TENCERE TAVA…

Yusuf Demircioğlu

Zaman hızla akıp gidiyor.Sorumluluğunu Allah ' a havale ettiğimiz büyük sel felaketinin üzerinden bir yıl geçmiş olacak , 4 Temmuz günü.Yazımı , gereken dersler alındı ve meydana gelebilecek yeni felaketler karşısında hazırlıklıyız.Sorumlular adalet önünde hesap verdi .İşte değişen Türkiye başlığı altında yazmayı isterdim.


İsterdim diyorum.Çünkü , Türkiye ' de ve şehrimizde değişen bir şey yok.O yüzden gerçeklere dönelim.Geçtiğimiz günlerde şehrimizde yapımı devam eden bir otel inşaatında yangın çıktı.Binanın yüksekliğinden dolayı itfaiye ekipleri müdahale edemedi.

Kimse orada yangın çıkabileceği ihtimalini düşünmemiş!!! Diyelim ki , düşünmüş.Önlemini almamış.  Yangının otel faaliyete geçmeden meydana gelmiş olması büyük şans.İçeride müşterilerin olduğu sırada çıkabilecek bir yangının sonuçlarını düşünmek bile insanın içini ürpertiyor. Allah korudu.

Ölen ya da yaralanan olmadığı için üzerinde fazla durulmadı yangının.Daha büyük bir felaketin uyarısı yapıldı.Bildiğimiz Nasrettin Hoca fıkrasıdır. Hoca kızının eline testi tutuşturup çeşmeden su getirmesini istemiş.Kızı dışarı çıkarken de ensesine bir tokat atıp : Testiyi kırma ha , diye öğüt vermiş.Bunu gören komşulardan biri : Yahu hocam demiş , daha testiyi kırmadan niye dövüyorsun yavrucağızı? Hoca cevap vermiş : Testiyi kırdıktan sonra neye yarar birader ?

Şehrimizin yöneticileri , bu sefer testi kırılmadan tokadı yediler. Testiyi kırmamak için gereken önlemleri alacaklarını düşünüyoruz.Umarım yanıltmazlar,bizleri. Tedbir almadan takdiri Allah ' a bırakmaya alışkınlar.Yeterli önlem alınmadan meydana gelebilecek bir felaket karşısında bir Besmelemiz yeterli olmayabilir.

4 Temmuz 2012 günü şehrimizde büyük bir sel felaketi meydana geldi. On üç vatandaşımız bu selde hayatını kaybetti.İşin trajikomik yanı ise ölenlerin çoğunluğunun devlet tarafından yaptırılan TOKİ konutlarında olması idi.

Normal olan sorumluların adalet karşısına çıkartılıp hesap sorulmasıdır. Ama burası Türkiye. Burada iktidar sahiplerinden hesap sorulmaz.

Canik Belediye Başkanımız sorumluluğun Büyükşehir Belediyesi ve DSİ ' ye ait olduğunu belirtmiştir. Ama aynı Belediye Başkanımız , konu bölgede yapılan alış veriş merkezinin açılışı olduğunda gururla hizmetin kendisine ait olduğunu söylemiştir.Hizmet kendisinin sorumluluk başkalarının. Akıllı siyaset!!

Büyükşehir Belediye Başkanımız sorumluluğu üzerine almış mıdır ?Tabi ki , hayır.Felaket Canik Bölgesinde olduğuna göre sorumluluk da bölgenin yetkilisine ait olmalı dedi. Sıyrılıverdi işin içinden.

Dönemin TOKİ Başkanı , günümüzün ise Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR hala koltuğunda oturmakta , konu ile ilgili en ufak sorumluluğu üzerine almamaktadır. Zaten Bakana sorulduğunda dindarlığını göstermiş ve suçu yüzyılda bir gelebilecek felaketi kendi dönemine rast getirdiği için Allah 'a havale etmiştir.

Öyle ya ne gerek vardı. O kadar yağmur yağdırmaya. Yağmur yağmamış olsa , konutların boyası da güzeldi , cilası da.

Adalet mekanizmasının sağlayamadığı adalet, belki Başbakanımız eliyle gerçekleşir diye düşündük. Ölümle sonuçlanan bir felakete duyarsız kalmaz , sorumluların cezalandırılmasını sağlayabilir , en azından bu felakette sorumluluğu bulunanlar ile aynı parti çatısı altında çalışamam , benimle çalışan herkes sorumluluğunun bilincinde olmak zorundadır , diyebilirdi. Demedi.

4 Temmuz 2012' den  bu güne , üzerine sorumluluk alan yok,adalet karşısında hesap veren yok , partisinden dışlanan yok.

Allah rahmet  eylesin.Ölenler öldüğü ile kaldı.Yani anlayacağınız tencere ,tava Türkiye hep aynı hava…

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.