TAMAMEN DUYGUSAL İLİŞKİLER
Bu ara şeytan taşlamaktan salavat vermeye vakit bulamıyoruz. O kadar çok yazacak konu var ki yazmakla bitmez, bazen aynı gün iki ayrı yazı yazsam mı diye düşünmüyorum değil, ancak hem sizi hem de beni yoracağını düşünerek vazgeçiyorum. Fırıldak Vekil'in serüvenlerine devam edeceğiz ancak bu arada üzerinde durulması gereken diğer önemli konuları da görmezlikten gelemeyiz. Fırıldak Vekil'in havası balon gibi söndü, gerçek yüzü ortaya çıkmaya başlayınca bir hayli rahatsız oldu, hem takıldığı mekanları, hem de arkadaşlarını ufak, tefek değiştirmeye başladı. Geçtiğimiz hafta SKM'de yapılan toplantının detaylarını da sizlerle paylaşacağım ancak bugün farklı bir konuya girmek istiyorum.
Şehrimizin en önemli merkezlerinden olan İstiklal Caddesi üzerinde eski adliye binası bitişiğinde bulunan otoparkla ilgili gelinen nokta içler acısı. Uzun yıllar çetelerin kontrolünde işletilen bu otoparkın başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmedi. Üzülerek ifade etmek gerekirse ülkemizde menfaat grupları işlerini o kadar güzel yürütüyorlar ki sormayın gitsin. Bir de bunlara yardımcı olan bürokratları işin içine eklediğimizde yanlışlar doğruların önüne geçiyor dersem abartmış olmam.
2009 yılının Eylül ayında Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve diğer yetkili makamlara bizzat adımı ve adresimi vererek yazdığım mektupta bu otoparkın çeteler tarafından işletildiğini ve yasal olarak fuzuli işgalci pozisyonunda olmalarına rağmen devlete kira ödemedikleri halde tahliye edilmediklerini yazmıştım. Otopark daha sonraki süreçte çevik kuvvetin müdahalesi sonucu boşaltılmış ve Polis Vakfı'na geçici olarak işletmeye verilmişti.
Her yaptığı bina, arsa, apartman yasal sorunlarla dolu olan Vahap Çelik, çok güzel bir organizasyon yaparak Vezir Hazretleri, kayıkçıbaşı ve bazı avukatları da yanına almak suretiyle önce eski adliye binasını bu otopark ile şuyuulandırdı, ardından eski adliye binasının Büyükşehir Belediyesi'ne ait hisselerini satın aldı, ardından İlkadım Belediyesi ile kat karşılığı sözleşme yaptı. Yasal prosedürleri tamamlamadan inşaata başladı, tabelalara da kocaman harflerle İlkadım ve Büyükşehir Belediyelerinin katkıları ile AVM diye yazıp ışıklandırdı.
Adam o kadar uyanık ki ortada henüz fol yok, yumurta yok sanki ruhsatı almış da binaya başlamış gibi tabelaları astı. Eski adliye binasında bulunan ve 634 sayılı kat mülkiyeti kanununa göre müstakil tapu ve iskanları bulunan üç kişiyi çıkaramayınca onlarla birlikte mülkiyeti Hazine'ye, intifa hakkı İlkadım Belediyesi'ne ait olan otoparkı da izalei şuyu davasına dahil edip İlkadım Belediyesi ile yaptığı sözleşmeyi boşa çıkarma planını devreye soktu. Bu arada otoparkı da işletmeye devam ediyor.
Bir yandan günlük geliri 4-5 bin liradan az olmayan bu otoparkı çalıştırıyor, diğer yandan da Hazine'yi mahkemeye veriyor, nasıl ama yemede yanında yat değil mi? Geçtiğimiz hafta Milli Emlak Müdürü'nü aradım ve kasıtlı olarak bu konuyu görüşmeye gideceğimi söyledim. Kasıtlı olarak deme nedenim Milli Emlak Müdürü ile ilgili hiç hoş olmayan şeyler duymuştum onu denemek için öyle konuştum. Milli Emlak Müdürü bir çayımı içersen memnun olurum dedi ve dediği saatte gittim, Gitmesine gittim de birde ne göreyim Vahap Çelik'in kardeşi ve bir adamı müdürün odasında oturuyorlar. Müdüre dedim ki müdür bey ben gelmişken Defterdar Bey'in çayını içeyim siz o arada boşalırsınız bizde çayımızı içeriz. Müdür tamam olur dedi ve ben Defterdar Bey'in çayını içmeye geçtim yaklaşık bir saat oturduktan sonra çıktığımda Milli Emlak Müdürü'nün misafirleri hala daha odasındaydılar.
Müdürün odasındaki manzarayı görünce tamam müdür bey siz dolusunuz ben daha sonra gelirim dedim ve ayrıldım. Müdürün odasını kendi büroları gibi kullanan Vahap Çelik ve şürekası meğer müdürden ne istiyorlarmış biliyor musunuz? Hazine'ye ait otoparkı işletmeye devam edelim, Hazine'yi mahkemeye versek de fark etmez müdür bey biz seni duygusal anlamda hallederiz sen bizim şu otoparkı işletmemize engel olma diyorlarmış. Peki müdür ne dedi, sonucu ne oldu derseniz onu daha sonraki derslerimizde işleyeceğiz. Şimdilik bu kadar yeter kalın sağlıcakla