İlgimizi çeken ışıl ışıl vitrinlerin ardında bakmakla yetindiğimiz tatlıları, bolca tüketiyoruz. Pekala konukların vazgeçilmez ikram yiyeceği olan ve damağımızda oluşan bu eşsiz lezzetin Türk mutfağına girmesi nasıl oldu ?Bugünkü yazımızda genel olarak baklavacı olarak bildiğimiz tatlıcıları ve yaşadıkları zorlukları taşıdık köşemize.
Tarih boyunca insanoğlunun vazgeçemediği tatlıyı yapmak için eskilerin deyimiyle 'tatlı konuşup tatlı yemek' gerek. Tatlıcılık, Türklerin en eski esnaf grupları arasında yer alıyor. Evliya Çelebi, ünlü Seyahatnamesi'nde 17. yüzyılın ortalarında, Bitlis Beyi'nin konağına konuk olduğunu ve burada baklava yediğini yazıyor. Günümüzde de tatlı denince akla ilk gelen baklava oluyor nedense. Gerçi birçok farklı yiyecekte olduğu gibi Rumlar ve Yunanlılar Türklere ait bu lezzetin kendilerine ait olduğunu söylese de 'görünen köy kılavuz istemez misali' Türk ustaların hünerli ellerinden çıkan baklavanın tadını başka hiçkimse tutturamıyor. Çünkü baklava bizim tatlı kültürümüzün temel taşlarından birini oluşturuyor.
ÇIRAKLIKTAN YETİŞMEK GEREK
Sami Demir, yeni nesil tatlıcılardan "Çıraklığını yapmadığın işin ustası olamazsın" diyerek başladığı konuşmasına, "Ağaç yaşken eğilir. Bizim meslek gördüğüm kadarıyla inşaat gibi. Temelini bileceksiniz. Sağlam olacak. Tepsi yıkama, tabak yıkama mesleğin en önemli sırlarından biri. 17-18 yaşında başlamak gerek bu mesleğe. 20 yaşına kadar ustaların yanında eğitim aldıktan sonra insanın bu işi yapıp yapamayacağı belli oluyor. Ben daha yeniyim fakat ileride ustalarım gibi bu işi en iyi şekilde yapmaya çalışacağım."
"SAMSUN'DA TATLI KÜLTÜRÜ ZAYIF"
1977 yılından bu yana bu mesleği yapan İsmail Dağ, "Ben bu işe Kahramanmaraşta başladım. İlk çıraklık yaptığım zamanlar da büyük ustalar vardı. Çok şükür biz o insanlardan bu sanatı öğrenirken işle birlikte iş ahlakını da öğrendik. Daha sonra usta oldum ve geçen zaman içerisinde Türkiye'nin birçok ilinde çalıştım. Gördüğüm kadarıyla Samsun'da tatlı kültürü zayıf. Mesleği bilmeyen insanlar bu işi yapmaya başladı. Samsun'da fiyat yönünden büyük tutarsızlık var bunun nedeni kullanılan malzemenin kalitesi. İnsanlara bunu anlatamıyoruz. Bize insanların dediği sonuçta tatlı değil mi ne farklılık olacak? Şuanda piyasada 120 YTL'de yağ var 30 YTL'de. Biz her zaman en kaliteli olanı kullanıyoruz. Vatandaşımızın da tatlı alırken bunun ayrımına varması gerek."
'PİYASADA HAKSIZ REKABET VAR'
Ekonominin iyi gitmemesinden dert yanan 40 yıllık usta Mesut Acar, "Ekonominin bozuk olması insanların alım gücünü düşürdü. Halkımız artık eskisi gibi alışveriş yapmıyor. Bunlar yetmezmiş gibi bir de piyasada haksız rekabet var. Kalitesiz malzeme kullanan yerler ucuz tatlı satıyor. Vatandaşımız bunu bilmiyor. İnsanları kandırmak adına ucuz un, boyalı fıstık, cevizle fındığı karıştırma gibi birçok hile yapılıyor. Ayrıca ruhsatsız imalathaneler halk sağlığını tehdit ederek tatlı imal ediyorlar. Bunları bilmeyen vatandaş aldığı tatlıyı yiyemeden çöpe atıyor. Bunun sonucunda olan yine bizim gibi işini dürüst şekilde yapmaya çalışan esnafa oluyor."