Peki bir zamanlar Samsun'un nabzının attığı bu geleneksel çarşılar bugün ne durumda?
Samsun'da birbirinin aynısı alışveriş merkezleri her geçen gün çoğalıyor. Birer sosyalleşme mekânı olarak da tasarlanan bu tüketim mekânları mağazaları ve kafeleri ile neredeyse tek tip. Samsun'daki bir alışveriş merkezi ile Ankara'daki bir AVM'nin havası birbirinden pek farklı değil. Peki geleneksel çarşılarımızda bu nasıldı? Bugün Samsun'un Tarihi Bedestan Çarşısı ne durumda.?
SAMSUN'UN TARİH KOKAN BEDESTAN ÇARŞISINDAYIZ
Denge Gazetesi olarak,hergün sokağın ve vatandaşın nabzını tutmaya devam ediyoruz. Bugünkü konumuz Samsun'da bir zamaların en gözde mekanlarından biri olan tarihi çarşıları ele aldık. Bundan yıllar önce çiftçilerin,esnafların en gözde mekanların'dan bir tanesi olan Samsun'un Saat Hane meydanın'da bulunan tarihi Osmanlı Çarşısı şimdiki günlerde kaderiyle başbaşa bırakılmış bir şekilde eski anıları özlercesine yetkili kurumlardan yardım bekliyor. Bu tarihi çarşıların yerini şimdi,lüks Avm'ler almış durumda. Tarih kokan mekana ayak bastığımız an sanki o tarihi yeniden yaşarçasına farklı bir atmosfere kapılıp giri verdik. Tarihi Osmanlı çarşısı için'de ayakta durmaya çalışan esnaflar' Samsun'un Tarih kokan bu mekanın bu durumda olması kendilerini derinden yaraladıklarını ifade ettiler.
SİTEMKAR BİR BAKIŞ
Samsun'un Tarihi Bedestan çarşısı için'de saat ve ayakkabı tamiri ile ayakta durmaya çalışan(56) yaşındaki Mehmet Kösenin adlı çarşı esnafının yanına gelerek bizlere bu tarih kokan Bedestan çarşısının anısını anlatmasını istedik. Bizlere biraz sitemkar birazda sinirli bir şekilde yaklaşan Bedestan çarşısının tarihi esnafı Mehmet Köse,yılların vermiş olduğu decrübesi ile biraz sitem biraz'da hoş görü ile yaklaşarak bakın bizlere tarihi bedestan çarşısını nasıl anlattı:
AH GİDİ ESKİ GÜNLER AH
Mehmet Köse(Bedestan Çarşı Esnafı) Osmanlıda, kumaş, mücevher ve çeşitli kıymetli eşyaların alım satımının yapıldığı, eşit büyüklükte kubbelerle örtülü, bir çeşit kapalı çarşı idi bizim bu bedestan çarşımız osmanlı döneminde önemli birer iktisadi kuruluştu. O devirde, günümüzdeki banka ve borsaların görevini de gördü. iyi bliyorum bedetenlerin olduğu kubbeli iki tarafı dünkanlarla kaplıydı, taştan yapılmış emniyetli alış-veriş merkezlerinden biriydi. Derin bir tarihe inersek
Selçuklular zamanında Anadolu'da bedesten yapıldığı biliniyorsa da günümüze ulaşmamıştır. Osmanlıların 15. asırdan itibaren Anadolu ve Anadolu dışında yaptıkları bedestenler, günümüze kadar gelmiş ve birçokları halen faaliyetine devam etmektedir. Bu bedestenlerden bir kısmında, üzeri kubbelerle örtülmüş uzun bir koridor ve bu koridorun içindeki iki taraflı dükkânlar yer alıryor ama ne yazıkki samsun'da bulunan bu tarih kokan çarşımız sahipsiz ve yapa yanlız bırakılmış bir durumda işalahla bir an önce bu bu tarihi görürler ve uyanırlar.
YANIMIZDAN GEÇEN DAHİ YOK
Yine tarihi bedesten çarşısın'da esanaflık yapan (66) yaşındaki Çanta tamiri ile yılları vermiş olan Musta Kurt' Biz Osmanlı tarihlerine alıştık ve bu mekanların dışında iş asla yapamam diyerek bizlere bedestan çarşısını şu şekilde anlattı: Bedestenlerin muntazam ve emniyetli bir muhafaza teşkilatı vardı. On iki kişiden ibaret olan bu muhafızlara Bölükbaşı denilirdi. Nanpareci ve Küçük Ağa adında iki zabit, bunlara nezaret ederdi. Bedesten her sabah ve akşam duacı ismi verilen Bölükbaşı tarafından merasimle açılıp kapanırdı anlatırken bile gözlerim doluyor eygigi günler ey. Akşam olup herkes gittikten sonra üç kapı kapanır, yalnız bir kapı çarşının tamamen boşalmasına kadar yarım açık bir vaziyette kalır, kapıda bekçi durur ve burada kuyumcular büyük dolapların altlarındaki sandıklara mallarını koyarlardı. Ondan sonra o kapı da kapanırdı. İçerde kalan nöbetçi, Bölükbaşı ile yamağı, ellerinde kalın sopa ve tabanca olduğu halde bedestenin içini güzelce ararlar, kimsenin kalmadığına kanaat getirdikten sonra gidip nöbet mahalline otururlardı. Bundan sonra bu muhafızlar, el tetikte kulak tıkırtıda sabaha kadar nöbet beklerlerdi. Özellikle Samsun,alışverişin şekillendirdiği önemli bir şehirdi. Şehrin çarşısındaki esnaflar satış ve alış veriş yaparlardı. Hem ipekyolu hem de deniz yoluyla gelen mallar çarşıda satılırken, çiftçilerden de taze gıda ürünleri alınırdı. Bu ticaret daha çok gayrimüslimler tarafından yapılırken, Türkler daha çok çiftçilikle üretim yapmayı tercih ederlerdi. Zamanla Türk çiftçiler çarşıda kendi ürettiklerini ve satın aldıkları ürünleri satmaya başlayarak esnaflığı ve ticareti öğrendiler. Ama şimdilerde ise yanımızdan geçen dahi yok
BEKİR DURAN