Sizin Gördüğünüz
Dünya üzerinde hakim güçlerin yeniden denge kurma , herhangi bir çoğrafyadaki bölüşüm çalışmalarının sancıları bölge halkına kan ve göz yaşı olarak yansımaktadır. Başka bir değişle filler kavga eder çimler ezilir. Belirlenen bölge üzerindeki çalışmalar esnasında halkların birbirinden uzaklaştırılması, böl ,parçala, yönet taktiğinin yürürlüğe koyulması hakim güçler için en kolay olanıdır.
Bu hamlelerin halklara yansıması ise ülke politikalarından ziyade, başka güçlerin kendi fikirleri doğrultusunda empoze ettikleri düşüncelerinin halk arasında ikilem oluşturmasıdır.
Hemen yanı başımızda ki Suriye de yaşanılan iç savaş, ülkemizde onların iç işlerini karıştığımız ve orada ki kargaşayı desteklediğimiz şekilde algılanmaktadır. Suriye üzerinde oynanan oyunda ileride ülkemize zarar vermeyecek bir oluşum için, devletin kendi halkının geleceğine yönelik yapmış olduğu faaliyetler, Suriye üzerinde planları olan güçlerin ,bizim kamuoyunun ülkesine baskı kurması için oluşturulduğu algıdan kaynaklı tepki olduğu görülmektedir.
Konuyu başka bir örnek ile açacak olursak; gezi olayları masum bir eylem başlangıcı iken, gelmiş olduğu düzeye bakıldığında , organizasyonda kimlerin bulunduğu ve desteklediği göz önüne getirildiğinde, hakim gücün halkı kendi amaçları doğrultusunda nasıl kullanıldığını daha iyi görmekteyiz. Ağaç adı altında başlayan eylemlerin avm , başbakanın konuşma tarzı, polisin katı tavrı şeklinde yüzlerce örnek ile adlandırılması , yaşanılan olayların bir planın dahilinde yapıldığının göstergesidir.
Avrupa'da yaşayan bir kişinin , gezi olaylarının orada nasıl algılandığı yönünde ki sorumuza, '' Gençlerin ilk kez yaratıcı başkaldırı ile demokratik bir hak arayışı içinde olduğunu'' söylemesi gibi sokakların yakılıp yıkılması, taş ve sopalarla polise saldırılmasını muhalefet milletvekili de '' Demokratik hak arayışı ''olarak adlandırmıştı.
Avrupa'da başlayan İslam karşıtı hareketler camilere saldırı şeklinde münferit olaylar olarak görülürken, ırkçı söylemlerin ve İslam karşıtı eylemlerin artmaya başlaması, İslam dininin kutsallarına saldırılar ve Fransa'da yayınlanan karikatür olayından sonra yapılan terörist saldırılar ile yangına körük ile gidildiği çok net bir şekilde ortaya çıkmıştı.
Olayların arka planına bakıldığında, Avrupa birliğinin Amerika karşısında yeni bir denge kurma çalışmaları neticesinde, Amerika'nın Müslümanları kurulan dengede yanında tutabilme adına bir mücadele içerisinde olduğunu ve olayların fitilinin bu nedenle ateşlendiğini görmekteyiz.
Fransa'daki terörist eylemlerde bir çok soru işareti cevaplanmadan ortada kalmıştı. Markette sıkıştırılan bir teröristin yanında ki kadın terörist oradan çıkarak Suriye'ye geçmesi akıllarda soru işaretleri bırakmıştı. Nasıl bir rehine kurtarma operasyonu olursa olsun, rehineler kurtarılırken belli bir alanda toplanarak sorgulanmaları sonucunda bırakılmaları gerekirken, çatışma içerisinde olan kadın teröristin resimleri basında yayınlanmasına rağmen rehinelerin arasında dışarıya çıkıyor ve başka bir ülkeye gitmek üzere uçağa binerek izini kaybettiriyor, daha sonra bu uçağın İstanbul'a indiği belirleniyor ve Türkiye olayların içerisine çekilmeye çalışılıyor.
Fransa'da ki olayları protesto etmek için düzenlenen yürüyüşe katılmak üzere ülkemizin başbakanı bölgeye gidiyor, yapılan bir basın toplantısında Alman gazeteci teröristin Türkiye üzerinden Suriye'ye geçtiğini belirtmesinin ardından başbakan '' İstanbul'a gelen uçağın İspanya'dan geldiğini'' söylemesi üzerine gazetecinin almak veya vermek istediği mesaj Türkiye'nin bu eylemlerde parmağı olduğuna yönelikti.
Daha sonra anlamsız şekilde ülkemizde bir gazete tarafından aynı haber yayınlanmaya başlıyor, doğal olarak buna halk tepki gösteriyor. Diğer taraftan başka bir gazete ülkenin kurucusuna yönelik haber yaparak tepki çekiyor.
Tüm olaylara bakıldığında, birileri sistem kurmanın peşinde iken, sisteme dahil olan halkların kullanılmasından vazgeçilmiyor. Olaylara bakıldığında masum bir ağaç protestosu veya münferit cami kundaklama, yada basın özgürlüğü gösterilirken arka planda ki başka hesaplar gizlenilmektedir.