TEZGAH ŞAHANE SAMSUNSPOR BAHANE
Eskiden beri Pazar günleri TRT 1'de sabah saat 10 ile 11.30 arasında yayınlanan kovboy filmlerini izlerim. Bu filmlerde çok hoşuma giden sahneler var. Örneğin bir sahnede kovboyun birisi adamın birisine kafayı takıyor fakat adamın bir açığını bulamayınca çağırıyor onu yanına ve iki kere ikinin kaç ettiğini soruyor, adam dört deyince sana bu kadar akıl fazla deyip adamı alnının ortasından vuruyor.
Bu şehirde bana düşman olanların büyük bir kısmının sıkıntısı kovboyla benzeşiyor, adamlar yıllarca çeşitli tezgahlarla milleti uyutup, kendi emellerine nail olmayı becermişler ama Adnan Bahadır diye bir baş belası çıkmış, tüm foyalarını ortaya çıkarınca yapılacak tek iş bu kadar akıl fazla diyerek Adnan Bahadır'ı ortadan kaldırmak olarak düşündüler. Ancak bu zavallıların unuttuğu bir şey var Adnan Bahadır'ın inandığı kitapta Hiç bir nefis Allah'ın izni olmaksızın ölmez buyruğuna canı gönülden iman ettiğidir.
Peki kendisini bu şehrin adaletli yönetilmesinin baş mimarı sanan zavallı adamlarla alıp vermediğim nedir diye sual edecek olur iseniz şahsım adına en ufak bir problemim yok ancak bu şehirde yaptıkları zulüm, işkence ve korku psikolojisi sonucu insanları yıldırma politikalarına şiddetle karşı olduğumdan ve yıllar yılı bu insanlara kimsenin çıkıp ne yapıyorsunuz dememesi sonucu kendilerini bir şey sanıp her istediklerini yaptıklarından birilerinin bunlara artık dur demesinin zamanı geldiğini düşünüyordum. Aslında ben bunu düşünürken nasıl bir yol haritası izleyeceğimin kararını vermeden onlar bana yol haritamı çizdiler.
Yazdığım yazılardan ve yaptığımız haberlerden rahatsızlık duyanlar bunları bulup, üzerime verince beni de başkalarına benzetip, onlara boyun bükeceğimi sandılar. Bu zavallılar gerçekten beni tanıyamamışlar, bana sevdiğim biri gelip en istemediğim şeyi istese sırf onun gönlü olsun diye yaparım, ama dayatma ile yaptırmak istese canımı veririm ama bildiğimden asla şaşmam. Bu özelliğimi kendilerine bizzat söylemiş olmama rağmen inanmadılar, ne zaman ki gerçeklerle yüzleştiler iş işten çoktan geçmişti.
Bu kendisini uyanık sanan zavallıların yaptıkları en güzel organizasyonlardan birisi Samsunspor kulübüne gece tertip etmek sureti ile şehrin üst düzey bürokrasisi ile samimi olmaktır. Bu samimiyet neticesi şehirdeki herkes bunları meşru sayıp, istediklerini yaptırma imkanına sahip oluyorlardı. Nitekim bu yolu her yıl denediklerinden güzel sonuçlar alıyorlardı, hatta giden Vali bir yanına bir çete liderini, diğer yanına da başka bir çete liderini alarak İl Genel Meclisi üyeleri ile yemek yedi.
Şehrimize yeni gelen Vali'nin en büyük özelliği devleti iyi tanıması ve çetelere karşı dik duracak dirayette bir yapıya sahip olmasıdır. Göreve başladığı günden bu güne kadar çetevari insanlarla çekilmiş tek bir resmini görmediğim gibi kanaatimce onlarla görüşme ihtiyacı da duymamıştır. Zira bu tür insanlarla çekilecek tek bir pozluk resmi dahi nasıl kullanacaklarını Sayın Vali çok iyi bildiğinden onlarla yan yana gelmediğini gözlemledim.
Her şehirde olduğu gibi şehrimizde de Samsunspor denilince kimsenin itiraz etme şansı olmadığını bilen uyanıklar Samsunspor adına birlik ve beraberlik gecesi tertip etmişler, ödüller hazırlamışlar, basına haberler salmışlar, hatta Sayın Vali'nin toplantılarına katılacağını gazetelerden ilan ettirmişler, böylece bir anlamda Vali Bey'in katılmasını zaruri hale getirmişlerdi, ancak bu Vali ile giden Vali'yi karıştırdıklarının farkında değillerdi, zira Vali bey onları çok iyi tanıyor idi, kim olduklarını gerekli yerlerin ona rapor etmeme şansı yoktu. Vali Bey olayı fark edip, toplantılarına katılmadı. Vali Bey'in katılmadığını öğrenince Allah'a şükürler olsun ki böyle bir Vali'de geldi bu şehre deyip şehrim adına mutlu oldum. Bu sayede şehirde yaşayan herkes derin bir nefes aldı. Bu olay Valimizin kimsenin adamı olmadığını, kimseden çekinmediğini, gerçek bir devlet adamı olduğunu kanıtlamıştır.
Toplantıya katılanların bir kısmı bu insanların gerçek yüzünü tanımadıklarından tezgahı anlayamadılar. Bu adamların bırakın Samsunspor kulübüne yardım etmeyi kendi borçlarını dahi ödemediklerini bilseler olayı biraz daha iyi anlarlardı. Devletin misafirhanesinde gece düzenleyip, plaket vermek Samsunspor'a yardım ise desenize kamu kurumlarının amirleri yaşadı. Biz Samsunspor için onca çile çekmemize rağmen hala daha Samsunspor'a yeterli desteği veremediğimizi düşünürken, yemek yiyip, plaket vermenin ne anlama geldiğine siz karar verin. Sizin anlayacağınız tezgah şahane, Samsunspor bahane. Kalın sağlıcakla