SİZE LÂDİK AKDAĞ"DAN YENİ HABERLERİM VAR
Geçtiğimiz hafta Lâdik"e yapılan Akdağ Kış Sporları Tesisleri ile ilgili yazdığım yazı hayli ilgi çekmiş, bazı arkadaşlarımız olumlu, bazısı ise olumsuz tepki vermişti. İşletmede müdür olarak çalışan arkadaşımız kendi cep numarasını da vermek sureti ile bilgi isteyenlere bilgi verebileceğini belirtmişti. Yazdığım yazılarla ilgili sağlam bilgi ve belgelerim olmadan yazmayacağımı, bu arkadaşımız sanırım bilmediğinden, bu kadar rahat yorum yazmış, keşke dediği gibi olsaydı da, ben de yazdığım yazıdan özür dileme erdemliğini gösterseydim. Ben bir yazıyı yazmadan önce hafiften gıdıklarım, bakarım ilgililer ne yapacak, şayet adam gibi hatalarını anlar, özür dilerlerse devamını getirmem, yok işi delikanlılığa dökerlerse o zaman gereğini yaparım. Lâdik olayı da aynen bu minval üzere başlamış, olayın içerisinde olanların özür dileyip, hatalarını kabul etmeleri yerine, delikanlılık yapmaya kalkmış olmaları yazının tamamını yazmama neden olmuştur, suçlusu da kendileridir. Gelelim olayın aslına yirmi yıldan beri Lâdik Akdağ"da kış sporları ve turizm merkezi kurulması hikâyesi vardır, ama kimse ilgilenmeyince atıl durumda kalmıştır. Aslan Karanfil"in Lâdikli olması sonucu, bu yatırım hareketlenmiş, İl Özel İdaresi telesiyej ve yol işini üstlenmiş, Samsun"dan bir grup da tesisin yapımını üstlenmiş. Tesisin yapımını üstlenen grup yirmi beş kişi olarak bir şirket kurup, yatırımı yapmaya başlamışlar, ancak şirketi yönetenler veya hakim hisseyi elinde bulunduranlar Ladik İlçesi"nden kimseyi şirkete ortak yapmamış. Samsun merkezli bir şirket olmasını istemişlerdir. Lâdik İlçesi"nden birçok iş adamı, Akdağ Su, Laysiad gibi kurumlar dışlanmış, olayın belli bir grubun içerisinde kalması temin edilmiştir. Hal böyle olunca birçok insan küsmüş, olaya sahip çıkmamıştır. Şirket ortakları arasında iş adamları, akademisyenler, bürokratlar olmakla birlikte yönetici kadrosundaki insanlar bina maliyetini olduğundan çok daha yüksek tutup, kendi hisselerini şişirince ortaklarının güvenini kaybetmişler. Örneğin sadece binanın elektrik maliyeti 99.000TL gibi yüksek bir fatura ile ortakların karşısına çıkınca güven ortamı tamamen zedelenmiştir. Bina maliyeti gerçekte 800 ile 1000TL arasında olmasına rağmen bu rakam iki mislinden daha yüksek bir rakama çıkarılınca ortaklar isyan etmiş. Normal şartlarda ortakların verdikleri paralarla bitmesi gereken bina bitmemiş, şirket olağanüstü kurula giderek sermaye artışı talep etmiş, ancak kimse sermaye artışına sıcak bakmamıştır. Lâdik esnafının nerede ise tamamına yakınına borcu olan tesisin borçları ödenmeyince esnaf perişan olmuş, zaten dönüşmekte güçlük çeken esnaf daha da zor bir durumla karşı karşıya kalmıştır. İşletmenin asıl yapılma gayesi kayak sporları, turizm faaliyetleri olmakla birlikte şu an itibarı ile işletmede günü birlik kalmanın ötesinde bir faaliyet olması mümkün gözükmemektedir. İşletmenin altyapısına destek veren İl Özel İdaresi"nin tesislerle ilgili en ufak bir çalışması veya ilgisi olmadığından işletme batma noktasına gelmiştir. Şirket yönetimi her ne kadar sermaye artırımı talep etse de ortaklar buna sıcak bakmamaktadırlar. Bunun en büyük nedenin ise bir yönetici ortağın 200 bin lira para koyduğunu söylemesine rağmen, kimsenin inanmaması olduğu söylenmektedir. Yolu, telesiyej sistemi ve binasının toplam maliyeti nerede ise 5 milyonu bulan bir işletmenin, daha başlamadan geldiği hal bu iken, kıymetli İl Genel Sekreteri ve giden Sayın Vali"nin bu yaptıkları atıl yatırımın içler acısı bir hale gelmesine ne diyeceklerini çok merak ediyorum. Vitrin adamı olan Sayın Vali işi Aslan Karanfil"e ihale edip, soluğu Mersin"de alır, Aslan Karanfil"de son Valiler Kararnamesi"nden çok şeyler bekliyordu, Siirt, miirt bir şeyler geveleyip duruyordu ama eller gitti Mersin"e, O da gitti tersine. Ne edelim bu sefer olmadı ise olur bir daha ki sefere. Şu Büyük Otel dosyasını açıklayınca onu Siirt"e mi vali yaparlar, İstanbul"a mı, yoksa başarılarından ötürü Ankara"ya mı alırlar bakacağız. Gün ola harman ola er ya da geç herkesin hak ettiği yeri bulacağından şüphem yoktur. Belki kısa dönemlerde insanlar tanınıncaya kadar, farklı kanaatlerin oluşmasına neden olabilirler, ancak tanındıklarında, hakkın yerini bulacağından kimsenin şüphesi olmasın. Giden Vali"mizin gitmeden önce veda ziyaretlerine nereden başladığına bakarsanız ne kadar doğru dediğimi anlarsınız. Sözlerimi biraz iddialı, biraz da kendime olan güvenimi tekrarlayarak bittirmek istiyorum: Bu güne kadar yazdığım yazıları alıp, saklamanızı isterim, zira bu yazdıklarımın tamamının hayata geçtiğini gördükçe gözleriniz yerinden çıkacak. Örnek mi istiyorsunuz geçmişte yazdığım bir yazı vardı, "Bu şehirde birileri nasıl zengin oldu" diye, yakında delilleri ile sizlere sunduğumda, ne kadar haklı olduğumu gördüğünüzde dilinizi yutacaksınız. Kalın sağlıcakla