TİYATRO DEMOKRASİ
Seçimler yaklaşıyor.Aday adayları sahaya indi.Ak Parti’de aday adayı sayısı yüzü geçti.Aday adaylık ücretini,gazetelerde çıkma parasını denkleştiren listeye adını yazdırdı.Çoğu seçilemeyeceğini biliyor. Ama on – on beş bin lira masrafla reklam yapma fırsatını kaçırmak istemediler.Az paraya güzel reklam. Listede adımız geçsin, yarın lazım olurcular için de iyi fırsat.
Ama biz yine de söylediklerine inanalım.Hepsinin içi hizmet aşkı !!! ile yanıyor. Samsun için büyük projeleri bile var.Tülay BAKIR vekilimizin de Samsun’u dört milyon nüfusu kaldıracak ekonomiye sahip bir şehir yapma projesi vardı.Sahi ne oldu o proje?
Tülay BAKIR vekilimiz gerçeğin farkına vardığında biraz geç olmuştu.Vekiller,genel başkanların –parti fark etmez- parmak kaldır dediğine parmak kaldırmak,indir parmağı dediğinde parmağı indirmek için Meclis’e gider.
Bakmayın bizi millet seçti havalarına.Onları biz seçmedik.Parti genel başkanları seçti.O yüzden hemen tamamının millete hizmet etmek gibi bir derdi yok.Dertleri liderlerinin gözüne girmek.Göze gireceksin bir sonraki seçimde listede adın olsun.
MHP ve CHP’de aday adaylığı için bir hareket görmüyoruz.Muhalefet partilerinde içi hizmet aşkı !!! ile yanan insan sayısı az demek ki.
Genel seçimler beni hiçbir zaman heyecanlandırmadı. Yerel seçimlerin havası yok.Yerel seçimlerde kişileri konuşabiliyoruz.Adaylar, parti ismi ile beraber kendi isimlerini de ortaya koyuyor.Güçlü bir partiden seçime giren ama insanların beğenmediği biri seçim kaybedebiliyor.
Bazen tersi oluyor.Güçsüz bir partinin adayı,sadece kendi kalitesi ile seçim kazanabiliyor.Yerel seçimlerde kullandığımız oyun önemi var.O yüzden beğeniriz, beğenmeyiz seçilmiş belediye başkanlarına saygı duyarız.
Erdoğan TOK’un icraatlarını bu satırlarda defalarca eleştirememe rağmen kendisine saygım sonsuz. Aynı saygıyı vekillere duyduğumu söyleyemem.Halkın hiçe sayıldığı,parti liderlerinin kararları ile seçilmiş insanlara saygı duymak zorunda hissetmiyorum kendimi.
Genel seçimlerde seçmen konu mankenidir.Sandığa gider.Oy kullanır.Demokrasi tiyatrosunda kendine düşen figüranlığın gereğini yapar.Seçmen; milli irade,demokrasi, verdiğiniz oylarla meclisi şekillendiriyorsunuz gibi sözlerle öyle bir gaza getirilir ki;kendimizi filmin başrolünde zanneder,havaya gireriz.
Genel seçimlerde adaylar etkisiz elemandır.Hadi aralarında seçmeni etkileyebilecek,üstün özellikleri olan birkaç kişi var diyelim.Sandıktan çıkacak sonucu etkileme şansları binde sıfır virgül bilmem kaçtır.
Adayların etkisiz eleman olduğuna basit bir örnek verelim.Ahmet DEMİRCAN ,Hasan Tahsin ŞENGÜL Ak Parti aday adayları arasına isimlerini yazdırmışlar.Bu arkadaşlarla 2011 yılında aynı listedeydik.Ak Parti’ye katılan ya da satılan -kişiye göre değişir- Has Parti’nin aday listesinde.O dönem en fazla ben çalışmışım.Has Parti en çok oyu benim ve yakınlarımın oy kullandığı sandıklardan almıştı.En azından yakınlarımı ikna edebilmişim. İkna edemediklerime ise hatırımı saydırabilmişim.
Ahmet DEMİRCAN ve Hasan Tahsin ŞENGÜL’ün oy kullandığı sandıklardan Has Parti’ye çıkan oy sayısı ikin elin parmağını geçmemişti.Kimseyi ikna edememişler.Halk kendilerine kıymet vermedi. Ama bu arkadaşlar listede kendilerine yer bulurlar ise vekil olacak.Bizi halk seçti bile diyecekler.
Genel seçimler için tantana yapmaya , adayların otobüs üstünde nutuk çekmesine,binaları kaplayan fotoğraflara,bir adayın arkasında yüzlerce araçtan oluşan konvoya,gazetelerde zoraki çıkan bilmem hangi aday gazetemizi ziyaret etti haberlerine,görüntü ve ses kirliliğine,hiç gerek yok.
Aday listesi hiç olmasın.Partiler seçime girsin.Genel Başkanlar mitinglerini yapsın.Sandığa gidelim. Hangi partiye vereceksek oyumuzu verelim.Partiler hangi şehirden kaç vekil çıkarabilecek oy almış hesaplansın.Genel Başkanlar o kadar kişiyi çalışma arkadaşı olarak Meclis çatısında toplasın.
Ya da bu memlekete gerçek demokrasi gelsin.Kimin vekili olduğunu bilmediğimiz kişileri parti liderleri değil milletin vekili olduğunu bildiğimiz kişileri biz seçelim…