SKANDAL..!

Şakir KABAKÇIOĞLU

 


Amerika Birleşik Devletleri'nin Meksika sınırında oturan bir ABD vatandaşı varmış. Bu adam motosikleti ile Meksika'ya geçmek üzere gümrük kapısına gelmiş. Gümrük memuru, motosikletin arkasında bir çuval olduğunu görmüş ve içinde ne olduğunu sormuş. Adam ''çuvalın içinde deniz kumu olduğunu ve bu kumu Meksika tarafına götürdüğünü'' söylemiş. Gümrük memurunu bu cevap tatmin etmemiş ve demiş ki adama ''Meksika'da da geniş sahiller ve bol miktarda kum var, ne yapsınlar senin kumunu? sen kesin bir şey kaçırıyorsun.'' Gümrük memuru, çuvalı dökmüş karıştırmış bir şey bulamamış. Sonraki günlerde de, adamın her Meksika'ya geçişinde kumdan numune alıp laboratuara göndermiş. Fakat sonuç hep deniz kumu olduğu ve içinde başka herhangi bir maden ya da kimyasala rastlanmadığı yönünde rapor gelmiş. ABD'li adam yıllarca her gün sınırdan Meksika'ya geçip akşam dönmüş. Yıllar birbirini kovalamış, gümrük memuru emekli olmuş. Derken bir gün bir barda Meksika'ya her gün kum taşıyan adamla karşılaşmış. Kendisine '' ben artık emekli oldum, sana bir zarar veremem, sen Meksika'ya kesin bir şey kaçırıyordun, ben yakalayamadım, söyle kum çuvalında veya kumun içinde ne saklıyordun?'' demiş. Adam cevaben'' Ben Meksika'ya motosiklet kaçırıyordum, ABD'den yeni motosikletle çıkıyor, onu satıyor, eski bir motosikletle akşam dönüyordum. Sen hep kum çuvalına ve içindeki kuma odaklandığın için yıllarca motosikletim hiç dikkatini çekmedi'' demiştir.

Bu işin latifesi belki ama hikaye ülkemizdeki durumun bire bir karşılığı gibi. Neden mi?

Reyhanlı saldırısını soruşturan, TMK 10 maddesiyle (özel) görevli Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin yaptığı açıklama '' 11.05.2013 günü saat 13:35 sıralarında Hatay İli Reyhanlı ilçe merkezinde iki farklı noktada patlama meydana gelmiştir. Olayla ilgili olarak 08.05.2013 tarihinde Hatay İl Emniyet Müdürlüğüne gelen ihbar, TMK 10 maddesiyle görevli Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'ne iletilmiştir. 09.05.2013 tarihinde tarafımızca güvenlik birimlerine, ihtiyaç duyulan mahkeme kararları, talimat ve izinler verilmiştir, kamuoyu yanlış bilgilendirilmektedir…..'' diye açıklama devam ediyor.

Yani TMK 10 maddesiyle (özel) görevli Adana Cumhuriyet Başsavcı vekilliği mealen; ''Bizim saldırının gerçekleşeceğinden haberimiz vardı. Biz gerekli izinleri üç gün önce güvenlik güçlerine verdik fakat patlamalara neden engel olmadılar anlamadık! Bizim bir kabahatimiz yoktur.''diyor.

Bu açıklama başlı başına bir skandal!. Bu olay Batılı devletlerden birinde yaşansa, yer yerinden oynar. Bizde durum ortada! TMK 10 maddesiyle (özel) görevli Adana Cumhuriyet Başsavcı vekilliği, olayın faturasının kendilerine kesilmemesi için çabalıyor. Yapılan açıklamanın doğru olduğu da ortada, Çünkü; Bir hukukçu olarak ceza davalarına ilişkin soruşturmalarda, olay kamera kayıtlarında açıkça ortada olsa bile, faili tespit etmek ve göz altına almak çoğu zaman günler sürmektedir. Ancak Allah'ın işine bakın ki, Reyhanlı'daki saldırının üzerinden bir saat geçmemişti ki, faillerin yakalandığı açıklandı. Bombalama eylemini gerçekleştiren olay yerinden Reyhanlı Emniyet Müdürlüğüne gidip, ben yaptım dese bile bunu tespit etmeleri saatler, belki günler sürer. Çünkü fail belki de başkasının suçunu üstlenmeye çalışıyordur diye düşünülür ve soruşturma bu kapsamda yürütülür. Bu durum Adana savcılığının açıklamasını doğruluyor. Failler önceden bilinmeseydi, olay öncesi ve olay sonrası takip edilmeselerdi bu kadar hızlı yakalanmaları mümkün olamazdı.


Peki, madem failler günler öncesinden takip ediliyordu ve yapacakları eylem biliniyordu da neden olaya engel olunmadı? Güvenlik güçleri arasında bir hesaplaşma mı yoksa, MİT Güneydoğu Anadolu'da PKK'lı teröristlerin başlarına bir şey gelmeden yolcu etmekle uğraşırken, asıl görevini unuttu mu? Bu durum neresinden bakarsak bakalım, büyük bir skandal, AKP hükümeti bu konuda nasıl bir soruşturma yapacak, hep birlikte göreceğiz.

Burada sadece iç dinamiklere bakmak, sadece kum çuvalına odaklanmak olacaktır. Bölgede yapılan ince planlara AKP hükümeti piyon olmamalıdır. Saldırının zamanlaması, Başbakan'ın ABD ziyareti öncesi ve Hükümetin;ABD Suriye'ye müdahale ederse varız açıklamasının arkasından gerçekleşmesi de düşündürücüdür.Bu saldırı ile, Suriye'ye saldırmak için bir bahane üretilmeye çalışıldığı seçenekler arasındadır.

Şayet AKP hükümeti Reyhanlı saldırısının aydınlatılması ve görevini ihmal ederek, ülkemizi savaşın eşiğine getirenleri tespit etmez ya da edemez ise bu yükün altında ezilecek ve bundan sonraki muhtemel saldırılarda asıl zanlı kendisi olacaktır.





Sağlıcakla Kalın…..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.