Geçtiğimiz günlerde Dişhekimliğinin bilimsel olarak kuruluşunun 103. yılı etkinliklerinde Samsun Dişhekimleri Odasının bilimsel davetlisi olarak Samsun'a gelen Türk Dişhekimleri Birliği Genel Başkanı Prof.Dr. Taner Yücel ile TDB'nin meslektaşlarının haklarının alınamadığı konusundaki çatlak sesler üzerine konuştuk. Uzun zamandır, kamuoyunun özelden Ağız ve Diş Sağlığı hizmeti alması konuda TDB'nin sessiz kaldığı, yolunda internet sitelerinde sayıları çok olmayan dişhekimleri TDB, kesinlikle mücadele vermiyor. Bizler bunu hak etmiyoruz diyerek sanal ortamda da olsa meslek etiğine uymayan eleştirilerde bulunuyorlar diye TDB genel başkanına bir soru yönelttim.
Dişhekimleri haftasında, meslektaşlarına iki konuda bilimsel sunumlar veren genel başkan Prof.Dr. Taner Yücel'de ayak üzeri sohbetimizde bana şunları aktardı.
Bırakın beni, örgütümüzdeki tüm meslektaşlarımız göreve geldiğimiz ilk günden itibaren, dişhekimleirnin özelden hizmet alımıyla iligli yapmadığımız çalışma ve kurtmadığımız komisyon kalmadı. Bu komisyonlar yalnızca TDB'de kurulmadı, birliğimize bağlı tüm odalarımızda da kuruldu. Ancak meslektaşlarımız bu komisyonlarda görev almak yerine nedense sanal ortamda meyve veren ağacı taşlayarak muhalefet yapmaya çalışıyorlar."
Ben bu sorunuzun yanıtına şöyle devam etmek istiyorum.
DEMOKRASİYİ İÇSELLEŞTİRMELİYİZ....
Son günlerde demokraside yaşadığımız birçok sorunu, demokrasi tarihimizin kısa oluşuna bağlamak genel kabul gören bir olgu olarak kabul edilmektedir. Oysa demokratik kurum ve kuruluşların geçmişini Cumhuriyet'imizin kuruluşuna ve hatta Mithat Paşa'nın Devlet Şura'sını (Danıştay) toplamasına kadar yüz seneyi aşkın bir süreye geri götürülebilir. 12 Haziran 2011 milletvekili genel seçimlerinin başarıyla yapılması da demokrasinin kurum ve kuruluşlarının işleyişine yönelik artık önemli bir sorun yaşanmadığını göstermektedir. Ancak seçim sonrası yaşadığımız sorunlar yukarıda ifade ettiğim gibi demokratik kurum ve kuruluşların işleyişinde değil demokrasinin içselleştirilememesinde yatmaktadır. Demokrasinin içselleştirilememesi evde, okulda, trafikte, işyerinde, kısaca günlük yaşantımızdaki birçok davranışımıza, kendi kendimize ifade etme cesareti gösteremesek de yansımaktadır.
Bazı dişhekimlerinin son zamanlarda meslek örgütünün kurumsal kimliğini zedeleme ve mesleğin çatı örgütü fonksiyonunu zayıflatabilecek girişimlere yönelmesi karşısında kaygı duyduğumu ve bunun demokrasiyi içselleştirememe ile yakından ilgili olduğunu düşündüğümü ifade etmek istiyorum. TDB'nin yaptıklarını yetersiz bulan meslektaşlarımın memnuniyetsizliklerini elektronik ortam dahil dile getirmeleri ve yapıcı eleştirileriyle katkıda bulunma gayretleri tabii ki çok değerlidir, bu tür girişimlerin bugünün yaşantısında kurumların işleyişine pozitif yönde büyük bir ivme kazandırdığından da hiç şüphem yoktur. Dikkatinizi çekmek istediğim husus, uzun soluklu emek sarf edilerek kazanılmış demokratik hakların sonucu yapılandırılmış Türk Dişhekimleri Birliği'ni zayıflatma girişimleridir. TDB ve odalarımızın yasalarla belirlenmiş işleyişine meslektaşlarımın en geniş manada katılması ve her iki senede bir yapılan seçimlerle demokratik haklarını kullanmaları güvence altına alınmıştır. Bu süreçler bütün şeffaflığıyla 1986 yılından beri demokratik teamüllere uygun olarak devam ederken, bazı dişhekimlerinin TDB'nin gücünü parçalayacak girişimlerde bulunmaları üzücüdür. İşte bu noktada yazımın başında söylediğim demokrasiyi içselleştirme konusundaki eksikliğimiz ortaya çıkıyor diye düşünüyorum. Ancak şunu da ifade etmeden geçmeyeceğim ki meslektaşlarımın büyük çoğunluğu mesleğimizin önünde birikmiş büyük sorunların çözümünde TDB'nin bütünlüğünün korunmasında gayet duyarlı davranmakta ve aydın sorumluluğunda hareket etmektedirler. Mesleğimiz adına yürüttüğümüz mücadelenin başarısının, zorluklar karşısında kestirme yolları seçmekten değil oluşturulmuş kollektif politikanın sabırla arkasında durmaktan geçtiğini düşünüyorum. Önümüzdeki yeni yasama döneminde taleplerimizi daha güçlü bir şekilde masaya koyabilmemiz ancak böyle bir birliktelikle mümkün olacaktır...
TDB Genel Başkanı ve mesleğine değer veren dişhekimlerinin, düşünceleri bu yönde. Ancak mesleklerine değer vermeyen, meslek örgütlerine sahip çıkmayan dişhekimleri, bencede ellerini taşın altına koyup, Dişhekimliği Odalarında ve TDB'de, kurulan komisyonlarda görev alsınlar. Boşuna havanda su dövmesinler.