Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre şehrimiz nüfusunun % 83,4 ' ü Samsun nüfusuna kayıtlı. Samsun en fazla Ordu,Trabzon,Amasya,Giresun ve Rize ' den göç almaktadır. Rakamlar zannedildiği kadar yüksek değil.Samsun nüfusu içinde diğerleri ile beraber toplamda yüzde on yedi oranında yer kaplamaktalar.Nüfus kayıtlarını Samsun ' a aldırmış kişileri de hesaba katarsak bu oran yüzde yirmi olur.
Samsun ' un yerlisi mi var, diyenler için hesap ortada.Şehrin yüzde sekseni yerli.Yüzde seksen yerli nüfusun yönetimde söz söyleme oranı yüzde sıfır.Neden böyle? Bu sorunun cevabını arayalım.
2009 yılında İlkadım Belediye Başkanımız Samsun milliyetçiliğinin bir sonucu olarak makama seçilmiştir.Doğruları vardır , yanlışları vardır.Hizmetler yapılmadığı ya da az yapıldığı için eleştirilebilir. Ama yapılacak eleştiriler belediyecilik anlamında olmalı , Sayın Başkanı daha çok çalışmak için zorlamalıdır.
Oysa ki , Sayın Başkan ile ilgili yapılan olumsuz yorumların büyük bir kısmı kişiseldir.Ve hemen hepsi bizi işe almadın serzenişleridir.Bu konuda Kavaklı hemşerilerim başı çekmektedir.Oy verdik , hizmet isteriz değil, iş isteriz mantığındayız.İstediğimiz iş ne peki ?Belediyede asgari ücretle çalışmak. Ufkumuz bu kadar.İşçi çalıştıran insanlar olmak değil amacımız.İşçi olmak.Dilimize yerleşmiş bir söz vardır .Laz bir inşaatta iki ay çalışır,üçüncü ay müteahhit olmuştur zaten.Lazın gözü müteahhitlikte iken biz Kavaklıların gözü emekliliktedir.Büyük düşünemediğimiz için büyüyemiyoruz.
Şehrimize göç etmiş olan büyük düşünenler bu boşluğu dolduruyor.Büyük düşünüyorlar ve büyüyorlar.
Siyaseti kahve dedikodusu ve sandıkta oy kullanmak olarak algılıyoruz.Sandıktan çıkacak isimlerden biri olmak için en ufak bir çaba göstermiyoruz. Arka olmayı değil, arkada olmayı tercih ediyoruz.Risk almıyoruz , alanı desteklemiyoruz. İşin kolayına kaçıyor , kenardan konuşuyoruz.Siyaset vakit ve nakit işidir.Vaktimiz ve nakdimiz bizde kalsın ama yönetimde sesimiz çıksın istiyoruz.Öyle bir dünya yok. Özellikle nakit harcamak konusunda , nispeten daha zengin olan Bafralı ve Çarşambalı hemşerilerimiz elini taşın altına koymalıdır.
Şehrimize göç etmiş olan vakit ve nakit sahibi insanlar bu boşluğu dolduruyor. Vaktini ve nakdini harcıyor.Seçen değil seçilen , yönetilen değil yöneten oluyor.
Biz değil ben duygusunun etkisini üzerimizden atamıyoruz. Dik duruşları ile gençlere örnek olmasını , yol göstermesini beklediğimiz kişiler her dönem başka bir partiden adaylık yarışına girmektedir. Siyaset kısa vadeli düşünmeyi kaldırmaz.Sabrı olmayanın siyaseti olmaz.Uzun yıllar sonunda bu gerçeğin farkına varmaları gerekenler yine yarış içindeler.
Şehrimize göç etmiş olan ben değil biz duygusuna ve siyaset sabrına sahip insanlar bu boşluğu dolduruyor.Dik duruyor ve söz sahibi oluyorlar.
Ticaretimiz işçi olmak , siyasetimiz vakit ve nakit harcamadan kenardan konuşmak , dik duruşumuz her dönem başka partiden aday olmak...Sonra, neden söz sahibi değiliz?
Şehrimizde söz sahibi olmak istiyorsak ,ticaretimiz işveren olmak , siyasetimiz içinde olup vakit ve nakit harcamak, dik duruşumuz söz sahibi olana kadar aynı partide kalmak olmalıdır.