Suçlu kim?

Samsun'da 18 yaşında olmasına rağmen 72 sabıkası bulunan genç, yine hırsızlık yapınca gözaltına alındı.

Uzmanlar ise, yaşından 4 kat daha çok sabıkası bulunan gençin ve onun gibilerinin, yasalardaki ve sosyal hizmet çalışmalarındaki eksiklikten bu duruma geldiğini söyledi

Edinilen bilgiye göre, Zafer Mahallesi Şefketiye Caddesi üzerinde bulunan Oğuz A.'ya ait işyerinin vitrin camını kırarak içeri girdikleri iddia edilen D.Y.(18), Murat T.(25) ve Fatih A.(22), 1 adet laptop bilgisayar ve 4 adet LCD monitör çaldı. Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu ekipleri, çalıntı bilgisayarla ile birlikte D.Y. ve Murat T.'yi yakalayarak gözaltına aldı. Fatih A.'nın ise yakalanmasına çalışılıyor. Yapılan araştırmada gözaltına alınan D.Y.'nin 72 ayrı sabıkasının bulunduğu ortaya çıktı. Polisteki sorgulanması tamamlanan D.Y. ile Murat T. Samsun Adliyesi'ne sevk edildi. 18 yaşındaki bir gencin yaşının 4 katı oranında ayrı sabıkasının bulunması ise küçük yaşta suça yönelen ve bunu alışkanlık haline gösteren bireylerin suç işlemelerinin neden bir türlü önüne geçilemediği sorusunu akıllara getirdi.


DEMEKKİ BİR YERDE BİR AÇIK VAR
18 yaşındaki bir gencin bu kadar çok sabıkasının bulunmasının ardında yatan nedenleri değerlendiren Avukat Adnan Aydın, "Bu yaşta biri kişi bu kadar sabıkaya sahipse bir yerde bir açık var demek ki. Demek ki mevcut yasalar ve sistem yetmiyor. Sadece Samsun'da değil Türkiye'nin çeşitli yerlerinde suç işlemeyi alışkanlık haline getirmiş benzer suçlu tiplere rastlamak mümkün. Şu gösteriyor ki hukuktaki bir takım açıklar var ki bunlar bu kişileri doğru yola getirilemiyor, suç işlemelerinin önüne geçiremiyor. Biz buna hep hukuktan çok adli tıbbın, sosyolojinin, bir sorunu olarak bakıyoruz. Çünkü hukuk suç işlendikten sonra devreye giriyor. Suç işlenene kadar başka kurumların görev yapması gerekiyor. Bu tip suçlarda genelde aile profili de vardır. Genellikle aileden kaynaklanan unsunlar da vardır. Bazen aileler çocukları suça iterler bazen de aileler çocuklarına karşı çok duyarsız kalırlar ve bu gibi sonuçlar ortaya çıkar. Toplumda bizim rehabilitasyon merkezlerinin kurumlarının daha etkin çalışması gerekiyor" dedi.

PSİKOLOJİK DESTEK ALMASI ŞART
Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Osman Salış ise bu tip küçük yaşta suça başlayıp bunu bir alışkanlık haline getiren bireylerin genelde kişilik yapılarının yeterince olgunlaşmadığını belirterek "Gerek yetişme tarzı gerek çevresel faktörler, gerek anne babanın ilgisizliği kişilerin suça meyilli hale gelmesine etken oluyor. Bu tip kişilerin olayları değerlendirme yetisi tam olarak gelişmemiştir. Bu kişiler olayların sonuçlarını yeterince değerlendiremez düşünemezler. Kurallara uymaktan kaçınırlar. Olayları değerlendirip sonucun ne olacağı konusunda fikir yürütememesi muhtemelen kişilik patolojisi diğer etkenlerle de ilintilidir. Bu tip bireyleri psikolojik açıdan ciddi anlamda değenlerdirilip ne oranda rehabilite edilebilir ona bakmak gerekir. Tabii burada çok ince ayrıntı gerektiren bir durum. Psikolojik yapısını değerlendikten sonra tedavi olup olmayacağı konusunda fikir yürütülebilir. Fakat bu kişilerin mutlak suretle psikolojik bir destek alması şarttır" ifadelerini kullandı.

SON 10 YIL İÇİNDE SUÇ ORANLARINDA ARTIŞ YAŞANIYOR
Öte yandan yapılan araştırmalarda özellikle son 10 yıl içerisinde küçük yaştaki bireylerin suç işleme oranlarında ciddi bir artış olduğu da yapılan araştırmalarda ve istatistik çalışmalarında belirtiliyor. Yapılan araştırmalarda büyük kentlere yaşanan göçlerin, alt ve üst gelir gurupları arasındaki makasın açılmasının, bu iki gelir gurubuna ait kişilerin aynı yaşam alanında buluşmasının kişiyi suça ittiği bildiriliyor.

Fahri KILIÇASLAN-Yaprak KOÇER

YAŞAM Haberleri