TEKNOLOJİK TEHDİT
Merhaba değerli okurlarım
Bu hafta siz değerli okurlarıma hepimizi yakından ilgilendiren teknoloji ve teknolojik ürünlerinden bahsetmek istiyorum.
Ülkemizde ilk olarak internet ( ODTÜ ) Orta Doğu Teknik Üniversitesi tarafından 1993 yılında kullanılmaya başlandı ve ardından Ege Üniversitesi, Bilkent üniversitesi kullanmaya başladı ve giderek yaygınlaştı.
Türkiye de ilk telefon görüşmesi ise 1994 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Sn. Süleyman DEMİREL ile Dönemin Başbakanı Sn. Tansu ÇİLLER arasında yapıldı. Ülkemiz için yeni olan bu teknolojik ürün, yazılı ve görsel basının gündemini uzun bir süre meşgul etmişti. 90'lı yılların sonlarına doğru iyice yaygınlaşan teknolojik ürünler Milenyum Çağı olan 2000'li yıllarda tam bir patlama yapmış ülkemizde neredeyse her üç kişiden birinde cep telefonu bulunmaktaydı.
Yıl 2014 bu gün gelinen nokta ise cep telefonu kullanımı 8- 9 lu yaşlara kadar inmiş durumda, Laptop ve tabletlerde ise bu durum daha küçük yaş gruplarına kadar indi.
Telekomünikasyonun hızla gelişmesi, teknolojik ürünlerle tablet ve özellikle akıllı telefon kullanıcılarının artması ile birlikte internet denen sanal bir dünya meydana geldi. Teknolojiyi kullanmıyorum demek; ya da teknolojiye ihtiyacım yok demek neredeyse imkânsız hale geldi.
İnternet aslında faydalı alanlarda kullanıldığı sürece çok yararlı bir teknolojik araç, fakat gelişen teknoloji sayesinde internet bağımlılığı giderek arttı. İnsanların çevrelerinde bulamadıkları birçok bilgiyi ya da eğlenceli ortamı internette bulması bu durumun artmasında etken rol oynadı.
Özellikle ticaret ile uğraşan kesimin olmazsa olmazı vazgeçilmezi internet, hele birde haberleşme aracı olan cep telefonu akıllı telefon özelliğinde ise iş hayatını kolaylaştıran en önemli etken bu ikili teknolojik ürünler oldu.
Teknoloji amacına uygun olarak kullanıldığında gerçekten yaşamımızı kolaylaştıran bir araçtır. Lakin yeni nesil gençlerimiz bu hayatımızı kolaylaştıran teknolojiyi ve teknolojik ürünleri ( tablet, akıllı cep telefonu vs. ) ne kadar doğru kullanıyor tartışılır. Hemen her yerde karşımıza çıkıyor. Metroda, yolda yürürken, alışveriş merkezinde, parkta bankta oturan gençlerin ellerinde telefon ya sosyal paylaşım sitelerinde geziniyorlar, ya da oyun oynuyorlar, o kadar dalmışlar ki kendilerini o kadar kaptırmışlar ki sanal âleme, etrafındaki olan olaylardan bihaber olmuşlar.
Biraz Empati yapalım mı?
Bizler aile reisleri ya bizler; Bizlerde ilgimizi çeken sitelerde sörf yapıyoruz, Sosyal paylaşım sitelerinde geziniyoruz, gelişme çağındaki çocuklarımız bizden örnek alıyor ama dozunu ayarlayamıyorlar saatlerce esiri oluyorlar sanal âlemin, bizler ise çocuklarımıza üzülmesin, darılmasın diye ses çıkarmıyoruz toplum olarak hepimiz internetin esiri olmuşuz, bağımlılık yapmış farkında bile değiliz.
Lakin insanları yalnızlığa iten internet denen sanal âlem kullanım araçları ( Laptop, tablet, akıllı telefonlar ) bilinçsiz kullanım yüzünden özellikle çocuklarımızın sağlığını tehdit ediyor.
Teknolojik ürünlerden aldığımız radyasyon ileri hayatımızda beyin kanseri ile karşı karşıya bırakabilir bizleri.
Çeşitli TV kanallarında uzmanlar sürekli uyarıyor yeniçağın hastalığı beyin kanseri diye, buna sebep olarak ise ABD Ulusal Kanser Enstitüsünde 100 hasta üzerinde yapılan araştırma neticesinde 2008 yılı sonrası kanser vakalarının mobil cihazların tetiklediğini ortaya çıkmıştır.
Yetişkinler olarak bizlere düşen görevlerin en başında kurallar geliyor. Çocuklarımızı seviyor, onların sağlıklı yetişmeleri için ve insanlara saygılı, çevresindeki olaylara karşı duyarlı en önemlisi sağlıklı bir yaşam sürmeleri için internet ve cep telefonu kullanım kuralları getirmek hepimizin görevi diye düşünüyorum.
Esen kalın