Gazze'de çocuklar öldü demek kolay bazılarına,"kolaysa gel de çocuğum öldü" de.
Parçalanan,yanan,katledilen, açlıktan,susuzluktan,tedavi görememekten ölen,molozların altında kalıp yiten,küvezlerde daha gözünü dünyaya açmadan tek tek nefesini tüketen, aciz,çaresiz bebekler sizlerin,bizlerin de çocukları olabilirdi.
İnsan her acıya karşı hayatta kalabiliyor ama nasıl dayanabiliyor.Bizler günlerdir izliyoruz, vicdanı olan ağlıyor, yüreği yanıyor, kahrediyor o çocukların anaları babaları çaresizce kucaklarında ya da gözlerinin önünde yitirdikleri evlatlarına nasıl dayanıyor.
Yanıyorlar da dayanıyorlar, Allah öyle bir iman kuvveti veriyor ki onlara hep dillerinde "Allahuekber","Hasbünallahveni'melvekil"sözleri dökülüyor.Çünkü görüyorlar ki Allah'dan başka yardımlarına koşan olmayacak.
Onların dünyalarını onursuz, şerefsiz,vicdansızca kararttılar ama onlar dünyadaki diğer insanlara güneş gibi doğuyorlar.
Görüyoruz ki özellikle batıdaki vicdanlı insanlar, insanlığa,insana değer veren,kendileri kadar onların da yaşamına saygı duyanlar birlik oldu,seslerini yükseltti,protestolar ediyorlar.Beklemediğimiz yerlerden,cesaretle seslerini çıkarıyor, Filistin'e ses oluyorlar.
İsmafobi için yıllarca uğraşıp,başarıya da ulaşanların çabaları Filistin'deki inancın, küçücük çocuklardaki dahi imanın büyüklüğü karşısında batıda hayranlığa yol açıyor,bir çok kişi Kur'an'ı Kerim'i okumaya başlıyor, İslam'ı öğrenme isteği duyuyor ve azımsanmayacak sayıda İslam'a giriyorlar.Filistindekiler cihad ediyor,şehit oluyor,kaybediyor gibi görünse de en büyük ödülleri kazanıyorlar.
Kimler kaybediyor peki?
En çok müslümanlar kaybediyorlar.
İsrail'e destek verenler kaybediyor.
İnsanlığını yitirenler,bu soykırıma,katliama sessiz kalanlar, göz yumanlar kaybediyorlar.
Yıllardır insanların iliklerini sömüren sömürgeci ülkeler kaybediyor.
Korkaklar,dünya zevklerinden,şanından şöhretinden vazgeçemeyenler kaybediyor.
Tarafını belli etmeyenler kaybediyor.
En çok da Arap ülkeleri kaybediyor.Onlar istikbalini de ,ahiretlerini de kaybetmiş durumdalar.
İsrailli protestocular"Filistin yok, ölsün Filistin"diye bağırırken "öldü Muhammed","ÖLSÜN ARAPLAR"diye sloganlar atiyorlar.Suudi Arabistan yanımızda,Fas yanımızda, Lübnan yanımızda"diye cesaretle bağırıp, Filistinlilere,Araplara ağza alınmayacak küfürler ediyorlar.
"Muhammed öldü"dedirten Arap ülkeleri ölmüştür zaten.Peygamber (s.a.v)'in mirasına,emanetine, İslam'a, müslümana sahip çıkmayan,kendi saltanatını korumak adına Siyoniste sahip çıkan Arap devletleri ölmüştür zaten.Sanıyorlar ki bize birşey yapmazlar, Filistin'e sahip olduklarında siz de bitmiş olacaksınız ve size de sıra gelecek.
Siyonistler için kendileri dışındakiler insan değil,öldürülmeli ve yok edilmeli.
Sabah daha iki yaşlarında bir çocuk gördüm televizyonda, Filistinli,acı ve şok içinde,tek başına oturuyor,annesi yok, babası yok, belki tek başına kalmış bu dünyada.Anne baba demeye yeni başlamış o küçücük çocuk,minicik ellerini açtı,"Ya Rab,Ya Rab dedi"vallahi.
O çocuğun,minicik acı yüreğinden çıkan o nida önce bomba gibi sessiz kalan,ihanet eden müslümanların başına düşer,sonra katil,canavar İsrail'in başına.
"Filistin'in bu imanlı, teslimiyetli,onurlu duruşuyla onların torunları,onları kahraman olarak anacak.
Peki o zalim,onursuz, vicdansız İsraillilerin torunları onları nasıl hatırlayacak?"diyordu biri.
Gerçek kazanan kim?Tarih ve zaman gösterecek.
İsrail sivil vatandaşlarını bile silahlandırıyor.Siviller çarşıda pazarda,sahilde omuzlarında uzun namlulu silahlarla geziyor,psikolojik korku salıyor ve onlara "istediğiniz zaman öldürebilirsiniz,sizi kimse suçlamayacak"deniyor.Ellerinde taştan başka silahı olmayanların karşısında,uzun namlulu siviller çıkarıyorlar.
Bu da yetmiyor, işgallerine Gazze'de savaş sürerken Batı Şeria 'da Filistin'deki çeşitli bölgelerde insanları köylerinden, evlerinden zorla sürüyorlar.Yerleşimci dedikleri istilacılar insanların evlerini basıyor,silah zoruyla insanları topraklarından sürüyorlar.
Topraklarını bırakmak istemeyen Filistinliler zorla göçe zorlanıyor.Guruplar halinde ellerinde beyaz bayraklar, akıllarında geride bıraktıkları topraklar,nereye gittikleri meçhul,büyük bir bilinmeze doğru yürüyorlar.
Yıllardır evlerinde bile emniyette olmayan,esir hayatı yaşayan,kendi topraklarında mülteci kamplarına hapis edilen bu insanların dramı daha ne kadar sürer bilinmez.Ama bu sadece onların imtihanı,onların savaşı değil bunu görmek lazım.
Hamas bunu başlattı diyenlere, geçmişte İsrail ordusunda general olarak görev yapmış bir şahsın sözleri iyi bir cevap olur.
"27 Eylül 2008'de yirmi bir gün sürecek olan ve hiç bir sebebi olmayan bir savaş başladı.Savaşın ilk günü 100 ton bomba kullanıldı.Bir tonluk bomba tüm bir şehir bloğunu yok edebilir güçtedir.Saldırı saati sabah 11:25 de okula giden sabahçı ve öğlenci çocukların değişim yaptığı saat olarak seçildi İsrailli yöneticiler tarafından.Ben bu günü yahudi tarihinin en utanç verici günü olarak görüyorum.İsrail ordusu dünyanın en iyi eğitilmiş,en iyi ekipmana sahip,en iyi beslenen terör örgütlerinden biridir."
Bunları bir zamanlar İsrail ordusundan biri söylüyor, onların terörist olduğunu kendileri söylüyor.Ama o utanç gününe sayısız utanç günleri eklediler.
O ölenler sayıdan ibaret değil. Ve bu utanç tüm dünyaya yeter.
Dünyanın çeşitli yerlerinden üçyüz avukat İsrail hakkında suç duyurusunda bulundu, sayılarının da artabileceğini söylüyorlar.Şavas suçundan yargılanması için gayret gösteriyorlar.Sonuç ne olur zaman gösterecek.Yetkili makamlar ne zaman devreye girecek?Devletler daha ne kadar sesiz kalacak?Daha ne kadar insan ,ne kadar çocuk ölecek?
Cevabı yok şu anda.
Soykırım, sürgün ve katliam
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.