Nedir, nasıldır; sanki yıllar öncesinden ve sanki hiç tanış olmayan… Eskimeyen ve eksilmeyen sarhoşluğumla bakıyorum. Fildişinden bir heykel… Kâlû belâdan beri tanır gibi ve kimdir, nedir, nasıldır bilmez gibi…
Ordaysa güzelliktir. Orda değilse o da ayrı bir güzellik… Sevmesi güzeldir, ayrılması güzel. Can yaksa da hasreti güzel… Külliyen güzelliktir her hal ve hâli…
Birlikte yürürken ayrı bir dünyaya yürürsün, yanında bir dünyayla yürürsün… Hem kendi dünyandasındır, hem bir hülyada… Bir dünyadan bir dünyaya yürürsün, yanında bir dünya yürürken.
Eksik bakışlarla süzülebilir. Tepeden tırnağa nur ırmağıdır, göz kamaştıran. Ne bakmaktan vazgeçilir ne de güç yeter bakmaya…
Kapılar ona çıkar. Zaten kendisi kapı olandır. Vesiledir hüznüne de neşene de… Kapısına varan yol kıldan incedir, kalp yakıtıyla varılır eşiğine. Ne vardığında varmışsındır, ne de ayrılarak uzaklaşabilirsin. O, seni takip edip durandır ve arayıp durduğundur her daim…
Eksilmeyen ve eskimeyen sarhoşluğumla bakıyorum. Baş dönmeleriyle, gönül semâlarıyla… Toz oluyor altunum kalp örsünde ve bitmiyor semâm…
Meydanında tozumuştur ayağım. Çarşısında satılan benimdir, satın alan ben… Ne aldığım benimdir ne de sattığım…
Bir kaderin çorap söküğü gidişidir yaşattığı. Her şey bir birine bağlıdır, imâme odur. Odur hayat tesbihinin imâmesi. Şirâzen dağılır el çekerse senden…
Yarım dillerim aşkına, kırık kalemlerim, eksik mürekkeplerim aşkına… Adını kalbe taşıyan kanım aşkına, o kana yol veren damar aşkına… Nedir, nasıldır, benim ne’m olur? Her bilgimin başıdır ve külliyen bilgidir, bilinmesi gereken. Ne bilsem tam olmaz, yarım da değildir bildiğim…
Lütfederse, kamaşmaz gözlerle bakarsın gün olur. Gün olur, sahiline varır hayat teknen. Teknen varır o limana ve tazelenirsin… Gün olur derdindir bilir, dermanın olur. Derman olan derttir… Azgın dalgalı denizin, sakin limanındır… Nurundan bakamadığın, akıl yarılması sevdalarla sevdiğindir. Bir derin mavidir, ana rahminden beri seni izleyen…
Ona ten olan nur aşkına… Kamaşan gözler aşkına, kanayan, mavi mavi akan kanım aşkına… Bırak secdende kalsın başım, âteşin eşiğinde...
Cahiller sorsun, kimdir, nedir? Ne cevap verelim, ne de aldıralım. Bir dünyadan bir dünyaya gidip duralım sorgusuz…