Yasalarımıza göre izinsiz telefon dinleme bilindiği üzere suçtur. Dinlemeyi yapacak olan istihbarat kurumu yetkili merciden yani mahkemeden dinlemeyi haklı kılacak delilleri sunarak izin alır ve çalışmalarına başlar. Tele kulak skandallarına da alışık olan ülkemizde bazen bu tür dinlemelerin kurallara aykırı olarak gerçekleştirildiği de epeyce tartışılmıştır. İçinde bulunduğumuz asırda elektronik çağın tavan yaptığı bir dönemi yaşıyoruz. Artık dijital ortamda yeterli donanıma sahip bir birimin, oturduğu yerden memleketi topyekun dinleyebildiği de çağımızın bir gerçeğidir.
Çağımızın vazgeçilmez nimetlerinden olan cep telefonlarının kapalıyken bile bulunduğunuz yeri açık edecek sinyaller verdiğini de zaten biliyoruz.
Başa dönersek izinsiz telefon dinlemek , kişilik haklarına saldırı olduğu için suç ve de ceza yaptırımı var. Ben bu suçu işledim, bir vatandaşın telefon konuşmasını dinledim, itiraf ediyorum.
Dinlemeyi gerçekleştirdiğim olay günün de eski Sümerbank önünden saat hane meydanına doğru yürüyorum, yaklaşık sekiz, on adım arkamdan gelen, Tonya ile konuştuğunu öğrendiğim zat baldız"ı ile laflıyor. O kadar çok bağırarak konuşuyor ki istemesem de konuşmayı dinlemek zorundayım ve de kerhen suç işliyorum. Çay, Fındık muhabbetinden sonra koca kafalı ne yapıyor diye sordu. (bu koca kafa belli ki bacanağı)
Demem o ki artık telefon dinlemek için teknik cihazlara pek ihtiyaç kalmadı. Merak edip dinlemeye alacağın şahsın on adım önünden veya arkasından yürü, nasıl olsa bir telefon gelecek, konuşma en üst seviyeden avaz, avaz yapılacak sende dinleyeceksin. Bu kadar basit
Ceplerimiz telefonlandı da, bizler henüz adabı muaşeret kurallarının, telefonla konuşma bölümünü hayata geçirmeyi başaramadık