Her kelime ve sözcüğün ihtiyaçtan doğduğu ve bu ihtiyacın tüm toplumda benimsendiği ve olmazsa olmazlarından unuttuğumuz SU BASMANI.
Bir kez daha anlaşılmadı mı?
4 Temmuz gecesi şehrimizin yaşadığı felaketten ders çıkartmak yerine polemiksöylevler havada uçuşuyor bakıyorum da.Her zaman herşeydeolduğu gibi ortada canlar boğularak yok olmuş kimisi kadere bağlıyor kimisi ihmale. Asıl gerçek,kimsenin işine gelmiyor.
Doğayla tabiatla kavga eden bir düşünce olabilirmi?Herkesin bildiği bir atasözü var su yatağını bulur.
Boğularak yaşamını yitiren çocuklarımız ve vatandaşlarımızın yaşamlarını yitirmeden önceki yaşam kalitelerinin düşük olması sistemin getirdiği problemi görmemek için tarafların ne kadar mücadele ettiğini görmemize engel olduklarının farkında bile değiliz.
Çözüm aramak yerine herzaman olduğu gibi günlük polemik söylevlerle zaman geçiriliyor.
PKKterörüyle vurulup şehit olan dar gelirli vatandaş,yağmur suyuyla boğulup yaşamı sona eren yine dar gelirli vatandaş.
Günlük polemiksöylevler yerine planlı programlı insanca yaşamanın sistemini yaşamımıza dahil edip hayata geçirmediğimiz sürece çok daha konuşuruz ömrümüz kifayet ettiği müddetçe.
Ufacık bir düşünelim derim ben problem yağmurun yağmasımı,konutların oraya yapılmasımı, yoksa ki bodrum katlarda insanların yaşamak zorunda bırakılması mı?Yoksa daha önceden bilinen su basmanı seviyesi diye tabir edilen kavramın umursanmaması mı? Binalar yerinde dimdik ayakta giriş ve girişinüzerindeki dairelerde can kaybı yok, canlar çocuklar bodrum katlarda canlarını teslim etti yağmur sularına.
Bu bugün orada yarın başka bir ilde veya ilçede canlar yine boğulur çünkü kot seviyesinin altında bulunan binlerce daireve binlercede canların olduğu gerçeğini unutmamalıyız. Tek tek suçlu aramak yerine sistemi sorgulamamız, vicdanları sorgulamamız, yaşarken kaliteyi artırmamız dünolduğu gibi bugünde yaşadığımız bu sistemle ve anlayışla benzer can kayıplarının yaşanılması veya da yaşamamız kaçınılmazdır.
Konuyu toparlamamız gerekirse olması gerekenlerin yapılmaması istenmeyen sonuçları doğurduğu görülmüştür.
Örnek hepimiz biliyoruz ki herşeyde de olduğu gibi planlar programlar projeler insan odaklı yapılır.Ne yazıkki uygulama eksikliğinin sonucu ki bu bir anlayış ve kültür bakış açısıdır her kesimi de üzdüğü görülmüştür. Bir kez daha düşünmenizi istesem birçok binanın projesi onaylanmadan önce insan yaşamını kolaylaştırmak ve her türlü tehlikeye karşı önlemalınması kurgusu üzerinedir. Kâğıtüzerinde bütün meskenlerin ihtiyaca yönelik bodrum ve zemin katları ya sığınak ya otopark olarak çizilip projelendirilmemesi halinde onay almaz.Peki,uygulama öylemi?
Ne yazıkki yanlış uygulamanın akıbeti bugünde görüldüğü gibi sonuçlandı.
Bodrum katta evinde uyurken yağan yağmur sonucu altı çocuk üç vatandaş boğularakyaşamını yitirdi. Nerede bodrum katta. Yine canlar acır vicdanlar kanar. Bütün problem plansız programsız yaşam, kişisel egolarımız, tamamen maddiyata yönelik kazançhırsı.
Buna bugün sel baskını deriz yarın terör, diğer gün kaza.
Konuyu toparlayalım mı?
Unuttuğumuz bir şey var atasözlerimiz!
Bugünkü konu sel baskınları, sel mi bastı, sistem mi? Yoksa yaşama dair bakış açısı mı? Atasözlerinden bir tanesini hatırlayalım mı? Eskilerden su basmanı diye bir terim vardı unuttuğumuz herhangi bir meskeni tarif ederken hatırlayalım. Hiç duyduk mu bunca polemiğin arasında su basmanı diye bir terim? Su basmanını hiç unutmayalım demek ki su basmanı diye bir terim var dün kullanılmış bu söz bugün de geçerli olacak yarın da geçerli olacak. Bugün burada yarın başka bir yerde. Bütün bu olaylara bakılıp böyle bir anlayış olmadığı sürece her konuda olduğu gibi bunu da çok konuşuruz.
NOT: Bu ve buna benzer problemler kişisel ve polemik malzeme yapılamayacak kadar hassas olduğu gibi toplumsal problem olarak görmeliyiz. Neden-sebep-sonuç ilişkisine dayandırarak düşünmeliyiz diye düşünürüm ben. Sizler ne düşünürsünüz bilemem.Yaşamın her alanında riskin olduğunu bildiğimiz gibi yapılması gereken insan yaşamına dair riskleri asgariye çekmek olmalı diye düşünüyorum.
Sel felaketinde canlarını yitirmiş vatandaşlarımıza Hak Teâlâ'dan rahmet geride kalan yakınlarına baş sağlığı dilerim.
ÖNERİ: Bilgi, bilim, program ve yaşamımızı projelendirme anlayışını toplumun her kademesinde geliştirip yaşamımıza dâhil etmek olmazsa olmazlarımızdan olmalıdır. Sevgi ve saygılarımla.
Sedat YILMAZ