SİZCE BU İŞTE BİR TERSLİK YOKMU

Adnan Bahadır

            Efendimiz bir Hadisi Şerifte “Müslüman yanlışlıkla her türlü yanlışı yapabilir ama asla yalan konuşmaz” buyurmaktadır, hangi mesleği yaparsak yapalım asla ve kata yalan konuşmayacağız, doğru olan neyse onu yazacağız, güçlülerin değil haklıların yanında olacağız, Bu hem inancımızın, hem insanlığımızın hem de Töremizin gereğidir. Neden bu detayı verdim derseniz son bir kaç gündür yaşanan olaylar inanın fevkalade rahatsız etti beni, koskoca Bakanlarımız Avrupa ülkelerinde konuşturulmuyorlar, kendi toprağımız sayılan Büyükelçilik binalarına dahi sokulmadan sınır dışı edilmekle de kalmıyorlar sanki bir Devletin Bakanı değil de Derebeylik idaresinin yöneticileriymiş gibi muameleye maruz kalıyorlar. Türkiyenin ulusal basınından tutun da tüm yerel basın organları da bu olayı konuşmaktalar, peki sizce bu olayın farklı bir boyutu yok mu, ya da ortada bir terslik yok mu?

 

   Samsun’dan Sarp kapısına gitmeye kalksak her ilde en az bir Polis istasyonu tarafından durdurulup GBT’mize bakılıyor, aracımızın muayenesi, Trafik sigortası ve ehliyetimiz sorgulanıyor. Kendi Ülkemizde bunları yaparken ülkemizden bir Bakan çıkıp başka bir ülkede siyasi propaganda yapmaya gidiyor ama kimseden izin falan istemeden veya yapacağı siyasi konuşma ile ilgili gideceği ülkelerin yetkili mercilerinden izin almaksızın gidip miting yapmak istiyor, o ülkelerin bir kısmı izin veriyor, bir kısmı izin vermiyor, bunun üzerine de basınımız, siyasetçilerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız ayağa kalkıyorlar. Kalkıyorlar da ne oluyor derseniz hiç bir şey olduğu da yok, olacağı da yok, yalandan bağırıp çağırmanın dışında yapabileceğimiz hiç bir şey yok.

 

   Şu anda bu yazıyı yazdığım Bilgisayarımdan tutun da gazeteyi bastığımız kağıt, boya, kalıp, v.s nin tamamı ithal, evlerimizde izlediğimiz Televizyonlardan tutunda kullandığımız araçlara, o araçların yedek parçalarına varıncaya dek her şeyimiz ithal yani dışa bağımlı. Yok efendim onlara göstereceğiz, şunu yapmayacağız, bunu yapmayacağız gibi söylemler çocukların oyun oynarken konuştuğumuz sözleri hatırlatıyor bana. Hani çocukken oyun oynarken arkadaşımıza kızıp bak sen bizim mahalleye gelince sana neler yapacağım, yok delikanlıysan şunu da yap bunu da yap gibi söylemde kabadayılığa pabuç bırakmayıp sıra eyleme geldiğinde yapacak bir şeyimiz kalmadığı gibi şu anda yaşananların bir kısmını gülünç buluyorum. Neymiş efendim 16 Nisan’da bu millet Evet vererek onlara haddini bildirecekmiş, yahu arkadaş mademki onlara ihtiyacımız yok niye oralara gidip mitingler tertip etmeye kalkıyoruz? Yurt dışından gelecek oy oranı genel oranının yüzde yarımı dahi etmezken bu ısrar niye?

 

    Referandumda bana göre zaten evet çıkacak, Avrupa ile ilişkilerimizi bu kadar germenin ne anlamı var anlamış değilim, kaldı ki bizim Ülkemizde barınan Suriyelilerle ilgili Suriye’den bir siyasetçi ülkemize gelip miting yapmak istese biz buna ne kadar rıza gösteririz onu hiç düşündünüz mü? Örneğin Suriye de seçim olsa ve Beşer Esad İstanbul’da bir miting düzenlemek istese acaba biz buna izin verir miyiz ? Hadi diyelim ki verdik, bizim insanımız buna ne kadar tahammül edebilir onu hiç düşündünüz mü ? Avrupa dün dostumuz idi de şimdi mi düşmanımız oldu yoksa ta Haçlı seferlerinden itibaren var olan düşmanlıkları bitti de bizim mi haberiniz yoktu. Allah Yahudi’den ve Hıristiyan’dan size dost olmaz dediğini bizi idare edenler bizden çok daha iyi bilmelerine rağmen şimdi bu feveran niye anlamış değilim.

 

   Rahmetli Ahmet Topuz derdi ki arkadaşlar bizi kullanın ama helal yerimizden kullanın haram yerimizden kullanmayın, bugün yapılanlara bakıldığında toplumun hafızası ve inançları görmezlikten gelindiği kanaatindeyim. Zira bu toplum Tarihin hiç bir döneminde Avrupalıyı dost görmemiştir. Ancak Devletler Hukukunda dostluklar ve düşmanlıklar karşılıklı menfaatlere dayalı olduğunu da unutmayalım.

 

    Bugün yapılan olay Hollanda’da ırkçıların işine gelmiştir. Almanya’da da iktidarı sarsılan Merkel’in güçlenmesine neden olmuştur, onun dışında ne işe yaramıştır derseniz iki işe yaramıştır diyebilirim. Nedir bu iki iş derseniz birincisi Evet oylarının bir kaç puan artmasına yaramıştır ikincisi de Ülkemizin son on beş yılda Dünya çapında kazandığı itibarı yerle bir ettiği kanaatindeyim. Bu ülkede her şey bitti tek bir sorun kaldı o da 16 Nisan’da yapılacak Referandum’da çıkacak olan Evet veya Hayır oylarıdır. Yapmayın etmeyin Allah aşkına beyler biz bu ülkede yaşamaya devam edeceğiz evet de çıksa hayır da çıksa bu ülke bizim ve bizim gidecek başka bir yerimiz de yok. Bana göre yapılan bu işlerde bir terslik var, ya ben bu işlerden anlamıyorum veya yapılan toplum mühendisliğinin yararı ve zararı hesap edilemiyor. Ama inanın bu durum fevkalade canımı sıkıyor, biz ülke olarak bunu haketmedik. Kalın sağlıcakla…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (15)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.