Terörün Gösterdiği
Terör olayları masum insanları hedef tahtasına koyduğu zaman acı katlanarak yükselir. Avrupa’nın ortasında bu gerçekleşirse tüm dünyanın dikkatini çeker, Orta doğunun herhangi bir yerinde olursa sıradan bir olay olarak geçiştirilir.
Demokrasi getirilen ülkelerde her gün bombalar patlatılırken acı ,sönük baş sağlığı mesajları, yanınızdayız söylemleri ile unutulup gider. Olay demokrasi getiren ülkelerde olduğunda ise demokrasi getirilen ülkelerin gündeminde haftalarca manşet haber olarak verilir.
Fransa’da gerçekleşen terör olayından sonra o ülkede alınan kararların ortaya çıkardığı sonuç kendi ülkemizde yaşanan olaylar ile karşılaştırıldığında eksik bir şeylerin olduğunu bize gösterir.
Fransa terör saldırısından sonra ,ikinci dünya savaşından günümüze kadar ilk kez sokağa çıkma yasağı uyguluyor. Ohal kararı alıyor, tüm sınırları giriş çıkışlara kapatıyor, gösteriler yasaklanıyor. Medyada olaylar ile ilgili fotoğraf yayınlanmıyor, sosyal medya kısıtlanıyor . Ohal kararı uzatılıyor,sorgusuz ev aramaları yapılıyor.
Ülkenin Cumhurbaşkanı olayı savaş nedeni kabul ediyor ve ülkesinden çok uzakta bulunan Suriye’deki örgütle savaşmak üzeri uçak gemisini bölgeye gönderiliyor. Ertesi gün hava saldırıları başlıyor.
Gelişmelere bakıldığında bir neden sonuç ilişkisi doğuyor, terör saldırısı karşılığında terör örgütüne saldırı. Biraz daha dikkatli bakıldığında ise bir takım faaliyetlerin meşrulaştırılması sağlanıyor. Nedenimiz var, vurmak hakkımız.
Fransız halkına bakıldığında ise, halkın sessizliği yada eylemsizliği ön plana çıkıyor. Kendi ülkemizde yaşanılanlar ile karşılaştırıldığında olaylar, Fransız halkının bu olay karşısında sessiz kalması, bize demokrasi dersi verenlerin demokratik yaklaşımdan uzak hareket etmesi , ne halkı nede basını tarafından eleştirilmezken, vatan mevzu bahis olduğunda demokrasi kelimesinin askıya alınmasına halkın sessiz kalması o halkın vatana karşı olan bağlılığını gösteriyor.
Böylesi bir olay bizim ülkemizde gerçekleşse idi, muhalefette bulunan tüm parti liderlerinin ortak söylemi, hükumetin istifa etmesi yönünde olurdu. Sokaklarda gösteriler başlar, Katil Devlet sloganları sokaklarda yankılanırken on dakikada hazırlanan pankart ve dövizler eylemcilerin ellerinde , ekranlarda terör uzmanları olayları çözümlemeye başlar. Devletin istihbarat birimlerinin uyuduğu yada başarısızlığı ön plana çıkartılırdı.
Fransa’da yaşanan olaydan sonra Fransız halkı, devletine sizler Orta doğunun kanını em diniz, orada akan kan ve göz yaşında sizin etkiniz var. O insanlara senelerdir yaşattığınız acı ve göz yaşının eseridir şimdiki olay. İzlemiş olduğunuz suçlu bir dış politikanız var dememektedir. Bizde ise ülke politikasının gereği yerine getirilirken, siz örgüte yardım ettiniz, silah verdiniz diye feryatlar tüm ekranlarda anında yükselmeye başlamıştı.
Avrupa’da yaşanan son terör olayı bizdeki vatan sevgisini, birlik ve beraberliği sorgulatmıştı. Olay karşısında devletin yanında olmanın, dünyaya verdiği mesaj, bizde devlete karşı olmanın verdiği mesaj şekline dönüşürdü.
Kısacası biz Fransa’dan, arabayı, modayı, tüketim malzemelerini aldık ama, oradaki vatan sevgisini ne yazık ki alamadık. Halkımızın acıda birlik olması gerekirken, acı halklar arasında ayrışma nedeni olmaktadır.
Tüm bu yaşanılanların bizlere gösterdiği gerçek ise,
Terörist faaliyetler, bombaların patlaması, kan, kardeş kavgası Orta doğu ve çevresinde ki Müslüman ülkelerde sıradan olaylar iken. Avrupa’da ise tüm dünyayı ilgilendiren bir insanlık suçudur . Avrupa’da vatan ön plana çıktığında ise demokrasi yada insan hakları ikinci plana itilirken bizde sokaklarda demokrasi arayışı adı altında bölücü faaliyetleri demokrasi lafının içine monte edilir.