Sene başında yazdığım bir yazıda, sezona hızlı başlamanın çok da iyi birşey olmadığını, erken form tutan takımların devre sonuna doğru düşüş yaşadığını söylemiştim. Zira Bank Asya'da geçirdiğimiz 5.sezon bizi bu konuda hayli tecrübeli hale getirmişti. Geçtiğimiz sezonlarda Rizespor,Kartalspor gibi takımlar uzun süre zirvede götürdükleri sezonlarda erken çöküş içine girmelerini de buna örnek göstermiştim. İki ileri, bir geri devam eden sezon başı performansımız, Mersin maçının yarıda kalması, Kartal beraberliği, Bolu yenilgisi derken bence sezonun en önemli kırılma noktası 6.haftada Ankaraspor karşılaşmasını bay geçme avantajımızdı. Hocanın üzerindeki baskılar, Cenk sorunu derken, takımın saha içi disiplini sallantıda, taraftar baskısı ise had safhadaydı. Yönetim bu süreçte hocanın arkasında durdu (ki ben bile hocayı her zaman desteklememe rağmen sorunların kangren olacağı endişesi ile yolların ayrılabileceğini yazmıştım) Yönetimin bu buhranlı süreci iyi dengelemesi ve insiyatifi hoca yönünde kullanarak kamuoyuna göğüs germesinin semeresini de yavaş yavaş almaya başladık. Zira birkaç hafta rölantide oynayan oyuncularımız bile, hocayla devam kararının ardından silkelenmeye başladılar.
Adanaspor maçı itibariyle yavaş yavaş dengeye oturan futbolumuzun hep üzerine koyarak geldik bu haftaya kadar. Giresun'da deplasmanda kazanabilme ve iyi müdafa gücümüzü perçinledik, Diyarbakırspor maçında hucüm gücümüzü sınadık, Mersin maçında üzerine hırsımızı koyduk. Kötü oynayıp, kaybettiğimiz Karşıyaka maçında dahi kaybetmeyi kabullenmeyen bir ruh kazandık, tabi iyi performansı ile en büyük umudumuz Cenk'i de. Denizlispor maçında bu kazanımlarımızdan bir resital sunduk ancak bu sefer de şanssızlığımızı kıramadık. Onu da bir başka maçta kullanmak şartıyla, Erciyes'e gittik ve 2-0 kazanarak hem rakibimizin ensesine yapıştık, hem de potadaki rakiplere büyük takım nasıl olunur bir kez daha gösterdik. Formayı ıslatarak, taraftarlarla içeride-dışarıda kucaklaşarak.
Şimdi Ordu-Güngören-G.Antep Belediye ve Rize maçlarından oluşan bir aylık maç trafiği başlıyor. Her hafta yeni bir kazanım elde ederek, dengeli ilerlediğimiz bu maratonda ilk ayak olan Orduspor maçı çok önemli. Komşu ekibimizde stoper Jerry'in cezalı olması avantaj, ligin en iyi stoperlerinden birisiydi kendisi. Orduspor'un en büyük handikabı kapanan takımları açamamak. Makedon forvetlerine şişirdikleri toplarla hucüm ediyorlar. Savunmamız bu bağlantıyı keserse hucüm varyasyonları kısıtlı. Sağ bekleri Abdullah ve orta sahadaki Muharrem göze çarğan isimleri. Bu maçta çok büyük seyirci desteği olacağından eminim, şehirde süper lig havası yakalandı. Ancak bu takımımız üzerinde baskı yaratmamalı geçen sene oynanan Adana maçı gibi. Dengeli futbolumuza devam edip, sabırlı oynamalıyız.
Bilirsiniz atletizmde uzun mesafe koşularında tavşan atletler vardır. Bu atletler uzun bir süre yarışı önde götürüp, yarışın temposunu ayarlar ve son turlara doğru yarıştan çekilerek sahneyi gerçek atletlere bırakırlar. Şimdi üzerimizde yer alan takımlarda bir nevi tavşan atlet gibiler. Zamanı geldiği an sahneyi bize bırakacaklar. Yeterki son düzlüğe kadar dengeli,tutarlı formumuzu koruyalım. Son düzlükte formamızın ağırlığı olmamız gereken yerlere ulaşmak için yeterli olacaktır.
Tavşan Atlet
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.