Okurlarımdan gelen yoğun telefonlarda son günlerde neden siyaset yazmadığım eleştirileri oldu. Bazı ahlak fukaraları konuyu farklı mecraya çekmeye çalışsa da bu can bu bedende olduğu müddetçe asla pes etmek yok. Haklı olduğumuz davada değil bir adım geri atmak üç adım daha ileri atarak hayatımıza devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın… Biz öyle kumpaslarla verilen kararlardan korksaydık on yıldan beri bu mücadeleyi amansız bir biçimde sürdürmezdik. Bir şeyi yazıp çizmek için yazdığınızdan emin olmanız lazım; yazının içerisini doldurmaksızın yazdığınızda çuvallarsınız. Ondan bundan duyma şeylerle siyaset yazılmaz. Belediye başkanlarının kiralık kalemleri gibi nargile içerken yapılan sohbetlerden veya okey oynarken alınan bilgilerden yola çıkılarak siyaset yazılmaz. Siyaset önce yereldeki taraflarla konuşulur, ardından oradan edinilen bilgiler çerçevesinde Ankara bazında bilgilerin ne kadar örtüşüp örtüşmediği konuşulur, ardında da bu bilgiler süzgeçten geçirilerek kamuoyu ile paylaşılır. Siz benim hiç fındık politikalarından, tütünden veya pirinçten yazdığımı gördünüz mü? Normalde ben de kendi çağımda fındık müstahsiliyim az da olsa Fındığım var. Toplar, kurutur, eş dosta dağıtırım ya da dalında veririm. Ama bu, fındık politikalarından anlarım anlamına gelmez. O iş başkalarının işidir, herkse kendi işini yapmalı.
Bugün neden yazma gereği duyduğuma gelince, son günlerde yaşanan siyasi gelişmeleri bazı meslektaşlarımızın kafalarına göre yorumladıklarını görünce konuyla ilgili gerçekleri yazma gereği duydum. Malumunu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın istifasının ardından Düzce Belediye Başkanı da istifa etti. Ardından bazı büyükşehir belediye başkanlarının da istifa edeceği sosyal medyaya düştü. Hatta Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in de istifa edeceği söylentisi üzerine Cumhurbaşkanı şu an için öyle bir şey yok ama olmayacak anlamına da gelmez dedi. Bu konuda benim edindiğim bilgi Melih Gökçek’in görevden alınabileceği yönünde. Ancak Melih Bey çok yoğun bir biçimde araya adam koyup Reisicumhur’u ikna etmeye uğraşıyormuş, belki tenzili rütbe olabilir yönünde. Onun dışında altı civarında büyükşehir belediye başkanının görevden alınabileceği, elli civarında da ilçe belediye başkanının istifasının istenebileceği yönünde.
Gelelim olayın asıl asıl bizi ilgilendiren kısmına… Vezir Hazretleri’nin istifa edip etmeyeceği konusu kamuoyunun merakla beklediği bir konu. Bu konudaki şahsi düşüncelerimi çoğunuz biliyorsunuz. Vezir Hazretleri’ni ne kadar çok sevdiğimi ne kadar görevde kalmasından yana olduğumu beni tanıyan herkes bilir. Ancak şahsi duygularımızla işimizi karıştırmadan yapmak zorunda olduğumuza göre, işin doğrusunu söylemek gerekirse Vezir Hazretleri bu gibi krizleri çok iyi yönetmesi sayesinde dört dönemdir bu şehirde Belediye Başkanlığı koltuğunda oturmakta. O’nu bu şehirde en iyi tanıyanlardan birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim, bu furyada görevden alınmayacaklar listesinin başında O gelir. Bunu nasıl başardı derseniz, o konuda Türkiye çapında Vezir’in üzerinde yok dersem abartmış olmam. Bir yandan Cemaatçilerin en güçlü dönemlerinde onlarla içli dışlı olur, sağında, solunda, önünde, arkasında Cemaatçiler olur. Diğer yandan da onlar zayıflayıp zor durumda kaldıklarında onlardan daha aşağılık insanlar yok deyip işin içerisinden çıkar. Bazı gazetelerin ima ettikleri gibi Vezir Hazretleri’nin görevden alınması onların ağa babalarının hüsnü kuruntusundan başka bir şey olmadığını bilmenizde yarar var.
Teşkilatlardaki değişime gelince durum biraz daha farklı. Kanaatimce AK Parti teşkilat bazında yüzde altmış civarında bir değişiklik yapacak. Samsun teşkilatı ne olur derseniz bu konuda daha önce yazmıştım. Bana göre İl Başkanı değişmeli, çünkü Muharrem Göksel inandırıcılığını yitirmiş bir siyasetçi. En yakın arkadaşları dahi söyledikletine inanmıyor, merhum Demirel gibi dün dündür, bugün bugündür siyaseti yapmakta. Keşke bu yönü olmasa, herkes O’na güvenebilseydi. AK Parti İl koordinatörlerinin de O’nunla ilgili kanaatlerini daha önce yazmıştım. Ama Bakan Demircan eski tavrından vaz geçip arkasında durursa işler değişebilir, aksi halde abbas yolcu gibi gözüküyor. Diyeceksiniz ki O gidip de kim gelecek, işte orası benim işim değil; orasını da vekiller düşünsün. Zira bu konuda karar mercii onlar. Umarım onlar da bölgecilik yapmaksızın AK Parti’ye ve ilimize yararlı neyse onu yaparlar da toplum yarar görür. Sözlerime son vermeden bu konuda çok enteresan bir şey söylemek istiyorum. Büyükşehirlerden birinin AK Parti yöneticisiyle konuşurken çok enteresan bir şey söyledi, dedi ki ilçelerimizin yarısının kongrelerini yaptık, eskiden kongre dönemlerinde telefonlarımız susmazdı, şimdi o kadar ilçe kongresini yaptık bir kez bir arkadaş aradı onun dışında arayan olmadı. Bu durum, insanların siyasetten beklentilerinin bittiğini gösteriyor. Bu da 2019 yılının zor geçeceği anlamına geliyor. Reis de bunun farkında olmalı ki gerekli değişiklikleri yapma konusunda ısrarcı davranıyor. Bugünlük benden bu kadar, kalın sağlıcakla.