Geçtiğimiz hafta yazdığım köşe yazılarında Büyükşehir Belediye Başkanı'nı açık oturuma davet ederek bazı sorular sormuştum. Sorduğum sorulara cevap verilemeyeceğini tahmin etmeme rağmen yine de sorma gereği duyma nedenim toplumun bazı konularda aydınlanması idi. Zira o sorular ezbere sorulmamış, elimizdeki belgelerden alıntılar yapılarak sorulmuş sorulardı, sorduğum sorular biraz incelenecek olursa enteresan detaylar bulunur.
İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin yaptıkları denetleme sonucunda Raporlarında İNCELEME olarak belirttikleri konuların incelemeye alındığı anlamına gelir, ardından İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verip vermemeye karar verir, şayet vermez ise o zaman olay Danıştay'a gider. Danıştay genellikle soruşturma izni verir ardından olay Cumhuriyet Savcılığına intikal eder. Bu süreç bazen iki, bazen de üç yıl sürebilir ama sonunda genellikle yargılama yapılır. Bizim ta beş yıl öncesinden devam eden bu tür davalarımız olduğundan konuyu çok iyi biliyorum. Bu İNCELEME raporları davaya dönüşmesi halinde yaklaşık olarak beş tane İhaleye Fesat davası açılması söz konusudur. İhaleye Fesat karıştırmanın cezası yeni yasa ile 3 ile7 yıla indirilmiş olsa dahi alt sınır olan üç yıl uygulanması halinde ilgililer hakkında beş davadan kaç yıl ceza çıkar siz hesap edin.
Sayın Başkan'a sorduğum sorular, soracağım soruların yüzde onunu geçmez. Buna rağmen henüz cevap vermediğine göre bundan sonra soracağım sorulara da cevap vermeyeceği kanaatindeyim. Ancak Başkan'ın TV kanalında yaptığı konuşmada gazetecilerle ilgili yaptığı açıklamada bu insanların gelirleri nerden ki bu gazeteleri çıkarabiliyorlar şeklindeki beyanları ile ilgili cevabı geçtiğimiz 2012 yılı Büyükşehir Belediye Meclisi Denetim Komisyonu Raporu veriyor. Nedir o cevap derseniz izin verin açıklayayım; Başkanın sorusu ne idi bu gazeteleri nereden finanse ediyorlar? Değil mi? Bana göre Başkan çok haklı neden haklı derseniz 2012 yılında sadece bir gazeteye resmi ödenekten dörtyüz bin lira civarında bir ödeme yapmış, buna İş adamlarının paketle getirip personele verilen Maaşlar dahil değil. Zira ilgili gazete çalışanların tamamı maaşlarını nasıl aldıklarını, kimlerin maaşları getirdiklerini aleni olarak söylüyorlar,sadece söylemekle kalmıyorlar ilgili gazetede yapılan içkili yılbaşı kokteyllerinden tutun, Belediye çalışanlarına gazetede verilen odadan, gazete köşe yazarına verilen ihalesiz işlere varıncaya dek her şey ortada.
Bu kadar yüklü maliyete rağmen tiraj ve etkinlik anlamında bir türlü varlık gösteremeyen gazetelerinin karşısında zavallı gariban Adnan Bahadır gibi hiç gazetecilikten anlamayan birisi çıkıp gazete kuruyor. Hiç kimseden destek almak bir yana, şehrin egemen güçlerinin tamamının kösteklediği ve bitmesi için uğraş verdiği bir gazetenin dimdik ayakta durması ve en çok okunan gazete ve köşe yazarı olması değil Başkanı; bir çok insanı rahatsız etmiş olabilir. Ancak bu insanların unuttuğu Adnan'ın gücünü kullardan değil, yerleri ve gökleri yaradan Yüce Allah'tan aldığıdır. Ancak sayın Başkan'ın hayret etmesine saygı duymamak mümkün değil çünkü sadece bir gazeteye o kadar yüklü miktarlarda ödemeler yapılmış olmasına rağmen kıymeti harbiyesi olmayan bir noktada bulunmasına karşın hiçbir kamu kurumundan destek almayan bir gazetenin ayakta durması nasıl mümkün olabilir ki?
Bu konudaki hayretlerine hak vermemek mümkün değil. Bazı meslektaşlarımızın da Başkan'ın bu serzenişine destek vermeleri içerisinde bulundukları durumun izahıdır. Bu arkadaşlarımızdan bir kısmı hayatlarını bu işle geçirmiş olmalarına rağmen hiçbir zaman dik duramamışlar, onun bunun yanında magazin yazarak, egemen güçlerin gölgesinde ve işverenlerinin talimatları ile mesleklerini ifa etmişler, bir kısmı yüz kızartıcı suç işlediklerinden asıl mesleklerini yapamamışlar bu mesleği yapmak zorunda kalmışlar, dün kötüleyip karşı çıktıkları insanların emrinde çalışmak zorunda kalmış, ilkesiz, duruşsuz insanlar olduklarından yaptıklarını onlara çok görmüyorum.
Başkan'ın Cumhuriyet Savcılarını göreve davet etmesi gerçekten çok doğru ve desteklenmesi gereken bir konu, neden desteklenmeli derseniz bizim gazetenin tüm defterleri zaten Cumhuriyet Savcılığında ama Büyükşehir Belediyesinin resmi Denetim Raporları niteliğinde olan 2010 yılında İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin tuttuğu raporlar ve henüz çok taze hazırlanan Meclis Denetleme komisyonunun raporları Cumhuriyet Savcılıklarına yasal prosedürleri aşıp bir türlü ulaşamıyorsa Başkan'ın Savcıları göreve çağırması kadar doğru bir davranış biçimi olamaz. Kaldı ki Meclis Denetim Komisyonunun üç üyesi Ak partili, bir üyesi CHP li, bir Üyesi ise MHP li. Ak partili üyeler tekrar meclis üyesi olma ümidi ve parti zarar görmesin diye işin üzerine fazla gitmemişlerdir, CHP li üye eski Belediye çalışanı ve mecliste sürekli olarak Belediyeye destek veren bir arkadaş,MHP li üye ise tek başına kalmış bir arkadaşımız yapabileceği çok fazla bir şey olmadığından sessiz kalmayı tercih etmiştir. Bu kadar uyumlu bir Denetim komisyonuna rağmen bu kadar sıkıntılı bir rapor ortaya konmuş ise ciddi bir araştırmada ortaya neler çıkar Allah bilir. Denetim Komisyonu raporu ile ilgili zamanı geldikçe hem haber yapacağız, hem de bu köşede sizlerle konuları paylaşacağız ancak kanaatimce Başkan'ın suçladığı gazeteler Büyükşehir Belediyesinden en ufak bir yardım almayıp da ayakta duran gazeteler olduğundan suçluların bulunduğu kanaatindeyim.
Aksini iddia eden varsa buyursun söylesin.
Kalın sağlıcakla