Ülkeyi yönetenlerin oluşturdukları yol haritası üzerinden, yıllarca bu topraklarda akan kanın durdurulması adına bir takım faaliyetler yürütülmektedir. İzlenen yol doğrudur,yanlıştır bunu alınacak sonuçlar ve en önemlisi zaman belirleyecektir.Tüm bu gelişmeler ülke tarihinin sayfaları içinde olumlu yada olumsuz yaklaşımıylada yer bulacaktır.Demokrasiyle yönetilen bir ülkede yanlışın hesabını mutlaka soracak birimler mevcuttur. Bu gelişmeler ışığında olumlu veya olumsuz yönde siyaset arenasındaki insanların çalışmaları devam etmektedir. Sivil toplum kuruluşlarından, üniversitelere kadar fikirler tartışılmakta, ülke adına en faydalı yaklaşım ne ise o yönde hareket edilecektir mutlaka. Tartışmaların çevresinde ise bireylerin fikirleri şekillenmektedir. Söz konusu vatan olduğu zaman, karşıt düşüncedeki insanlar ortak bir paydada toplanıp tepkilerini gösterme olgunluğuna erişmiş olmaları ülkenin geleceği açısından önemli bir gelişmedir.
Düşüncem bir yıl sonra doğan bir çocuğun yirmili yaşlara geldiğinde , atalarımız yarım yüzyıldır bu sornu çözememişler biz uğraşıyoruz düşüncesinden ziyade, dünyaya hükmeden bir devletin onurlu ve mutlu çocukları olarak gelecek nesillere ülkenin adını taşımalarıdır.
Yıllar önce Suriye'den çıkartılmış ve ülke ülke kendine yer edinebilmek için dolaşan terörist İtalya'da saklanmaya başladığında, ülkemizde İtalya'ya yönelik sivil protesto kampanyası başlatılmıştı. Adı geçen devlete ait bayraklar yakılıyor,o devlete ait buzdolabları kırılıyor vs. bunun yanı sıra o ülke başbakanına mektuplar yazılıyor. Mektuplar matbu evrak olarak postahanede hazır ,siz sadece oraya kadar gidip o mektuba adınızı soyadınızı yazıp,imzalayarak ücretsiz gönderiyorsunuz. Yoğun bir ilgi bulan kampanyada Keşan ilçesinde postahanede sıra beklediğimizde olmuştu.
O zamanlar acizane Rus malı bir arabam olduğundan onu yakmam için herhangi bir neden kalmıyordu, Fıat marka arabam olsaydı sanırım değiştirirdim onu. Fakat büyük miktarlarda para ödeyerek alınan bir Ferrariyide yakmaya kimse yaklaşmazdı . Ferrarisini satan bilgeninde konumuzla bir bağı olmadığını belirtmek istiyorum. İtalya'n malı ayakkabım, elbisem olmadığı ve onları yakarak protestomu gösteremediğim için, mektupla protesto eylemine katılmak ülkem adına dik durmak haz veriyordu bana. Bir hafta boyu iş çıkışı evime ters istikamette olan postahanede aldım soluğu.
Günümüzde devlet kurumlarının başındaki T. C yazısının kaldırılacağı yönündeki yaklaşıma karşılık örgütsüz bir şekilde sağcısı solcusu tepki gösterme adına, sanal alemde isimlerinin başına T.C ibaresini ekleyerek tepkilerini dile getirmiştirler. Herkesin fikrine saygımız var, çok anlamlı bir protesto, vurmadan, kırmadan örnek gösterilecek bir yaklaşımdı T.C eylemi. İnsanların içindeki milliyetçi duyguların dışa vurumuydu . Tepkiyi dışa vurmak için yıkıp dökmeye gerek olmadığı göstermişti ülkedeki herkese.
Yıllar önce ilerici olduğunu savunan bazı unsurlar bu iki harfi çok kullanırdılar. T.C devleti yada T.C polisi, yazılışı çok güzel ama o dönem üzerine basa basa söylenen TECE devleti, TECE polisi cümlelerinde bir küçümseme ve dışlama yaklaşımı mevcuttu. Daha sonraları Güney Doğuda görev yapmaya başladığımızda aynı cümleyi TECE nin askeri olarak duymaya başlamıştık.
Toprakları üzerinde yaşadığın ülkeyi küçümsemeye çalışmak için, tece söylemi bir nevi acizliğin göstergesiydi. Çocuksu bir yaklaşımdı, bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz fakat elinizden hiçbir şey gelmediği için bu iki kelimeyle rahatlamaya çalışıyorsunuz.
Sanal alemde başlayan eylem anlamlıydı,sonuç verdiğinide gördük. Yirmi yıl sonraki gençlere güzel bir gelecek bırakma adına barışın sağlanması güzel bir olaysa, aynı gençlere Türkiye Cumhuriyeti adını onurla, gururla söylemeside bir o kadar güzellikte anlam taşıyacaktır.