Hayatta en çok üzüldüğüm durum sokma akılla iş yapmaya, konuşup toplumda bir yer edinmeye çalışan insanların içine düştükleri durumdur.
Buna en güzel örnekte bir sendikacı kardeşimizdir. Bu kardeşimiz, Türkiye Kamusen gibi ciddi, ayağı yere basan bir sendikaya bağlı Türk Yerel Hizmet-Sen'in başkanıdır. Kendisi İlkadım Belediyesi'nde memurdur. Bir sendikacı olarak görevi sendikasına bağlı memurların hakkını aramaktır. Ama nerde?
Bu kardeşimiz görevini yapsa Kamu-Sen"e bağlı sendikaların seçimleri öncesinde, yerel gazetelere Türk Eğitim-Sen ve Türk Sağlık-Sen Temsilcileri hakkında asılsız üfürmelerde kim bulunacak.
Gazete okumadığı her halinden belli olan bu kardeşimiz, Samsun'da yaşanan olaylardan habersiz açıklamada bulunabilecek kadar kendinden geçmiş durumda. Zira Samsun'un adının kötü olaylara karıştırıldığını anlatırken, suçlu olarak Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Adnan Bahadır'ı gösteriyor. Ve bugüne kadar sendikacılık adına hiçbir başarı gösteremeyen bu kardeşimiz üstüne bir de, "Adnan Bahadır Başkan Vekilliğinden istifa etsin. Onun yüzünden Samsun'un adı kötü duyuldu" şeklinde gerçekle alakası olmayan bir açıklama yapıyor.
Bu kardeşimizin sokaktaki Mehmet ağa kadar azıcık gazete okuma kültürü olsaydı, uluslararası ajansların haberi, "Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Adnan Bahadır'a, sahibi olduğu Denge Gazetesi'nde çıkan bir yazı yüzünden saldırıldı" bilgilerini okurdu. İlla birileri böyle gözüne gözüne sokmazdı.
Şimdi bu çevresinden bi haber kardeşimiz sendikacı. Allah'ın işine akıl sır ermiyor tabi. Sendikacı olan bir insanın saldırıya uğrayanın yanında değil de saldıranların yanında yer alması bu sendikacılığı hakkıyla yapan diğer arkadaşlarımıza yapılmış bir hakarettir. Ama sendikacılık kültürünü hazmedemeyen bu kardeşimiz yok, illa "Ben tetikçiliğe soyunacağım" diyor ve densizliğini sürdürerek; "Kimsenin Samsun'u Samsun yapan çalışkan, dürüst insanların önünü kesmeye hakkı yok." Yani Kasa kardeşimiz, "Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz'a daha fazla zarar vermeden Bahadır görevinden istifa etsin" açıklamasında bulunuyor.
Bre densiz, bir defa bu talebi yapmak sana düşmez. İkincisi insanlar başkalarının saldırısına uğradığı zaman bulunduğu makamdan istifa etmez. Üçüncüsü o densizliği yapanların fotoğraflarını Bahadır mı Türkiye gündemine taşıdı. Senin de şikayet ettiğin konuyu ülkenin gündemine taşıyan Haber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Necdet Uzun'dur. Dördüncüsü, insan dediğin önce ne dediğini bilecek, sokma akılla hareket etmeyecek. Sen Haber Gazetesi'nin muhabiri misin? O her biri birbirinden kıymetli arkadaşlarımız, başlarındaki yönetmenleri, "Yapın" dediği için yaptıkları haberleri gerçek mi sanıyorsun? Sen ne biliyorsun ki!
Bu işler, İlkadım Belediyesi'nde Yapı'da çalışıp İlkadım Belediye Başkanı Erdoğan Tok"un kardeşinin kaçak yapı yaptığı yönünde basına sumen altından aslı astarı olmayan bilgi vermeye benzemez!...
Yahu kardeşim!
Hakikaten sen neden rahat rahat oturup yapı işlerini halletmiyorsun da, seninle uzaktan yakından ilgisi olmayan bu işlere giriyorsun. Senin üstünde Kamusen İl Temsilcisi yok mu? O böyle bir açıklamayı olayın mahiyetine bakarak uygun bulmuyor da, sen nereden buluyorsun? Sahi sen kimsin?
Bugüne kadar memurların hakkı için ne yaptın? O birbirine kırdırmak istediğin profesyonel sendikacıların içinde kendini sendikacı mı zannettin? Senin profesyonel sendikacı olamayışın gayet doğal. MHP gibi vatanını seven insanların yanına takıldın ya kendini Samsun'u kurtaracak adam zannettin heralde. Sen o insanların da bu sendikanın da içerisinde yer alabilecek vizyona sahip değilsin. Olmuş bir hata bari geri dön. İşi ehline bırak. Sendikacıysan maşa olma, maşa isen sendikacı olma. MHP"li isen adam ol, adam değilsen MHP'li olma.
Heyhat!
İnsan önce ne yaptığını, neyi, niçin, neden, kiminle, nasıl eleştirdiğini bilecek! Eğer bunların hepsini biliyorsan sana helal olsun... Tetikçilik yakıştı... Konuşmaya devam et. Konuşmayana, senin konuştuklarını da kendi çıkarları uğruna kullanmayana da aşk olsun. Şafak söktüğü zaman yarasaların hangi deliklere gireceğini de hep birlikte göreceğiz.