TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ
Hangi işi yaparsanız yapın, hangi meslek erbabı olursanız olun kültürlü değilseniz başarılı olmanız mümkün değil. Eskiden üniversite okumak meslek sahibi olmak için veya Devlet kapısına anahtar uydurmak için gerekli iken şimdi durum çok farklı bir boyut kazandı, nedir bu farklı boyut derseniz günümüzde ister ticaret yapın, ister siyaset yapın, isterseniz başka işlerle meşgul olun şayet kültürlü değilseniz başarılı olma şansınız yok. Belli kültürü olmayan insanların toplumda itibar görmeleri artık mümkün değil. Örneğin eskiden bir işletme açmak istediğiniz zaman sadece paranız olduğunda olay bitiyordu, ama şimdi durum çok farklı açacağınız işletme ile ilgili belli bir eğitim almak zorundasınız. İnşaat ustası olarak çalışacak insanlar dahi ustalık belgesi almak zorundalar.
Bizim meslek erbabı da eskiden kafasına göre yazıp, çizdiği dönemlerde herkesten itibar görürdü, onlar bir şey yazmış iseler herkes ciddiye alırdı, bu uyanıklara da istedikleri gibi toplumu yönledirirlerdi. Bundan beş yıl önce bu şehirde gazeteciyim diye geçinenlerin her yazdıkları ayet hadis gibi kabul görürken şimdi ise adam yerine konmamaları toplumun kültürünün artması ve doğruları yazan birilerinin ortaya çıkması sonucu insanların uyanmasıdır. Hiç unutmuyorum Belediyede görev yaparken o dönemin en etkili köşe yazarı Belediye aleyhinde yazı yazmamak için gözlükçü bir arkadaştan istediği yüklü parayı duyduğumda dudaklarım uçuklamıştı. Şimdi aynı köşe yazarı yerlerde sürünüyor neden sürünüyor çünkü artık topluma doğruları korkmadan yılmadan söyleyen birileri var da ondan.
Hiç unutmuyorum eskiden televizyonlarda Eskimiş çoraplarınızı atın artık Türkiye'ye falanca marka çorap geldi reklamı vardı, işte o reklam bize çok uymakta eski gazete kültürünü kaldırın atın artık şehrimize DENGE gazetesi geldi deyince ortalık savaş meydanına döndü bu uyanıklar eskiden kendileri bir yalan uydururlardı, uydurdukları yalana daha sonra kendileri de inanmak zorunda kalırdı. Örneğin bir kaç gün önce bizzat bu kültürden gelen kişiler bir yalan uydurdular daha sonra kendi uydurdukları yalan'a inanıp haber yaptılar ancak olaya biz müdahil olunca kendi yaptıkları haberleri yalanlamak zorunda kaldılar.
Bu işi yapan insanların üstadı azamı olan ve onlara o kültürü veren arkadaşlar da çıkıp bu yalana bizde inandık ama haber yapmadık deyip çıraklarına sahip çıkmaları onların gerçek kimliklerinin yazıya dönüşmüş halidir. Bu tür yalan haberlerle yıllar yılı kamuoyunu yanıltıp, kendi menfaatleri doğrultusunda tolumu yönlendiren üç kağıtçı, sahtekar insanlar şimdi ortaya bizim gibi birisinin çıkıp 'TAKKE DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ' demesi onları adeta çıldırttı, sadece çıldırtmakla kalmadı anında bir birlerine destek olmaya başladılar. Sadece destek olmak yetmedi bazıları diğerlerinin yazılarını yazdılar, bazıları bazılarına sahip çıktılar, bazıları ise birilerinin araya girip bizden aman dilenmesini istedi ama piyasaya farklı imaj vermeye çalıştı.
Bu tür insanlarla çok karşılaştığım için onlara bu yaptıklarını çok görmüyorum, onların kültürü, karakteri, şahsiyetleri teyemmüm abdestine benzer bizim olmadığımız yerde mangalda kül bırakmazlar ama bizi gördüklerinde kül dökmüş kediye dönerler.Bu insanlara ne yapmak gerekir derseniz bunlar o kadar fazla ki yok etmeye kalksanız geriden gelenler veya yetiştirdikleri de kendileri gibi olduğundan köklerini kurutma şansınız yok. Yapılacak iş bunların gerçek yüzlerini topluma göstermektir, hamdolsun yaklaşık beş yıldır bu toplum kimin ne olduğunu rahatlıkla anlamış oldu.
Aslında bugün Ahmet Turan Alkan hocanın AKM'de verdiği sohbeti yazacaktım konu başlığım da oydu ancak kalemim konuyu başka taraflara getirdi, neden getirdi biliyor musunuz? Bu şehirde gazeteciyim diye geçinip kültürden, edebiyattan bahsedenlerden İsmail Temiz hariç hiç kimseyi o konferansta göremedim, bu pantolon giyip, kıravat takan ve kültür, edebiyat namına kimseyi konuşturmayan gazeteci bozuntularının nerede olduğunu merak ettiğimden gerçekleri yazma gereği duydum. Bu şehirde eli kalem tutup Ahmet Turan Alkan hocanın konferansına gelmeyenler bir daha edebiyat ve kültür adına yazı yazdıklarında onlarla işim var haberleri olsun. Ahmet Turan Alkan'ı davet eden Hüseyin Dereli ve ekibine teşekkür ediyorum, salonda tek bir sandalye dahi boş olmadığı gibi bir sürü insan ayaktaydı, demek ki toplum altının kıymetini biliyor ama sahtekar sarraf geçinenler ancak onun bunun peşinde yalakalık yapmakla günlerini geçiriyorlar. Herkes ne ekerse onu biçiyor. Kalın sağlıcakla