Bir kaç yıldır Samsun'da kaybolan kızlar gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.
Basına intikal ettiği kadarıyla 2000 yılında evinin önünde oynarken bir anda ortadan kaybolan Sinem Özdemir ile başlayan kayıp kızlar listesine her geçen gün yenileri daha ekleniyor.5 Yaşındayken kaçırıldığı halde yaklaşık 8 yıldır hala haber alınamayan Sinem ile birlikte onlarca kız garip bir şekilde ortadan kayboluyor.Bu şekilde esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolan kızlar,ister istemez bir çok soruyu da beraberinde getiriyor.Kim kaçırıyor yada hangi amaçla evlerini terk ediyorlar ?
İşin en ilginç yönlerinden bir tanesi bunca olaylardan sonra herhangi bir somut gelişmenin olmaması.Bir çok aile tedirgin ve bir çok genç korku içinde yaşıyor.Son zamanlarda Samsun ,suç işlenme oranlarında üst sıralarda yer almaya başladı.Bu konunun çok ciddi olarak araştırılması lazım.Çünkü bu tarz kaçırma olaylarında bulunan kişi yada kişiler herhalde ellerini kollarını sallaya sallaya ortalıkta dolaşıyorlar.
Ayrıca olayların tamamında kaçırılma boyutu da olmaya bilir.O zaman da başka sorunlar ,başka tezgahlar ve başka tuzaklar üzerinde durmak lazım.Mutlaka bir şeyler oluyor ki genç kızlar evlerinden her türlü tehlikeyi göze alıp kaçıyorlar.Olayın polisiye yönü mutlaka yetkililer tarafından dikkatle izleniyordur ama madalyonun arka yüzünde bambaşka şeylerin olduğu aşikar gibi görünüyor.Çünkü değişik vaatlerle kandırılıp göz kamaştırıcı bir hayat yaşama hayalleri ile kaçırılmış yada kaçmış olabilir genç kızlar.
Gerçekten Samsun kamuoyu tedirginlikle gelişmeleri izlemektedir.Profesyonel bir ekip yada ekipler tarafından çok ciddi takip edilmesi ve araştırılması gerekir.Amatör bir anlayışla olaylar daha karmaşık hale gelebilmektedir.
2007 yılında meydana gelen kaçma yada kaçırılma olaylarında sayı 30 a çıkmıştır.Bu korkunç bir sayıdır gerçekten.Bu tür kaçma yada kaçırılma olaylarında aileler de deşifre olmamak için güvenlik güçlerine açık olarak başvurmadıkları için gelişmeler çok sağlıklı bir şekilde takip edilemiyor.Bu yüzden de sadece gerçekleşen olayın haberi duyuluyor ama gelişmelerden haber alınamıyor.Bunlar tesadüfen gelişen olaylar değil bence.Mutlaka arkasında bir örgüt bağlantısı vardır.
Yoksa durup dururken hiç bir genç kız evinden ailesinden yada yakınlarından ayrılmayacağı gibi geride kalan ailesini de perişan bir vaziyette bırakmaktan zevk almaz.O zaman üzerinde düşünülmesi gereken ve bizi sorunun merkezine ulaştıracak ip uçları neler olabilir ? Ben bu olayların nedenleri üzerinde biraz kafa yordum ve aşağıdaki ihtimalleri gündeme getirdim:
1-Organ mafyası adına organlarının para karşılığı zengin hasta yada hasta yakınlarına verilmesi amacıyla olabilir mi ?Ayrıca ekonomik zorluklar içinde yaşayan insanlar bir şekilde ikna edilerek böyle bir yola çıkmaları sağlanmış olabilir.
2-Fuhuş bataklığına düşürmek için kadın tacirleri tarafından kaçırılmış yada değişik vaat,şantaj veya tehditlerle böyle bir yola sürüklenmiş olabilirler mi ?
Bu tuzak aslında bugünkü teknolojik gelişmelerle daha kolay hazırlanabilir.Çünkü internet aracılığı ile tanışan kişiler kızları bir şekilde kamera aracılığıyla deşifre edip fotoğraflarını çektikten sonra tehditlerle onları bu yola sürüklemiş olabilirler.
3- Hırsızlık çeteleri tarafından kaçırılmış olabilir mi ? Son zamanlarda evlere giren kadınların değişik yollarla ev hanımlarını kandırmak suretiyle değerli eşyalarını çaldıklarına şahit oluyoruz.
4-Son zamanlarda ülkenin güneydoğusunda ve kuzey ırakta bozguna uğrayan terör örgütlerinin yeni bir manevra alanı olarak Karadeniz seçilebilir mi ? Ve bu amaçla kızlar kandırılabilir mi ?
5-Uyuşturucu mafyası tarafından uyuşturucu ticaretinde kullanılmak üzere Kaçırılmış olabilirler mi ?
6-.Yine bunların dışında ailelerin çocuklarıyla doğru iletişim kuramamalarından kaynaklanan kuşak çatışmalarından dolayı ergenlik dönemi zihinsel taşkınlıktan dolayı bir anlık öfke sinir yada hırçınlıktan dolayı evlerini terk edebilirler mi ?
İşte bu veya buna benzer nedenlerden dolayı yada hangi neden olursa olsun çok ciddi bir tehlikedir yaşanan.Ateş düştüğü yeri yakmakta ve aileler perişan bir şekilde beklemektedirler.
Sivil toplum örgütlerinin ,yerel yönetimlerin,merkezi yönetimin ve diğer ilgili kurumların ortaklaşa kalıcı ve uygulanabilir tedbirler ve çözümler üretmeleri gerekmektedir.
Kısaca burada herkese görevler düşmektedir.Kızların da ailelerin de eğitimcilerin de meydanında üzerine düşen görevler vardır.İhmal edilmeden dikkatle çözüm yolları bulunmalı.
Hala geç kalıyoruz ama yarın çok daha geç kalmış olacağız....