SÜLEYMAN SALUR
SALURUN PENCERESİNDEN
TERME İLÇEMİZDEKİ TERME ÇAYI RİVA DERESİ GÖRÜNÜMÜ KAZANABİLİR
İnsanlar şehirlerin stresinden ve ailece hafta sonlarını geçirebilecekleri doğa ile iç içe olan yerleri tercih etmektedir. İstanbul Beykoz ilçesinde bulunan Riva deresi otelleri restoranları ve yürüyüşparkurları ile binicilik tesisleri ile Sadece İstanbulun değil Türkiye”nin en önemli turizm beldelerinden biri haline gelmiştir.Hatta günü birlik yapılan ziyaretler ile dahi bölgede yaz boyunca adım atılacak yer kalmamakta ve otellerde rezervasyon şansı bulamayanlar apart dairelerde kendilerine konaklayabilecekleri yerler aramaktadırlar.Terme çayı ve civarında henüz fabrikaların ve yapılaşmanın olmaması çok önemli bir avantajdır. Ancak yöneticilerin ranta yönelik yapılaşmalara kesinlikle izin vermemeleri gerekir. OMV benzeri kuruluşların yaratacağı tahribatlar önlenmeli ve tesislerine ilave tesisler yapılmasına ruhsat verilmemelidir.
Nitekim bu yıl Riva deresinden ölü sazan balıklarının sayısında artış kaydedilmiştir. Nedeni ise derenin yakınlarındaki bölgelerde fabrikaların inşaa edilmesidir. Dere üzerinde adeta köpükler oluşmuştur.Bir dönemler suyunun dahi içilebildiği Yayın, Turna ve tatlı su levreğinin yaşadığı dere ne yazık ki bugün tesislerin yavaş yavaş kapatıldığ bir bölge haline gelmeye yüz tutmuştur.Bununda nedeni İSKİ”nin kimyasal atıkları dereye boşaltmasından kaynaklandığı tespit edilmiştir.Dereye yakın bölgelerde tavuk çiftliklerinin kurulması ile birlikte medeniyetin bölgeye gelmesi derenin doğal güzelliğine has yeşili mora çevirmiştir.Medeniyetten kast edilen şudur. Riva deresine yakın bulunan Ömerli Barajının kapakları açıldığında derede tüm hayat sona ermektedir.Dere kenarında bulunan sazlar ve kuşlar artık yok olmuştur. Bu nedenle Terme”de işsizlik var önce işsizliği önleyecek iş yerleri açalım sonra turistik tesisler yapılır mantığı ile hareket edilir ise kaybeden elbette Terme olacaktır. İlçe bu avantajını iyi kullanmalıdır.Kanalizasyon, çöp atıkları ve çay yakınında oluşturulacak fabrikaların kimyasal içerikli malzemelerinin çaya dökülmesi halinde doğa insanlar tarafından katledilmiş olacağı için Riva deresi örneği gibi yapılan tüm yatırımlar heba edilmiş olacaktır.Eger bu anlayış ile hareket edilecek ise hiçbir yatırıma gerek yoktur. Ancak Terme ilçesi belediye başkanı Şenol Kul”un çevreci bir akademisyen olması Terme için önemli bir avantajdır. Bölgeye yatırım için uluslararası düzeyde çalışmalar yapılabilir.Temiz bir çevre oluşturulduğunda göçmen kuşlarında konaklama alanı olabilecek potansiyele sahip Terme Çayı olağanüstü bir doğa cenneti olmaya aday olacak. İç turizmin yanı sıra dış turizmdede Amazon beldesi olmanında avantajını yaşayacaktır.Ancak zaman zaman aşırı yağmurlarda taşma tehlikesine maruz kalan Terme Çayı”nın alt yapı sorunlarının çözümlenmesi gerekir.Samsun”da uzun yıllar olduğu gibi etrafındaki yapılaşmaların kanalizasyonlarının dereye akıtılmamasının sağlanması gerekir.
Terme çayının sınırlarımız içinde olması Samsun için önemli bir avantajdır elbette Ancak ana kenti tam ortadan bölen Mert Irmağının dibinde yükselen beton yığınlarına söylenecek söz bulmak mümkün değil. Yunanistan veya komşuluk ilişkilerimizin çok kötü olduğu ülkenin Bayındırlık ve imar İşleri Bakanını Samsuna davet etsek “bu kenti nasıl yok ederiz” bir projeyi gündeme getirse Ancak bu kadarını yapabilirdi. Doğayı ancak böyle katledebilirdi. Sel afeti nedeniyle 11 canını toprağa gömmüş bir kente sahibiz. Dolaysıyla Mert ırmağının katline seyirci kalınması sürpriz değildir