Gereksiz takıntılardan ne zaman kurtulacağız?
DENGE Gazetesi olarak yeni bir uygulama başlatarak, her ayın belli günlerinde gazetemizde sabah kahvaltıları tertip etme kararı aldık ve bunun ilk uygulamasını dün sabah yapma fırsatı bulduk.
Kahvaltılarımızın ana hedefini de, şehrimizde yaşayan siyasetçi, bürokrat, iş adamı ve kanaat önderleri ile biraraya gelmesiyle şehirdeki yaşanan gündemdeki konuları ve yapılması gerekenleri; basın olarak üzerimize düşen ne ise, onu yapmayı; ağırladığımız konuklarımızın değerli görüşlerini tespit edip siz değerli okurlarımızla paylaşmak olarak belirledik.
DENGE Gazetesi merkez bürosunda dün gerçekleştirdiğimiz bu toplantıların ilkinde, kahvaltımıza AK Parti Samsun Milletvekili Birnur Şahinoğlu, AK Parti İl Başkanı Ali Akyüz, Merkez İlçe Başkanı İbrahim Sandıkçı, alt kademe belediye başkanları Adem Bektaş, Erdoğan Tok, Süleyman Kaldırım ve il yöneticileri katıldılar. Toplantımız çok faideli ve verimli bir toplantı oldu.
DENGE Gazetesinin, kurulduğu günden bugüne dek geçirdiği evreleri, Samsun'da ve Türkiye'de yaşanan olayların perde arkasını ve bugün gelinen noktayı konuştuktan sonra, Birnur Hanım'ın basınla ilgili yaşadığı olumsuzlukları ve haklı serzenişi gündeme geldi.
Ben yaklaşık 20 yıldır Birnur Hanım'ı ve eşini tanırım, ayrıca ailece de tanışırız. Kendisini bir abla gibi severim. Kadın Kolları Başkanı olduğu dönemde destek olmayışıma rağmen, bana kırılmış olsa bile, bana küsmedi. Kendisinin şurada veya burada doğmuş olması da benim için hiç önemli olmamıştır. Buralı olmayışıyla ilgili yapılan haberleri de hiç ciddiye almadım. Önemli olan şehrimize yapacağı hizmettir, dedim.
Benim bir türlü anlam veremediğim; şu, insanların doğum yerleri ile ilgili yapılan tutuculuk ve takıntılarla kendi etnik kökeninden veya doğduğu yerden olmayan insanlara hayat hakkı tanımama duygusudur. Bu tutumlardan ne zaman kurtulacağımızı ve vazgeçeceğimizi de sorar dururum.
Ömrüm boyunca yakın arkadaşlık ettiğim insanlarda, illa ki hemşehrim olacak diye bir durum gözetmemişimdir. Ahmet Demircan'la arkadaşlık ettim, mubadil idi... Ahmet Okuyucu ile arkadaşlık ettim Kavaklı idi... Latif Öztek'le arkadaşlık ettim Elazığlı idi... Kral hazretleri ile birlikte hareket ettim Çerkez Ethem'in hemşehrisi idi...
Bunları kendime hiçbir zaman dert edinmedim. Önemli olan insanların nereli olduğu değil; ne yaptığı, kişiliği, şahsiyeti ve dürüstlüğüdür.
Birnur Hanım, gerek kişiliği gerek teknik donanımı ve gerekse çalışkanlığıyla bu şehirde parlamenterlik yapmış birçok erkek parlamenterden daha üst düzeyde bir hanımefendi, bir abladır.
Doğum yeri Samsun olup da, parlamenterlik yapmış insanların bugüne kadar Birnur Hanım'dan daha fazla yaptıkları nelerdir? onu bir açıklasınlar ondan sonra da eleştiri yapacaklarsa yapsınlar, diyecek bir şey yok.
Ankara, İstanbul, İzmir gibi Büyükşehirlerde seçilen vekillerin kaç tanesi seçildiği şehirde doğmuş bir bakalım.
Dün Birnur Hanım, çok güzel iki şey söyledi. Birincisi; "Büyükşehir olduk, ancak henüz o kültüre ulaşamadık."
İkincisi; "Gerek şehrimizin gerek partimizin ve gerekse ülkemizin ihtiyacı olan birliktelik ve toplumsal uzlaşı konusunda üzerimize düşeni yapmanın gerekliliği."
Ben her iki tespite de katılıyorum, DENGE Gazetesi olarak üzerimize düşeni yapmaya hazırız, ancak unutmayalım ki; herkesin sabrının sınırı vardır. Zorlandığı zaman gereğinin yapılacağını da unutmamak gerek.
Bu duygu ve düşüncelerle kahvaltımıza katılan tüm dostlara teşekkür ederim. Bir sonraki kahvaltıda buluşmak dileğiyle hoşça kalın.