Bu Pazar Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Adnan Bahadır ile sıradışı sohbet edeceğiz. Sohbetimizde Adnan Bahadır'ın gazetecilik mesleğinden ziyade siyasi tecrübelerinden yararlanacağız. Uzun bir dönem aktif siyasette yer aldıktan sonra gazetecilik mesleğine başlayan Adnan Bahadır'a bugün şehrimizdeki siyasi gelişmelerle ilgili sorular soruyoruz. İlgiyle okuyacağınıuzdan kuşkumuz yok. İşte Köşe yazarımız Şevki Yıldırım'ın Genel Yayın Yönetmeni Adnan Bahadır ile yaptığı pazar söyleşisi.
Ş. YILDIRIM: Sayın Bahadır, uzun yıllar siyasetin içerisinde kalmış bir kişi olarak şehrimizin genel siyasi yapısını değerlendirir misiniz?
ADNAN BAHADIR: Elbette.. Ancak başlangıç noktamızı iyi değerlendirmemiz gerekiyor, şehrin siyasi yapısından kasıt iktidar partisinin uygulamaları mı, muhalefet iktidar ilişkileri mi, yoksa partilerin iç sorunlarımı onu tespit edip ona göre konuşmalıyız. Dilerseniz siyasi partilerde yapılmakta olan kongrelerle başlayıp, daha sonra iktidar muhalefet ilişkileri, iktidar partisi içerisindeki sıkıntılar ve diğer konulara geçelim.
Ş. YILDIRIM: Olur tabii
ADNAN BAHADIR: Siyasi partilerin bir kısmında kongre süreci başlamış durumda, diğerlerinde ise çok yakın zamanda başlamak zorunda çünkü yasa gereği kongre takvimlerinin azami süreleri dolmuş durumda olduğundan her siyasi parti kongre sürecine girmek zorunda. İlk olarak değerlendirmek istediğim parti anamuhalefet partisidir, CHP ülkemizin en köklü, en eski siyasi partisi olmasına rağmen hizipleşmeler ve kongre süreçlerinin çok sık olması nedeniyle bir hayli sıkıntılı süreç yaşadı, hala daha bu sıkıntılı süreci atlatamadı. Şehrimizde iki yılda beş tane il Başkanı değiştirdi, hala daha istikrar sağlanamdığı gibi parti gün geçtikçe erimekte olduğunu düşünüyorum.
Ş. YILDIRIM: Peki bunun nedeni sizce nedir?
ADNAN BAHADIR: Bunun nedeni açıkça ortada istikralı bir teşkilat yapısı yok, her gelen il başkanı tam icraat yapacağı anda ya görevden alınıyor veya istifa ediyor, istiktrarın olmadığı bir yerde başarıdan söz edilemez. Son iki yıllık süreçte İl Başkanlığı koltuğuna oturan arkadaşların tamamı kaliteli insanlar ancak icraat yapma şansları yok neden çünkü icraat yapmak için düğmeye basıldığı an Milletvekillerinden birisi devreye girip, hayır olamaz deyince herşey berbat oluyor.
Ş.YILDIRIM: Açıklayıcı olması bakımından buna bir örnek verebilirmisiniz
ADNAN BAHADIR: Elbette, örneğin teşkilatın büyük bir kısmının tepki gösterdiği İlkadım ilçe Başkanı görevden alınması için düğmeye basıldı. Haluk Koç anında müdahale edip, istifa restini çekerek ilçe Başkanının arkasında durdu ve İl başkanının icraat yapmasına engel oldu. O zaman CHP Genel Başkan Yardımcısı olan Gürsel Tekin İl Başkanına yazısını yazın gönderin anında alayım demesine rağmen bu icraata Haluk hoca engel oldu. Haluk hoca sevdiğim bir insandır ancak bu icraatıyla hem partisine hem Samsun şehrine verdiği zararı bilseydi asla böyle bir icraata imza atmazdı
Ş. YILDIRIM: Peki beş il Başkanını değerlendirebilir misiniz?
ADNAN BAHADIR: CHP de son iki yılda İl Başkanlığı makamında oturan arkadaşlardan Yılmaz Türkoğlu yıllardır tanıdığım bir arkadaş olup, hayatı CHP de geçmiş, onun rahle-i tedrisinden geçmiş iyi bir CHP lidir, ancak partideki hizipleşme ilk onu yedi. Ardından İl başkanlığı koltuğuna oturan Aylin Tat hanımı daha önce hiç tanımamış olmama rağmen gerek görev yaptığı dönemde gerekse daha sonraki süreçte çok beğendiğim bir insan oldu, seviyeli, ilkeli, ayak oyunlarından anlamayan dürüst bir siyasetçi imajı uyandı bende. Ancak o da hizipleşmeye kurban oldu. Hüseyin Değerli iki dönem Çarşamba Belediye Başkanlığı yapmış tecrübeli bir siyesetçi olmasına rağmen il başkanlığından istifa edip Milletvekili adayı olması doğru değildi, çünkü listeye giremeyeceğini kendisi öngörmeliydi. Şayet Hüseyin Değerli istifa etmeseydi hala daha il Başkanı olarak devam edecekti ve partide istikrarı sağlayan bir İl Başkanı olarak önümüzdeki dönem Milletvekilliğini hakedecekti. Ama bunu öngüremediğinden bu hakkını kaybetti. Siyaset uzun soluk ister kısa sürede sonuç almak isteyenler başarılı olamzalar. İhsan kalkavan yılardır siyasetin içerisinde aday adayı oldu, aday oldu, il Başkanı oldu ama hiç yılmadı sonunda istediği yere geldi bu işin kuralı budur.
Ş. YILDIRIM. Dilerseniz diğer İl başkanlarına geçelim
ADNAN BAHADIR: Halil Türk geçmişte tanımadığım bir arkadaştı, sendikacılık yaptığını biliyordum ancak siyasetteki yerini bilmiyordum. İl başkanlığı koltuğuna oturduğunda başarılı olabileceğini pek düşünmemiştim ancak beni yanılttı, son iki yılda gelen il Başkanlarının en başarılısıydı dersem abartmış olmam. Bazıları bu ifademe kızabilirler ancak son genel seçimde 160.00 oyu CHP almış ise bu Halil Türk'ün başarısıdır. Tabii burada adayların da çok katkısı var. Hem İhsan Kalkavan, hem Kemal Zeybek bu sürece çok katkı sağladılar. Keşke bu teşkilat dağılmasaydı, veya istifa etmesetdi de parti şu anda içerisinde bulunduğu duruma düşeseydi.
Ş. YILDIRIM: Partinin şu anda içerisinde bulunduğu durumdan kastınız nedir?
ADNAN BAHADIR: İl başkanlığı koltuğunda oturan avukat Ersoy Üstay'la ilgili daha önce yazdığım köşe yazısını okumuş iseniz ne demek istediğimi rahatlıkla anlarsınız. 2009 yılında uğradığım saldırı sonucu hapse girdiğimde çocuklar Ersoy Üstay'ı Avukat tutmak istediler, ziyaretime geldiğinde bana yaptığı teklif beni şoke etmişti. Yusuf Ziya Yılmaz aleyhinde yazı yazmaya devam etmem halinde avukatlığımı alamayacağını söylediğinde ona sana Allah selamet versin benim içeride bulunma nedenim Yusuf Ziya Yılmaz ile ilgili yazdığım yazılardır, reddi miras yapacak kadar kişiliksiz bir adam olsam burada olmazdım dedim. Bana verdiği cevap da çok ilginçti Y. Ziya Yılmaz'ın her ne kadar Ak Partide olmasına rağmen düşünce olarak sosyal demokrat birisi olduğunu ve onu evlat gibi gördüklerini o nedenle onunla ilgili yazı yazmaya tahammül edemeyeceğini söylemişti.
Ş. YILDIRIM: Geçtiğimiz günlerde CHP il Başkanı tüm gazeteleri bizzat ziyaret etmesine rağmen sizi ziyarete yardımcılarını göndermesinin nedeni bu mu diyorsunuz?
ADNAN BAHADIR: Sanırım öyle. Çünkü gelen arkadaşlara da aynısını dedim, herhalde İl başkanınız beni ziyaret etmeye yüzü tutmadı, zira gelmiş olsaydı, sizin yanınızda ona geçmişteki anımızı anlatacaktım, o yüzden gelemedi dedim.
Ş.YILDIRIM: Bundan sonraki süreçte CHP de ne olur?
ADNAN BAHADIR: Kanantimce bu arkadaşlar hiç bir şey yapmadan, suya sabuna dokunmaksızın kongreleri tamamlayıp çekilirler, bu da CHP nin mevcut durumundan çok daha geriye gideceği anlamına gelir. Nedenine gelince siyaset adrenalin, efor, heyecan, idealizm işidir, ununu elemiş, eleğini asmış adamların işi değildir. Mevcut yapı tüm heyecanını yitirmiş herkese hoş görünmeye çalışan ömürlerinin son deminde bir yere seçilebilir miyiz diye beklenti içersinde olan geçmişte başarısız olmuş kişilerden oluşmuş. Bu insanlar insan olarak çok değerli insanlar olabilir, ancak siyaset çok farklı bir iştir. Siyaset yapacak insanlar risk almalı, hedef ve idealleri olmalı bu insanların böyle bir niyetleri yok. İşin daha da vahim boyutu partiye çöreklenmiş olan çetelerin önünü tıkamaları gerekirken onların önünü açmak için her türlü uğraşı vermeleri CHP adına çok üzücü bir durum. Bu tür insanların yönetici olduğu partilerin halkın oyunu alma şanşı olamaz.
Ş. YILDIRIM. MHP ile ilgili düşünceleriniz nedir?
ADNAN BAHADIR: MHP nin durumu biraz daha farklı çünkü orada otorite boşluğu yok ancak lider sultası var. İl Başkanı olan arkadaşımız her şeyi kafasına göre yöneten, hiç kimseyi dinlemeyen, istişare mekanizması diye bir mekanizmadan haberi olmayan tüm hesaplarını İl Başkanlığı koltuğunu korumaya yönelik yaptığından partililer havasız odada kalmış gibi bunalım içerisindeler. Muhalefet partisi mensubu il Başkanından ne bekler ya elindeki Belediyeden iş ister, ya hastasına ustasına yardım ister veya ciddiye alınıp adam yerine koyulduğunun farkında olmak ister. Bunlardan birisini sağlayamayan kişiler taban tarafından sevilmezler. Apdulah Karapıçak insan olarak mükemmel bir insan benim de değer verdiğim, sevdiğim, aile yapısını çok önemsediğim bir şahsiyet ancak teşkilatçılık, liderlik çok farklı bir olgu, İl başkanı olabilirsiniz ama lider olamazsanız, insanların gönlüne taht kuramazsanız başarılı olamazsınız.
Ş. YILDIRIM: Sizce Apdullah Karapıçak başarısız bir il başkanı mıdır?
ADNAN BAHADIR: Hayır. Tam aksine Apdullah Karapıçak başarılı bir il başkanıdır. Zira başarı Genel seçim sonuçları baz alınarak ölçülmez, yerel seçim sonuçları baz alınarak ölçülür. Apdullah Karpıçak 2009 yerel seçimlerinin en başarılı İl başkanıdır. Ancak bu başarısını sinerjiye, icraata, tabana yayamadı. Şehrin en büyük metropolü olan İlkadım Belediyesini aldı, kavak, Ladik ve Alaçam Belediye başkanlıklarını kazandı bu çok büyük bir başarı ancak daha sonraki süreçte bu Belediyelerle ilgili teşlatların ve kamuoyunun beklentilerini yerine getiremediği için tabanla arasında ciddi bir soğukluk oluştu. Eski partilileri kucaklayamadı, yeni partililerin taleplerini karşılayamadı, Belediye başkanlarına söz geçiremedi, kamuoyunun beklentilerine cevap veremedi hal böyle olunca halktan koptu.
Ş. YILDIRIM: Belediye başkanlarına söz geçiremedi ifadesi bana biraz ilginç geldi, ne demek istediğinizi biraz açar mısınız?
ADNAN BAHADIR: Teşekkür ederim. Çok ince bir noktayı yakalamışsınız. İzin verirseniz izah edeyim. Bir il Başkanı iki şeyden birisini tercih etmek zorundadı, ya kurumsal kimliğinin arkasında durup Belediyelerden talep ettiği şeyler teşkilat adına olacak şekilde duruş sergileyecekti veya kendi şahsi çıkarları, aile çevresini tatmin edecek şekilde talepleri olacaktır. Bu durumda ise kurumsal kimliğinden ve kişiliğinden taviz vermek zorunda olduğunu kabullenip sessiz kalacaktır.
Ş. YILDIRIM: Sayın Bahadır sizin söylediklerinizden çıkardığım, burada çok ciddi bir iddia söz konusu benim anladığım kadarıyla. Apdullah Karapıçak ikinci şıkkı tercih ettiği için kurumsal kimliğini kaybetmiş. Yanılıyor muyum acaba?
ADNAN BAHADIR: Hayır yanılmıyorsun, aynen dediğin gibi bir durum söz konusu, bir İl başkanı kendi partisinin kazandığı Belediyenin tüm araçlarını kendi iş yerinden sigorta ettirmiş ise, kendi öz kardeşini o belediyede işe yerleştirmiş ise kurumsal kimlikten ve liderlikten bahsedemez. O olsa, olsa il Başkanlığında oturan görevli birisi olur. Onu ne Belediye Başkanı, ne Belediye Meclis üyeleri, ne de partililer ciddiye alır. Alsa, alsa işini gördükleri ciddiye alır.
Ş. YILDIRIM: Önümüzdeki süreçte MHP ile ilgili düşünceleriniz nedir?
ADNAN BAHADIR: Şayet bir önceki kongrede yapıldığı gibi ahbap, çavuş, akraba, eş, dost, partili, partisiz ayırımı yapılmaksızın çakma delege yapılmaya devam edilirse değişen bir şey olmaz. Yok adam gibi sandık koyulup, çakma delege yapılmaz ise MHP de çok şey değişir. Bu kararı verecek olan MHP Genel Merkezi ve İl Başkanlığıdır, kendi düşen ağlamaz.
Ş.YILDIRIM: Biraz da iktidar partisinden bahsetmeye ne dersiniz?
ADNAN BAHADIR:İktidar partisi ile ilgili çok uzun konuşmak gerek, zira ülkenin en büyük partisi olmasının yanında on yıla yakın bir süredir iktidarda olan bir partiden söz edebilmek için komple bir sohbeti bu konuya ayırmak gerekiyor ancak biz yinede bir nebzecik bahsedelim, gerisini daha sonraki sohbetlerimizde tamamlarız.
Ş. YILDIRIM:İsterseniz Ak Partide yapılmakta olan kongrelerden başlayalım
ADNAN BAHADIR: Hay, hay nasıl isterseniz. Ak Parti son üç yıldır çok kötü yönetildi. Ali Akyüz'ün İl başkanı olmasından sonra Ak Partinin şehrimizdeki durumu 90 lı yılların sonundaki koalisyon hükümetlerine benzedi. İl Başkanlığını alabilmek adına olur, olmaz kişilerle ittifak yapılıp kongre alınması sonucu şehrimizde çok kötü işler oldu. Bunlardan en kötüsü 2009 mahalli seçimlerinde Ak Partinin elindeki bir çok ilçeyi kaybetmiş olmasıdır. Atakum, İlkadım, Kavak, Ladik Belediyelerinin kaybedilmiş olması o dönemde Ak Partide yöneticilik yapan kişilerin başarısızlığıdır. İlkadım Belediyesi gerek nüfus yoğunluğu, gerekse coğrafi yapısı itibarı ile şehrin en büyük ilçesi olmasına rağmen parti içerisindeki hizipleşmeler ve beceriksiz teşkilat yöneticileri yüzünden kaybedilnmiş olduğu ortadadır. 2009 yerel seçimlerindeki başarısızlık teşkilatlarındır ve bu durum açıkça ortadadır. 2011 Genel seçimlerinde alınan başarıya kimse sahip çıkmasın bu başarı ne teşkilatın, ne de Milletvekillerinindir bu başarı R. Tayyip Erdoğan'ın başarısıdır.
Ş.YILDIRIM: Yapılmakta olan ilçe kongrelerinde Milletvekillerinin ve İl Başkanının tavrı nedir?
ADNAN BAHADIR: Yapılmakta olan ilçe kongreleri ile ilgili şu kadarını söyleyebilirim Milletvekillerinden sadece Cemal Yılmaz Demir'in bu süreçte ağırlığını koyduğunu düşünüyorum. Diğer Milletvekillerinin çok fazla müdahil olduklarını düşünmüyorum. Bakan müdahil olmak isteyebilir, ancak kendisine zararı olacağını bildiğinden karışsa da perde arkasında kalmayı tercih eder. Eski Bakan Mustafa Demir'e gelince yapısı çok farklı bir arkadaş . Mustafa Demir insan olarak çok değer verdiğim, sevdiğim bir insandır. Ancak siyasi duruşu asla tasvip etmediğim bir duruştur. İki yıl Bakanlık yaptı başarılı olduğunu kimse söyleyemez, ama yanlış işi olduğunu da kimse söyleyemez. Hani hukuk literatüründe keen lem yekün (Varlığı ile yokluğu belli olmayan) hükmündedir. Mustafa Demir ile arkadaş olanların akıbetleri ortada, kişinin ayinesi iştir, lafa bakılmaz.
Ş. YILDIRIM: İl Başkanı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
ADNAN BAHADIR: Bir çoğunuzun da bildiği gibi İranlı Hasan Sabbah vardı, Alamut kalesinde insanlar cennet vadediyordu, namaz, oruç, hac, zekat onun kitabında yoktu ona göre Allah kullarından bu sorumlulukları kaldırmıştı. Osman Çetinkaya'da Hasan sabbah'ın Samsun versiyonu. Almış eline bir mavi boncuk çantası önüne gelene dağıtıyor. Yüce Kitabımız Taraf olmayan bertaraf olur buyurmaktadır. Osman Çetinkaya'nın tarafı olmaz, o herkesin adamı, herkese taraf, dik duruşu olmayan bir kardeşimiz. İl Başkanlığına atanması sürecinde arkasında durduk, hala daha durduğumuz yerdeyiz problem yok, ancak omurgasız insanın ayakta durması mümkün olmadığı gibi, siyasette omurgasız olanların da uzun vadede ayakta durmakları mümkün değildir. Önümüzdeki süreci köşe yazılarımda da yakından takip edip bilgilendireceğim. Ak Parti Genel Merkezi İl Başkanlığı'nda tek listede ısrarlı dense de bu bir politikanın ürünüdür, demokrasilerde diktatörlük olmaz, önümüzdeki süreçte Ak Parti Samsun'da çok şeylere gebe.
Ş. YILDIRIM: Bunca yoğınluk arasında bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
ADNAN BAHADIR: Ben teşekkür ederim