Toplum olarak başkalarını suçlamaktan keyif alırız ama sıra kendimize gelince sütten çıkmış ak kaşık misali pirüpakız. Efendimiz bir Hadis-i Şeriflerinde “La tenzur uyubunnas unzur uyubu nefsike.” Yani, ‘Başkalarının ayıbına değil, kendi ayıbınıza bakın.’ buyurmakta. Bu konuda hiçbirimizin diğerimizden farkı olmadığı da muhakkak. Kendi ayıplarımıza asla bakmayıp başkalarını eleştirmekten keyif alan bir toplumuz. Yaz ayına girdiğimiz şu günlerde zaman zaman sahilde yürüyüş yaparız, geçtiğimiz yıl da dikkatimi çeken ancak yazmadığım bir konuya değinmek istiyorum. Sıra Büyükşehir Belediyesi eleştirmeye geldiğinde ağzı olan konuşuyor, yok efendim sahili yok ettiler, deniz bitti filan falan. İyi güzel de yaz aylarında şehir dışından ve etraftan hatta ta yurt dışından karavanlarıyla gelip sahil boyunca dizilerek vatandaşın denize girmesini engelleyen insanlarla ilgili tek kelime etmeyenlere ne demek lazım? Büyükşehir Belediyesi, karavanlar için özel park alanları yapmış, her karavanın o alana gidip elektriğini suyunu da bağlayıp kirasını ödeyerek konaklama imkânı varken şehirde yaşayan herkesin istifade etmesi gereken sahili kapatıp insanlara zulmetmeye ne hakları var anlamış değilim.
Büyükşehir Belediyesi adam gibi işini yapmış, karavan parklarını kurmuş, gidin oraya karavanlarınızı park edin, oradan da denize mi gideceksiniz yoksa başka bir yelere mi gideceksiniz ne yapacaksanız yapın. Karavan alabilen insan ekonomik durumu iyi olan insandır, denizin kenarına çekip tüm ihtiyaçlarını da denizden karşılamak suretiyle çevre kirliliği yapmasına gerek yok. Bir de gariban çadırları var, onlara bir şey demek mümkün değil, imkânları yok ama koskoca karavanlarla kumsala çekip oraları kirletmek hiç ama hiç doğru değil. Büyükşehir Belediyesi onlara yer yapmamış olsaydı doğruydu ama belediye gereğini yapmış. Gayet güzel park alanları oluşturmuş, her türlü sosyal donatılarını da yapmış, cüzi bir kirayla da gidip konaklamak mümkün. Kaldı ki bu yaptıkları yasal da değil, çevre kirliliğinden tutun da vatandaşın denize girmesini engellemek dâhil her türlü sıkıntıya mahal veren bir uygulama bu. Dağın başına gidersiniz anlarım, çünkü oralarda park alanları yok ama şehrin göbeğinde bu tür uygulamalar çok yanlış işler. İşin daha da garip yanı nedir biliyor musunuz; sahil bandında kumsala karavanlarıyla konaklayıp kalanların bir kısmı aylarca duruyor, karavanlarını sabitleyip araçlarıyla şehre gidip gelerek yaz tatillerinin tamamını buralarda geçiriyorlar. Bunlara mutlak surette önlem alınmalı, başta Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, ardından Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ve Atakum Belediyesi bu konuyla ilgili gerekeni yapmalı.
Sahiller hepimizin ortak malıdır, onları korumanın kollamanın ve herkesin eşit şartlarda kullanmasını sağlamanın hepimizin görevi olduğunu unutmayalım. Yaz ayına girdiğimiz şu günlerde öncelikli olarak sahillerimize sahip çıkmak hepimizin görevidir. Bir de sivrisinek konusunda yapılan ilaçlamalar yetersiz, geceleri sivrisinekten uyuyamıyoruz. Yetkililerin bu konuya da el atmaları gerekmekte. Geçtiğimiz yıllarda bu konuda güzel çalışmalar vardı, her akşam haşere ilaçlama araçları gelip ilaçlama yapıyordu. Bu yıl henüz böyle bir uygulama göremedik. Umarım bu konuda da yetkililer gereğini yaparlar.
Son olarak idrak edecek olduğumuz Kurban Bayramı’nın ülkemize, şehrimize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Allah, kestiğimiz kurbanları kabul eylesin, kurbanlarımızı buzluklara değil fakirlere ulaştıranlardan eylesin diyerek sözlerime son veriyorum. Kalın sağlıcakla.