Edebiyat Nöbeti adlı aylık edebiyat ve kültür dergisinin düzenlediği 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü Paneli ilgi gördü.
Bafralı şair, yazar ve sanatçıların aylık periyotlarla piyasaya çıkardığı Edebiyat Nöbeti adlı derginin Yönetim Kurulu tarafından, 27 Mart Dünya Tiyarolar Günü nedeniyle dergi binasında bir panel düzenlendi.
Panele 60'lı ve sonraki yıllarda ömrünü tiyatroya adamış gerek Bafra grekse de Türkiye genelinde tiyatrolarda rol almış oyuncularla, Bafralı tiyatro yönetmenleri bir araya gelip o günleri ve hatıralarını yadettiler.
Aralarında tiyatro ile haşı- neşir olmuş Burhan Balakçı, Hüseyin Cezairli, Arslan Sönmez, Zekai Yılmaz, Fevzi Coşkun, Ünal Ataseven, Metin Pazar ve Nural Kara gibi isimlerin yanı sıra panele şairler, yazarlar ve sanatçılar da katıldı.
Hüseyin Cezairli, Zekai Yılmaz, Fevzi Coşkun ve Celal Karaca'nın panelist olarak katıldığı programda Burhan Balakçı, Hüseyin Cezairli, Arslan Sönmez, Zekai Yılmaz, Fevzi Coşkun, Ünal Ataseven, Metin Pazar ve Nural Kara'ya tiyatroya yaptıkları hizmet ve verdikleri desteklerden dolayı Edebiyat Nöbeti Dergisi Yöneti Kurulu'nca birer teşekkür plaketi takdim edildi.
Plaketler Kamil Dikmen, Dursun Baydar, Fatma Hatun Esen, Ercan Erduran, Hüseyin Cezairli ve eşi ile Murat Mollaoğlu tarafından takdim edildi.
Panelistlerden Tiyatro Yönetmeni ve oyuncusu Hüseyin Cezairli şunları söyledi:
" Sene 1966. Bundan evvelki oyunlar okullarda piyesler, müsamereler şeklinde. Ben bundan 50 yıl evvel 17 yaşında gençtim. Abilerimin arasında en ufaklardan bir tanesiydim. Arkadaşımın ( Celal Karaca ) bahsettiği gibi Halkevi'nde başladık.
Bafra'mızda tiyatroyu ilk Halkevi'nde tattım. Orası, burası ( dergi binası ) kadar küçük bir mekan. Sandalye, masa yok. Bir tane eski bir pin-pon masası. Pin- pon masasının etrafına oturarak ördek sobaya evden getirdiğimiz odunlarla ısınarak tiyatro yaptık.
Hayatımda bana arkadaşlığı, sevgiyi, saygıyı müşterek ortaya bir yapıtın çıkmasını öğreten en büyük faktör tiyatro. Ben spor yaptım, müzik yaptım, havacılık yaptım. Bunların hepsi takım işi, takım oyunu ama ilk göz ağrım 17 yaşında tattığım, Bafra Halkevi'ndeki abilerimin arasında tiyatro beni bu günlere sürükledi.
Hala Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde Sağlık, Kültür, Spor Dairesi'nde Tiyatro Yönetmenliği yapıyorum. Buradaki büyük abilerimi, hepsinin burada isimlerini sayamayacağım çok abi var ama buraya yakın olan abilerimizi çağırdık. Onlarla bugün beraber olmaktan çok çok mutluyum.
Hep birlikte hatıralarımızı yadettik. Bafra'da tiyatro kültürünün ne kadar önemli olduğunu ben hep Bafra'da kalarak yaşadım. Yüzlerce öğrenci yetiştiriyorum. Şimdi hanımla ( eşi ) beraber Çocuk Tiyatrosu yapıyoruz ve çocukları yetiştiriyoruz, eğitiyoruz. Bunların veliler tarafından bize geri dönüşü bizi çok mutlu ediyor.
Elimizden geldiği kadar tiyatro sanatını okullarda, Sivil Toplum Kuruluşları'nda sevdirmeye ve yaşatmaya çalışıyoruz. İnsanın, insana insanla, insanca anlatmak sanatının ne kadar önemli olduğunu görerek anlıyoruz.
Bizler burada sadece tiyatro için değil, Edebiyat ve kültür için de bir arada olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Özde insanın şahsiyetinde, içinde var olan saygı, sevgi kibire, gurura dokunmadan bir arada yaşamanın mutluluğunu tatmak için en büyük faktör olan edebiyatı ve şiiri, sanatı, tiyatroyu sevdirmek hepimizin görevi.
Ben bu vesileyle hepinize teşekkürlerimi sunuyor ve sözü büyüklerimden Zekai Yılmaz abime bırakıyorum."
Hüseyin Cezairli'nin bu konuşması izleyicilerce alkışlarla karşılık buldu. Ayrıca diğer panelistler Zekai Yılmaz, Celal Karaca ve Fevzi Coşkun da panelist olarak tiyatroyla ilgili anı, görüş ve duygularını dile getirdiler.
Burhan Balakçı, Arslan Sönmez, Ünal Ataseven, Metin Pazar ve Nural Arslan da tiyatroyla ilgili anı, görüş ve duygularını dile geririp paylaştılar.
Program, toplu fotoğraf çekimi ve yapılan ikramlarla sona erdi.
Oktay ZERRİN- Bafra