TARTI İSTASYONUNDA ÇİFTE...

Adnan Bahadır

 TARTI İSTASYONUNDA ÇİFTE

STANDART MI VAR

            Ticaretin helal olmasının en önemli kriteri başkalarının hakkına tecavüz etmeden para kazanmaktır. Rekabetin meşru zeminde yapılmadığı ortamlarda helal ticaret yapmaktan bahsetmek mümkün değildir. Para kazan da nasıl olursa olsun mantığı çok yanlış ve inancımıza uygun olmayan bir mantıktır. Maalesef ülkemizde zengin olan insanların nasıl zengin olduklarına bakmak yerine zengin olduktan sonra yaptıkları hayır, hasenat, verdikleri vergi ve yedirip, içirdiklerine bakılarak değerlendirildiğinden, insanlar parayı kazanırken meşru, gayrimeşru ayırımı yapma gereği duymamaktadırlar.

            Nakliyecilik dediğimiz zaman sadece bu işi kendisine meslek edinenleri anlamamak gerekir. Ticaret yapan insanların büyük bir bölümünün sattıkları veya satmak istedikleri malları kendi iş yerlerine ait kamyonları ile küçük esnafın veya bayilerinin ayaklarına kadar getirme mecburiyetinde oldukları bir dönemdeyiz.  Bu nedenle en ufağından, en büyüğüne taşraya satılan mallar araçlara yüklenerek, nakledilmek zorundadır. Orta ölçekli bir tüccar her sattığı malı aracına yükleyip, üzerine en az bir bazen iki personel koymak sureti ile müşterisine gönderirken şehrin doğusundaki Çarşamba Havaalanı bölgesinde bulunan karayollarına ait tartı istasyonundan ve Güney istikametindeki Ankara yolu üzerinde bulunan tartı istasyonlarına uğramaksızın yoluna devam etme şansı yoktur.  Bu istasyonlara uğrayıp, tonaj sınırını aşan araçlar ağır cezalar ödemek zorunda kaldıklarından, verilen tonajı geçmemeye dikkat ediyorlar. Şehrin çıkışlarında bu istasyonlar varken, şehre girişlerde en ufak bir tartı istasyonu olmaması yanlış bir uygulamadır. Burada üzerinde durmak istediğimiz bir kaç husus var birincisi tartı istasyonlarının kurulmasının en önemli nedeni çok pahalıya mal olan yollarımızın yıpranmamasıdır, bir kilometrelik duble yolun bir milyon dolara mal olduğunu biliyor muydunuz? İşte bu nedenle Devlet vatandaşın yolunu korumak için tonaj mecburiyeti koydu.  Taşıma şirketleri ise girdikleri ihalelere fiyat verirken, araçlarına yükleyebilecekleri yükün tonunu hesap edip, yakacağı yakıtı ve personel giderini ekledikten sonra üzerine kar paylarını da eklemek sureti ile fiyat vermek zorundadırlar. Örneğin bir aracın yükleyebileceği yük 28 ton ise onun üzerinden yakacağı yakıtı ve personel giderini de hesap edip, müşteriye fiyat teklif edilmesi gerekmektedir, ancak son 5-6 yıldır bir veya birkaç nakliye firmasının çok farklı yöntemlerle işlerin tamamına yakınını aldığı bir gerçektir. Burada yapılan hileye gelince, karayollarına ait tartı istasyonu gece 24.00 den sonra ya kapalı oluyor veya öğlen yemeği adı altında öğlende kapalı tutuluyor veyahut da birileri tarafından oraya özel personel ayarlanıp, gelen kamyonları tartmadan veya tonajı çok yüksek olsa bile düşük olarak göstererek geçtiği bir başka yöntem ise tartı istasyonunun olduğu bölgedeki muhtarla yapılan iş birliği olarak ifade edilmektedir. Şimdi birileri muayene istasyonunun özelleştiğini söyleyebilir, ama bunu kontrol etme işinin devletin olduğunu da unutmayalım. Bu konuda bildiklerimin tamamını burada ifade etmek istemiyorum, şayet edersem birçok insan bundan zarar görür, zira gayem üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil.

            Karayolları bölge müdürünün bu bahsettiğim olaydan haberdar olmadığı kanaatindeyim, zira kendisi düzgün bir insandır, onun bu tür yanlış işlerle ilgisi olmaz, ulaştırma bölge müdürüne gelince bu konuda şimdilik bir şey yazmayacağım, zamanı gelince yazarım, ancak alt kademede görev yapan insanların bir kısmı bu tür organizasyonların içerisinde olduğu bir gerçektir. Ne kadar kamyoncu ve büyük çapta nakliyeci gördüysem tamamına yakını bu konudan muzdarip, hem öyle muzdarip ki bir kısmı bıkmış ve ellerindeki Tırları satıp, sektörden çıkmışlar. Bu yazdıklarımla ilgili itirazı olan varsa tartı istasyonunda ceza kesilen araçların listesini bir çıkarsınlar, bakalım kimlere kesilmiş, kimlere kesilmemiş, bu şehirdeki taşımacılığın en büyük şirketi olduğunu iddia edenlerinin araçlarına kaç kez ceza yazılmış. Öte yandan işi alan uyanıklar kendilerini aynen şöyle savunuyorlar, kardeşim serbest piyasa ekonomisinde isteyen, istediği fiyatı verir ve işi alır. İyi güzel de 30 tonluk Tıra sen 60 ton yükleyip, kantardan geçerken, diğer adam 31 ton yüklediğinde aldığı yükün fiyatı kadar ceza yerse bu işin altından nasıl kalkacak.

            Devlet olmanın şartlarından birisi de vatandaşlar arasında eşit davranma mecburiyetidir. Güçlü olana yasayı uygulamayıp, zayıf olana uygulamanın adı zulümdür. Bu zulmü yapan da, yaptıran da, aracı olan da zalimdir. İnsanlar vergilerini ödemekten acizken, bırakın vergilerini ödemek evlerine ekmek getirecek para bulamazken, siyasi güçleri sayesinde kantarın topuzunu kendi kafalarına göre ayarlayıp, tüm işleri kendi uhdelerinde toplamaları fevkalade yanlış bir davranıştır. Bu yollar milletin yollarıdır ve koruma görevi de devletindir. Millete zulmedenlerin unutmamaları gereken bir başka husus da  Karun kadar zengin olsalar bile, zulüm ile abad olamayacaklarıdır. Bu işin en kolay çözümü tartı istasyonunun 24 saat açık tutulması ve personelin sürekli olarak rotasyona tabi tutulmasıdır. Sözlerime son verirken başta Sayın Vali olmak üzere Ulaştırma Bölge Müdürü, Karayolları Bölge Müdürü,  Emniyet Müdürü ve diğer ilgililerin bu konuya eğilip gereğini yapmalarını diliyorum. Bu arada bu konunun takipçisi olacağımızı da hatırlatarak, sözlerime son vermek istiyorum. Kalın sağlıcakla

                       

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.