Tek kaygım anlaşılmamaktır

Hasan Anayol

Bazı insanlar vardır karşısındakinin kendisine benzemesini isterler.İsterler ki hep kendi doğru bildikleri(!) üzerinde konuşulsun.

Ben yorumcu olarak,toplumun önündeki kişi,siyaset kurumunda görev ve sorumluluk sahibi insanların söylem ve eylemlerini -İktidar/muhalefet ayrımı gözetmeksizin- sorgular topluma “İşte senin hissene düşen bu,Arkadaş ,”sentezine varmak isterim.

Kimsenin olmak istediği gibi olamam, kimseye goygoyculuk yapamam,yalnız da olsam hak bellediğim yolda , son sözümü söyleyerek giderim.

Yoksa birisi  A+B partisine oy vermiş,peşinden koşmuş ; bana ne ! Kişileri ,kişinin özeli ve kimliği beni ilgilendirmez..

Bir kişi parti yandaşı olduğu için ,yönetimce ,Belediyesince , ne vermiş /ne almış ,hangi hizmetlerden dolayı oy vermiş beni hiç ilgilendirmez.Ben sorumlu bir aydın olarak siyasi ticarette işin içinde “kul hakkı” olup olmadığı,haram/helal arasındaki sınırın aşılıp aşılmadığı;Yasalara ,kamu vicdanına,etik /ahlaki kurallara  uyup uymadığına bakarım..

Benim tek kaygım anlaşılamamak…Yanlış anlaşılmak demiyorum.Bu benim sorunum.Kelime ve mecazlarda ,belagat ve üslupta özentimden kaçılmışsa ,anlaşılmakta bir sıkıntı varsa bu benim sorunum,böylesi durum “okur” uyarısına dikkat ederim,gerekirse “özür dilemek” erdemliliğini gösteririm.

Ama, bazen tespit ve yorum analizlerime katılmayanlar çıkıyor,işi polemiğe dökerek laga luga yapıyor.Lafları çarpıtıyor.Geçmişin çöplüğünde maden arıyor…Bu anlamda muvazaanın  tarafı ben değil,okurum oluyor..

Ama,kimisi Zeki'ce  yapıyor..Asıl irdelediğim siyasi olayların,aktörlerin,kanaat önderlerinin,Sorosçuların varisleri,yeni tür siyaset vesayetçilerini sorguladıkça ,olayların perde arkasındaki gölgeleri tanımladıkça hafakanlar basıyor.Çıldırıyorlar..Benim işim bu..

Siyasi parti liderlerine kutsallık,yarı ilahilik veren ahmak yok mu?

Sıradan bir insana ruhaniyet,dinsel nüfus ve kimlikle adlandıran bedbaht yok mu?

Partisinin baş harflerine “Hurufiliği” bile çileden çıkaracak meczup yok mu çevrenizde?…

-Haşa-Allah Kur'an partisi,Haşa-Resulullah partisi” diye partisinin adını formüle eden “Müflis” yok mu?

Kutsal kitabımızdaki emirleri eğip büküp saf ve temiz insanları siyaset çirkefine bulayanları “mürid” ,Partilerini “Din” gibi  göstermeye çalışan mürayileri/münafıkları işaret ettim.Çağımızdaki particiliği din gibi kabul eden,algılayan zavallıları kast ettim.

Yoksa, kimsenin fikrini zikrini aşağılayarak hele hele  isimler /lakaplar  takarak ,inançları itibarsız göstermek bühtanlığına düşmem.Ayrıca kimseye  “İt oğlu it !?”gibi edep-dışı hitabım olamaz.Muhatap bir kişi iken nesebini katmam.Bu tarz hitap benim üslup ve edep anlayışıma terstir.Benim yazıda kullandığım “Hin oğlu hin” deyimidir.Bu deyimin ayıplı bir yanı olduğunu sanmıyorum.Gocunmayı da anlamız buluyorum.Bu iki deyim arasında uzak yakın bir ilgi olamaz.Anlamca farklılığı “Deve ile deve kuşu” kadar farklıdır.Kişinin algılama ile ilgili sorunu beni ilgilendirmez..

Şu “mürid” ve “din” konusuna dönelim. Geçmiş tarihsel olay ve kişilerden örnekleme vererek yarenliği sonlandıralım..Artık insanlar sıkılmışlardır. Şu mübarek günlerde Oruçluların asabını germeyelim.

Mesela ,Nazi Almanya'sındaki A.Hitler'e , Führere ,İtalya'da Musolini'ye ,Doce'ye ,Libyada Kaddafi'ye,Irakta Saddam'a,İran'da Humeyni'ye” Ayetullah “,Rusya'da  Lenin ve Stalin'e,onların –muhalefetsiz-partilerine,liderlerine  hangi gözle ve kutsallıkla bakıldığını bir araştırınız.

Yakın siyasi tarihimizde “Siz isterseniz şeriatı bile getirirsiniz!” “Halife bile olursunuz!” diye öneren müridlikte zirve yapmış aymazlar yok muydu?!!. Anıt-kabri,İslam'ın  kutsal Mabedine eş gösteren akıl fukarası meczupları duymadınız mı/okumadınız mı?.

Çağımızın siyasi partilerini” beşeri din olgusu” olarak gören /kabullenen yok mu?

ABD ve Avrupa'da yüzlercesinin olduğu biliniyor…Uzağa gitmeye gerek yok.Son olarak Bebek katili,İmralı canisini kendi sempatizanları /partizanları,bir kısım tabanı kendisini “peygamber” olarak kabul ettiklerini bizzat  Sn.Başbakan'ın ağzından işitmediniz mi?

Acı ama gerçek! Cumhuriyet Türkiye'sinde hanedanlık ve saltanat kaldırılmış olmasına rağmen  birileri  Padişah pankartı açmadı mı? Kişiye dokunmanın” ibadet olduğu” şirki söylenmedi mi?

Bu müritlik değil de nedir?Din değil de nedir?

Sıra geldi,”Bağırsak temizliğine!”gelecek yazıda bu konuyu bir irdeleyelim..

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.