Dostlarım dün Kamu-Sen İl Temsilciliği bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ardından yapılan basın açıklamasında gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yıldırım"ın, köşesinde yaptığı eleştiriden dolayı mahkemeye verileceği belirtildi.
Sevgili dostlarım bu açıklama Menderes kulunuzu 5-6 yıl öncesine götürdü. Efendim bundan 5 veya 6 yıl önceydi. Doktor olan bir dostumla sohbet ediyorduk. O gün çalışmakta olduğu Hastane Başhekimi ile ilgili sohbet geçti. Ben kendisine Başhekimden herkes memnun, kime sorsam çok iyi bir insandır diyor deyince bana unutamayacağım şu cevabı verdi; Bak dostum. Bir yöneticiden herkes memnunsa anla ki o adam iyi bir yönetici değildir. Çünkü hiçbir icraat yapmamıştır. Kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmamıştır. O yüzden de herkes onu sever. Şayet bir yöneticiden herkes şikayetçi ise anla ki o da iyi bir yönetici değildir. Çünkü toplumun tamamını karşısına alacak icraatlar yapmış, insanlara zulmetmiş demektir dedi.
Doktor dostumun böylesi ilginç tespitinden sonra dayanamayıp, Peki dostum iyi yönetici kimdir? diye sordum. Doktor kendinden emin bir tavırla, İyi yönetici kendisinden toplumun yarısının memnun, diğer yarısının da şikâyetçi olduğu kişidir. Zira böyle bir kişinin yaptığı icraatlardan memnun olanlarda bulunacaktır, memnun olmayanlarda. İşte bu yüzden bu tür yöneticiler doğruyu yapan ideal adamlardır dedi.
Efendim yine bir dostumdan dinledim. Adamın biri, Benim hayatta hiç düşmanım olmaz. Herkes dostumdur. Düşmanlık nedir bilmem demiş. Orada bulunanlardan birisi adamın açıklamalarına şaşırıp kalmış. Zira kendisi ne kadar uğraşırsa uğraşsın, illa birkaç tane düşman edinen birisiymiş. Acaba bu adam nasıl dost ediniyor diyerek gizlice takılmış hayatta hiç düşmanı olmayan adamın peşine. Düşmanı olmayan adam mahalledeki kahveye girince bir masaya oturmuş. Az sonra içeri giren birisi kalk oradan ben oturacağım demiş. Düşmanı olmayan adam kalkmış geçmiş başka bir masaya. Orada 5 dakika oturduktan sonra başka birisi gelmiş aynı ifadeyi tekrarlayarak düşmanı olmayan kişiyi kaldırmış yerinden. Derken düşmanı olmayan kişi yarım saat içerisinde kahvehanedeki sandalyelerin yarısı dolaşınca, onu merak ile takip eden adam, Sana düşman olanın da .. senin gibi olanın da . diyerek oradan ayrılmış.
Efendim şimdi gelelim Kamu-Sen"in toplantısına. Kamu-Sen Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Yıldırım"ı mahkemeye verecekmiş. Buradan şunu anlıyoruz ki, Sayın Mustafa Yıldırım sandalye sandalye dolaşan cinsten bir insan değil. Kendisinden rahatsız olan herkese kalkıp yerini bırakmıyor. Demek ki, adam gibi işini yapıyor.
Kendilerine yağ çektirmeye alışmış olanlar anlaşılan Sayın Mustafa Yıldırım gibi başı dik bir insan karşısında ne yapacaklarını şaşırmış. Benim tanıdığım kadarıyla Sayın Mustafa Yıldırım doğru iş yapanın yanında Allah"ına kadar duran bir adam. Yanlış iş yapanın karşısına çıkarak, Ne yapıyorsunuz orada. İşinize gücünüze bakın diyecek kadar da gözü tok bir insan. Varsınlar işini adam gibi yapan böylesi insanları mahkemelere versinler.
İşlerini yapmak yerine pofpoflanmak isteyenler bilmelidir ki, ne Mustafa Yıldırım ne de Menderes Yiğit kimseyi pofpoflamaz. Sizi kim böylesi şeylere alıştırdıysa varın onlarla işbirliği içerisine gidin. Bizim kalemlerimizin uçları öyle sivridir ki, Alimallah patlatıverir şişme balonları.