SU AYGIRI YENİDEN SİYASET SAHNESİNDE
Her zaman olduğu gibi bugün de konumuza girmeden küçük bir ayrıntı vermek istiyorum. Cumartesi günkü gazete manşetinde de gördüğünüz gibi Ondokuzmayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Akan gazetemizi ziyaret ettti. Bu ziyaretten bazı kişilerin rahatızlık duyduğunu hatta bunu yorumlarda beyan ettiklerini de gördüğümden bazı hususları açıklama gereği duydum. Hüseyin Akan Bey ile 1995 yılından beri tanışır, görüşür, sohbet ederiz. Kendisi ile aynı dünya görüşünü paylaştığımız gibi, yaşam biçimlerimiz de üç aşağı beş yukarı aynıdır. Rektör atanmadan önce de kendisinin atanabilmesi için destek verdiğimiz herkesin malumu. Ancak Rektör olduktan sonra her idarecinin etrafındakilerinin yanlış telkinleri sonucu, bazı hatalar yaptığı için biz bu hataları siz değerli okurlarımızla paylaşmıştık. Hatta geçtiğimiz aylarda varan serisi olarak sizlere sunmuştuk. Bu yazdıklarımızın bugünde arkasındayız ancak Rektör Bey ile yaptığımız görüşme sonunda dile getirdiğimiz konuların tamamına el attığını ve gereğini yaptığını söyleyince içimiz rahatladı.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile ilgili bundan sonraki süreçte politikamız, yanlışların karşısında durmaya devam yönünde olacak. Ancak Rektörlük seçiminde adaylar arasında desteğimizi yine Hüseyin Akan hocadan yana olacağını herkesin bilmesini isterim. Nedenine gelince papaza kızıp kilise yakacak kadar basit düşünceli olmadığımdan dünya görüşüme uygun olan Hüseyin Akan Hocaya destek vermek inancımın gereği olduğunu düşündüğümden açık tavrım bu yönde olacaktır. Ama bu yapacağı yanlış icraatlara destek vermek anlamına asla gelmeyecektir. Yanlış yapan kim olursa olsun gereğini yapacağımızdan en ufak şüpheniz olmasın. Örneğiin Makina İkmal ile ilgili gelen şikayet mektubu yönetimle paylaşılmış, yönetim de gerekli soruşturmayı başlatmıştır. Bundan sonra gelecek şikayetler de bu çerçevede değerlendirilecektir.
Gelelim asıl konumuza dün iptal edilen Canik İlçe Kongresi ile ilgili daha önce yapmış olduğumuz manşet haberde ilçe Başkanlığına aday gösterilen Mehmet Ali Elbir'in Osman Çetinkaya'nın isteği doğrultusunda tespit edildiğini haber vermiştik, bazıları bu habere ciddi anlamda tepki vermiş, olayın bizim dediğimiz gibi olmadığını ifade etmişlerdi. Olayın kimin dediği gibi olduğu dün bir kez daha ortaya çıktı. Ancak Osman Çetinkaya'nın seçtiği isim başkalarının kontrolüne girdiğinden sonuç alamadı. Peki neden başkalarının kontrolüne girdi derseniz orası çok ilginç. Adamcağızın Hasköy'de bulunan arsaları için beklentisi olduğundan Osman Çetinkaya'nın dediğini yapmadı ve siyasi hayatına son verdi.
Peki bu işlerin arkasında kimler var derseniz, kimler yok ki. Sevgili kayınçomdan, odasız müşavire, Vezir hazretlerinden, su aygırına varıncaya dek herkes bu olayın içerisinde. Hatta bu haçlı ittifakı bir yerel gazeteyi de destekleme kararı alıp, gazetede benimle ilgili yazı yazmak kaydı ile maaş alan haysiyetsize dahi destek olmaya başlamışlar, hatta bu konuda kimlerin nasıl ve nerede görüştüklerini de tespit ettim ancak onlara da çok yakında çok güzel sürprizlerim olacak. Yüce Rabbimiz kitabında Onlar istese de istemesede Allah Nurunu tamamlayacaktır buyurmaktadır.
Bu haçlı ittifakı o kadar enteresan bir ittifak ki,geçmişte ne kadar birbirine siyasi rakip kişi varsa hepsi bir araya gelmiş durumda. Siyasette bu tür ittifaklara alışılmıştır ancak 'Su Aygırı' ile kayınçomun ittifak etmesini bir türlü anlamış değilim. Su aygırı deyince herkes telefona sarılıp kim bu su aygırı?diye soruyor. Su aygırı hayvanı ile geçmişte siyasette olanları göz önüne getirdiğinizde kimin su aygırına benzediğini rahatlıkla anlarsınız. Yolda yürürken ve adımlarını atarken dizlerini kırmadan yürüyen, sağa sola bakmaksızın yoluna devam eden, şeytanlık denilince ondan daha maharetlisi akla gelmeyen, herkesi kavga ettirip karşıya geçerek seyretmekten keyif alan zatı muhtuuuuuuuuuuun olsa olsa su aygırı olabilir diye düşündüğümden bundan sonraki yazılarımızda, anılırken Su aygırı olarak anılacaktır. Dün Canik kongresinde su aygırı aktif olarak sahnede idi. Bir arkadaşa gidip demiş ki Sen saha amiri olabilirsin ama biz de sahaya indik haberin ola. İşin enteresan yanı, onun indiği sahalarda futbolun sürekli olarak şikeli oynanmış olmasıdır. Şimdi birileri çıkıp bu şehirde su aygırı dendiğinde akla falanca gelir derse şaşmayın ama çok da önemli değil.
Siyaset zor sanattır ve herkesin işi değildir, birilerinin vesayeti ile bir yerlere gelip, makam kazananlar beraber oldukları kişilere vefasızlık yapar iseler geldikleri yere döneceklerinden şüpheleri olmasın. Önceki gün birlikte olduğum Recep Yıldırım Bey çok güzel bir şey söyledi. ''Kavga eden evden kimse kız almaz'' dedi. Çok doğru bir söz,siyasette kavga eden kaybeder. Arkadaşlara tavsiyem kavgadan kaçınmaları yönündedir. Bu şehirde benden daha güzel kavga eden olamaz ancak siyasette kavganın prim yapmadığını herkesin bilmesinde yarar var. Sonuç olarak kim ne derse desin Canik ilçe kongresinde İl Başkanı Osman Çetinkaya'nın dediği olmuştur vesselam. Kalın sağlıcakla