Koronavirüs nedeniyle iki haftadır, hafta sonlarında “Sokağa Çıkma Yasağı” uygulanmaktadır. Otuz bir ilimizde uygulanan bu yasağa, büyük ölçüde vatandaşlarımız itibar etmekte ve uymaktadır. Bilim Kurulu Üyelerinin karaları doğrultusunda alınan, Sokağa Çıkma Yasağı’na mutlaka uymak gerekir. Bu; dini bir sorumluluk, vicdanı bir duyarlılık, insanı bir hassasiyet ve vatandaşlık görevidir. Virüslü olmadığı için yasağa karşı tepki geliştirmek haklı bir durum değildir. Peygamberimiz, “Veba” hastalığı hususunda; -o da bulaşıcı bir hastalıktır- bir yerde veba hastalığı varsa oraya girilmemesini, vebalı olanın da evinden çıkmamasını tavsiye etmiştir. Hz. Ömer efendimiz de, veba hastalığının bulunduğu şehre girmemiş, kendisine “Allahın kaderinden mi kaçıyorsun” diyenlere de, “Evet ! Allahın kaderinden yine Allahın kaderine kaçıyorum(sığınıyorum)” diye cevap vermiştir.
Koronavirüs’ün bulaşıcı bir hastalık olduğunu, hem konunun uzmanlarından, hem de tecrübe ile dünyada yaşananlardan görüyor ve öğreniyoruz. İzolasyona dikkat edilen yerlerde hastalığın daha kolay atlatıldığına ve daha az kişiye bulaştığına şahit olmaktayız. En kısa zamanda söz konusu hastalıktan kurtulmak için öncelikle korunmak gerekir. Herkes kendisini bu hastalıktan korumuş olursa; ülkemiz kendiliğinden de kurtulmuş olacaktır. Gerekirse bu yasağın daha da uzatılması ve hafta içine de yayılması; korunmak ve kurtulmak için lüzumlu görülüyorsa onun da yapılması lazımdır. Herkes de bu kararlara uyacaktır. Hastalığın ilk günlerinde, hastalık hafife alınmış ve bilim kurulunun ortaya koyduğu tedbirlere uyulması hususunda bir takım duyarsızlıklar gösterilmiş olmuşsa bile, süreç içinde işin şakasının olmadığı ve hastalığın hızla herkese bulaşmaya devam ettiği görülmüştür.
Küresel bir sorun haline gelen Koronavirüs nedeniyle; insanların yaşam düzeni bozulmuş, ekonomik gidişat etkilenmiş, herkes kendi dünyasına çekilmek zorunda kalmış, kendi evinde eşiyle ve çocuklarıyla bile mesafeli bir hayat sürmek durumuyla karşı karşıya olmuştur. Sürecin devam etmesi halinde bir takım psikolojik sorunların ve sorunluların da ortaya çıkması kaçınılmaz hale gelecektir. Kamil bir imana ve ihlaslı bir ibadet hayatına sahip olanlar bu süreçten en az etkilenecek, ekonomik durumları bozulsa bile psikolojilerinde her hangi bir sorun oluşmayacaktır. Bu nedenle; Koronavirüs sürecinin en kısa zamanda sona ermesinin sağlanması için herkesin elinden geleni yapması, vatandaşların da istenen kurallara uyması şarttır. Gelinen süreçte, en önemli ve istenen kural da; eve çekilmenin sağlanması, izolasyon kurallarına uyulması ve fiziki mesafeye riayet edilmesidir. Sokağa çıkma yasağı da bu alışkanlıkların oluşmasında en büyük etki gücüne sahiptir. Ayrıca insanların birbirine çeşitli vesilelerle yaklaşmasının da böylece önüne geçilmiş olmaktadır.
Koronavirüs’ün; yediden yetmişe herkesi kendi çapında etkilediği bilinmektedir. Büyük işletme sahipleri daha fazla etkilenirken, ekonomik olarak etkilenmese bile devlet memurları da psikolojik olarak etkilenmektedir. Bazı vatandaşlar ekonomik, bazıları sosyal, bazıları psikolojik, bazıları da sosyolojik olarak bu süreçten payına düşen olumsuz hisseleri almaktadır. Herkesin ortak arzusu ve duası; en kısa zamanda bu sıkıntıdan kurtulmaktır. Hastalık sona erse bile, sonuçlarının hayli zaman etkisini göstereceği de bir hakikattir. Meslek gruplarına göre söz konusu olumsuz etki; bazılarında bir ay, bazı meslek ve iş guruplarında belki bu etkilenme süreci bir yıl devam edecektir. En kısa zamanda Koronavirüsten kurtulmak, öncelikle korunmakla sağlanacaktır. Bunun için; istenen kurallara uymak şarttır. Sokağa çıkma yasağı da bu kurallardan en önemlilerinden birisidir.
Haziran ayında her şeyin yavaş yavaş düzene gireceğini düşünüyoruz. Eğer, istenen kararlar uygulanır ve herkes Bilim Kurulunun belirlediği ilkelere riayet ederse; süreç en kısa zamanda sona erecektir. Bu tedbirlere riayet ederken, “Dua” etmeyi de unutmamak gerekir. Allahın izni dışında hiçbir şeyin olmayacağı itikadimizin gereğidir. Her şeye kadir olan Allah c.c. bu konuda da dualara, yardımıyla tecelli edecektir. Dua; tedbirlerin en önemlisi ve en etkili olanıdır. Yüce Allah’ın kuluna verdiği değer, duasıyla doğru orantılıdır.