Uzmanlar, son zamanlarda sıkça görülmeye başlayan zona hastalığında stres ve depresyona karşı baş etme stratejilerinin geliştirilmesinin önemli olduğunu vurguluyorlar.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Gaye Kağan, halk arasında “gece yanığı” olarak da bilinen zonanın, stres, depresyon, aşırı üzüntü, travma gibi ruhsal durumların tetiklemesiyle ortaya çıktığını söyledi. Kağan, son zamanlarda zona vakalarının görülme sıklığında gözle görüler artış görüldüğünü belirtti.
Bir deri hastalığı olan zonanın, çocuklukta geçirilen suçiçeği hastalık virüsünün vücutta kalmasıyla ve daha sonra tetiklenmesiyle oluştuğunu kaydeden Kağan şunları söyledi:
“Çocuklukta geçirilen suçiçeği hastalığı sırasındaki virüs vücuda yerleşerek bir belirti olmaksızın inaktif bir şekilde vücutta kalır. Ancak ileriki dönemlerde bağışıklık sistemi zayıfladığında aktifleşerek zona hastalığına neden olur. Ciltte döküntü, kabartı, kaşıntı gibi belirtilerle kendini gösteren zona hastalığı vücut direnci her düştüğünde tekrarlayarak kendini gösterir. Vücutta uzun yıllar kalan ve hastalık oluşturmayan bu virüsü büyük stres etkenleri, travma, uykusuzluk, yorgunluk, aşırı üzüntü, kronik depresyon, yaşlılık veya vücut direncinin düştüğü anda ortaya çıkmasıyla zona hastalığını tetikliyor.”
Stres en büyük kaynak
Zonanın stres ile doğrudan bağlantısı olduğuna dikkat çeken Uzman Psikolog Kağan, stresin bireylerin herhangi bir durum, olay ya da kişilerarası etkileşimleri sırasında tehdit olarak algılamalarına neden olacak olumsuz koşullarda organizmanın kendini korumak için harcadığı çaba sonucu ortaya çıktığını söyledi.
Kağan şöyle konuştu:
“İnsan vücudundaki iç denge, organizmanın çevre koşullarında değişen durumlarda iç tutarlılığını sağlamaya çalışmasıdır. Stres durumlarında organizma iç denge ile uyum sağlamaya çalışır. Ancak kronik, şiddet düzeyi yüksek stres durumlarında organizma kendi kendini korumaya çalışırken bağışıklık sisteminde direncinin düşmesine sebep olabilir. Bu bağlamda bağışıklık sistemi zayıfladığında açığa çıkan zona hastalığında stres faktörü büyük rol oynamaktadır. Fiziksel hastalıklar ruhsal durumu etkilediği gibi, psikolojik durumlar da fiziksel hastalıkların açığa çıkmasında etken olmaktadır. Bu bağlamda zona hastalığına baktığımızda her iki süreçten de etkilendiğini görebiliriz. Ciltte kaşınma, döküntü, uzun süren şiddetli ağrılar bireylerin ruhsal durumlarını olumsuz olarak etkilediği gibi, psikolojik olarak olumsuz süreçlerden geçen birinin de vücut direncindeki zayıflama da zona rahatsızlığının tetiklenmesine neden olmaktadır.”
Moral, Zona ile savaşta iyi bir silah!
Stresin neden olduğu hastalıklardan biri olarak son yıllarda dikkat çeken zonanın önlenmesinde vücut direncinin önemli olduğunu kaydeden Kağan, tedavide de moralin büyük önem taşıdığını söyledi. Kağan şöyle dedi:
‘’Bireylerin stresle, yoğun sıkıntılara karşı sağlıklı baş etme stratejileri geliştirmesine yönelik psikoterapi de zona hastalığı için bir tedavi yöntemi olarak yardımcı olabilir. Özellikle hastalığın tekrarlama riskini azaltmasını sağlamasında büyük rol oynayabilir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında zona rahatsızlığı psikodermatolojik yani zihin ve deri arasındaki etkileşimi inceleyen disiplinlerarası bir bilim dalı olarak ele alınıp tedavi edilebilir.”