“Dört Ayaklı Minare’den aşağıya doğru yaklaşık 100 metre ilerledim. 7-8 Pkk’lı ve 15-20 civarında vatandaş vardı orada. Silahları çatmış, saz çalarak şarkı söylüyorlardı. . Bir gün sonra yine sabah erken saatte aynı bölgeye gittim. Elinde silah bulunan yüzleri açık örgüt mensuplarının yanına gittim. Bu şahıslara, ‘Bir ihtiyacınız var mı, kahvaltı yaptınız mı?’ şeklinde soru sordum. Onlar da bana hitaben, ‘Bir ihtiyacımız yok, kahvaltı yapmadık’ şeklinde cevap verdiler. Bende oradan ayrılarak, bir büfeden 15-20 adet poğaça aldım. Tekrar örgüt mensuplarının yanına gittim. Poğaçaları onlara teslim ettim. Bir süre sonra, ‘Mazlum’ kod adlı örgüt mensubu yanıma geldi. ‘Bize yiyecek malzemesi taşımamıza yardım eder misin?’ şeklinde soru sordu. Ben de kendisine yardım edebileceğimi söyledikten sonra çevredeki vatandaşların yardımı ile yiyecekleri iki katlı bir eve taşıdık. İş bittikten sonra oturup, sohbet etmeye başladık. Daha sonra benimle ‘Reber’ ve ‘Numan’ kod isimleri örgüt mensupları konuşmaya başladılar. Akşam saatleri olması nedeniyle oradan ayrılmadım ve ‘Mazlum’ kod adlı şahsın isteği üzerine orada kaldım”
Sonrasında sokağa çıkma yasağı ve operasyonların başlaması ile olayın ciddiyetini anladığını , sorumlu kişilere birkaç kez çıkmak istediğini bildirmesine karşın bırakılmadığını. Bir kez kaçma girişiminde bulunduğunu ve yakalanıp göz hapsinde kaldığını ve sadece kum torbası işinde çalıştığını, birkaç kez tutmak üzeri kendisine silah verildiğini, nöbet dışında hiçbir faaliyete katılmadığını, güvenlik güçlerinin operasyonlarının artması üzerine en önde o olarak diğer iki arkadaşı ile teslim olduğunu, örgütün halkı korkuttuğunu, bölge sorumlusunun kaçtığını anlatıp kendini akladıktan sonra tertemiz olarak güvenlik güçlerine teslim oldu.
Olay aslında çok basit, aylarca güvenlik güçleri ile çatış, sıkışınca teslim ol, çok önemli bilgileri !!! aktar ve teslim ol, pişmanlık yasasından yararlan elini kolunu sallayarak gez, ilk ihanet anında göz kırpmadan o ihaneti yap ve bir daha zorda kalana kadar hainliğin devam et.
Sıkışıp teslim olanlarda hep aynı hikayeler vardır, onlar asla bir şey yapmamış tırlar, zoraki tutulmuş,merak ile olaya katılmıştır. Masum yalanlarla kurtulmanın ruh olarak kadıncası ise etek giyerek kaçmaya çalışmaktır. Birbirlerinden farkları yoktur.
Başkale’de kaçakçılara müdahale etmek üzere kayalık bir bölgede düzen aldık. Sert bir tipiden sonra 2850 m de başlayan dondurucu soğuk ile geçirilmiş 4 saatin sonunda bir kaçakçı grubunu yakalanıyor. Büyük gruplar yakalanan küçük grubun farkına varınca sınır hattında yollarını değiştirerek başka bölgeye yöneldiler. Dönüş hazırlıkları yapılırken yakalanan kaçakçılar sürekli aynı şeyleri söylemekte.
‘’Komutanım beni bırakın ne olur, evde çocuklarım aç, ilk kez para kazanmak için çıktım,işimiz gücümüz yok bu memlekette biliyorsunuz.’’
Dönüş için harekete geçmek üzere iken emniyetçiler birkaç at ile bir kişinin geldiğini bildirdi. Dökülen malları toplamış bölgeye yaklaşan adam sırtı dönüp, yakalanmış arkadaşlarını görünce
Koşarak bulunduğumuz yere gelip diz çöktü.
‘’ Komutanım, evim hemen şu sırtın arkasında, evde çocuklarım aç, ilk kez çıktım bu işe…’’
Bu tip insanlar çok iyi birer rolcü dür. Bukalemunun ortama göre renk değiştirmesi gibi bunlarda da ortama göre kişilik değiştirme ,farklı kişilikleri canlandırma özellikleri mevcuttur. Yakalanmadan veya teslim olmadan gerçek kendini veya dominant kişilik sergilerken, yakalanınca o kişiliğin elbisesinden sıyrılarak mağduru çok rahatlıkla oynayabilirler. Yakalandıklarında yaptıkları işten dolayı üzgün olduklarını belirtseler de aslında yakalandığı için üzgündürler. Paylaşımcıdırlar, ne bilgi gerekliyse onu yüzeysel vermeye çalışırlar. Teröristin anlattıklarına bakın olumlu yada bilgi verici bir nokta varmı, yada onu suçlu gösterecek, o mağdurdur her zaman, ama kalabalıkken, elinde silah varken, yakalanma ihtimali yokken yüksek perdeden konuşur, yakalanınca da ezik, bitik bir ruh haline dönüşür.
Bu insanı topluma kazandırmak için çok fazla uğraşmaya gerek yoktur. Çünkü o ilk fırsatını bulduğu zaman aynı şeyleri yapacaktır.