Türkiye'de şu anda faal çalışan 23 bin diş hekimi bulunduğunu, bunların yaklaşık 17 bin 500'ünün kendi muayenehanesinde hizmet verdiğini ifade eden Diş Hekimleri Odası Başkanı Abdullah İlker, Türkiye'de yılda 10 milyon diş hekimliği hizmeti verildiğini, ihtiyacın ise 330 milyon civarında olduğunu kaydetti.
KALP KRİZİ RİSKİ ARTIYOR
Vatandaştan sağlık primi alan devletin, yasalarda beyan ettiği şekilde bu hizmeti vermesi gerektiğini vurgulayan İlker, şunları söyledi: "Diş ve diş eti iltihabı taşıyan hastalarda kalp krizi geçirme riski 6 kat, hamile kadınlarda düşük riski 4 kat, solunum sorunu bulunan hastalarda 5 kat fazladır. Diş ve diş eti hastalığı, şeker hastaları için de büyük risktir. Ancak, basit müdahalelerle bu hastalıkları önleyebilirsiniz. Diş eti tedavisi 1 liraysa kalp hastalığının ve diğer saydığımız hastalıkların tedavisi kat kat fazladır. Bu da tedavi maliyetinin artması ve devlete ek yük demektir. Devlet, diş hekimliği hizmetinin muayenehanelerden de alınmasını sağlamalıdır."
SAHTE DİŞ HEKİMLERİYLE MÜCADELE
Sahte diş hekimleriyle de mücadele ettiklerini ifade eden İlker, "Bu bir halk sağlığı sorunudur. Sahte diş hekimlerinin muayenehanelerinden bulaşıcı hastalıklar yayılmaktadır. Bunlardan biri de sarılıktır. Sarılık hastalığı kan yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Diş ve diş eti tedavisi de kanlı olarak yapılır. Diş hekimi kendisini ve hastasını bu tür bulaşıcı hastalıklardan korumasını bilir. Sahte diş hekimlerinin ise böyle bir derdi yoktur. Sahte diş hekimleri halkın sağlığı ile oynamaktadır. Hastalıkların yayılmasında sahte diş hekimleri birebir aracıdır. Bizim amacımız, halkın sağlığını bu cahil insanlardan korumaktır" diye konuştu. Bu konunun çözümünün kolay olmadığını vurgulayan İlker, "Bu konuda toplum bilgilendirilmeli. Vatandaşın kendilerine 'teknisyen' diyen bu kişilere değil diş hekimlerine gitmesi sağlanmalı" diyerek, bu konuda görevlilerin de görevlerini yerine getirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Miraç ÖZTÜRK