Karakterim gereği Allah’ın bildiğini kuldan saklamanın riyakarlık olduğuna inanırım, bu nedenle de toplumun herşeyi tüm çıplaklığı ile bilmesini isterim. Bunu kim için istersin derseniz öncelikli olarak kendim için isterim ardından da başkaları için isterim, zira insan kendisi için istemediği hiçbir şeyi başkası için istememeli. Zaten insanları yakından tanıyanlar, siz ne yazıp çizerseniz yazıp çizin doğruları çok iyi biliyorlar, yalan yanlış şeyler yazıp çizerseniz bedelini de ödersiniz. Allah’a binlerce hamd-ü senalar olsun ki toplum bu anlamda çok duyarlı. Kim ne yazarsa yazsın ya cevabını veriyor ya da gülüp geçiyor. Son birkaç haftadan beri bazı kendini bilmezler bizimle ilgili yalan yanlış yazıp çiziyorlarmış, “mış” diyorum inanın o yazılanları hiç açıp okumuş değilim, ya okuyan arkadaşlar arayıp şöyle, şöyle yazmışlar diyorlar veyahutta onların yalanlarına verdikleri cevapları bana “whatsapp”’tan atıp, “bak biz gereğini yaptık, bu yalan haberlere inanmadık” diyorlar, bu dostlarıma şükranlarımı arz ediyorum, zaten dostluğun gereği de budur. Birde o sayfaları beğenenlerin olduğunu söylüyorlar ve o beğenenleri de bana anlatıyorlar, ben de bu sayede bana dost gözüken düşmanlarımı tanıyorum.
Son bir iki gündür bazı hemşehri derneklerinin yöneticileri arayıp, bu adamlarla ilgili haber yapmamam noktasında ricada bulunuyorlar ve muhataplarımızla hemşehri olmamız nedeniyle rahatsızlık duyduklarını söylüyorlar. Bu arkadaşlarımızın iyi niyetinden en ufak şüphemiz yok, onlara teşekkür ediyorum, ancak benim her zaman söylediğim bir şey var “yanlış yapan değil hemşehrim, en yakınımdaki akrabam dahi olsa asla affetmem gereğini yaparım” diyorum. Ben bu insanlarla bugün değil tamı tamına yirmi yıldır amansız bir mücadele yürütmekteyim, şayet o mücadeleyi yapmamış olsaydım inanın bu insanlar siyasette çok farklı yerlerde olurlardı. Yaptığım mücadeleyi tek başıma verdim Allah’ın kulundan destek beklemedim, sadece ve sadece Rabbimden yardım istedim, Hamdolsun Rabbim ’de yardım etti ve bu insanları bu toplum tanıdı.
Onların son günlerde yapmak istediklerine gelince, yalan, yanlış, aslı astarı olmayan veya kes, kopyala, yapıştır mantığı ile birçok şeyi yazıp, çizip insanlara servis ediyorlar, inanın bundan hiç ama hiç rahatsız değilim çünkü, “çiğ yemedik ki karnımız ağrısın.” Taa 2010 yılından itibaren benim telefonlarımı dinleten bazı siyasetçilerin 2012 yılında yapmış oldukları operasyon sonucunda, hazırladıkları dosyalardaki aleyhimde olacak ne varsa bunu yayınlamış olmaları da onların ahlaki yapısının delilidir. Zira orada müşteki sıfatında olup da bizim lehimizde ifade verenler var onları da erkekseler yayınlasınlar ama mümkün değil. Peki bunu neden yapıyorlar biliyor musunuz? O davanın son aşamasına gelinmiş durumda iken bu yayınları yapmak suretiyle mahkemeleri etkileyip bize ceza aldırmak için her taraflarını yırtıyorlar ama inanın biz Rabbimize güvendik ve güvenmeye de devam edeceğiz. Onlarla olan hesabımızı hem Türk Adaletinin önünde hem de asıl hesaplaşmanın olduğu Ruz-i Mahşerde yapacağız.
O insanlara tavsiyemiz şudur; bizimle ilgili ellerinde ne varsa yayınlasınlar, sakın haa geriye kalmasınlar, çünkü biz onlarla ilgili elimizde olan tüm belgeleri yayınlamaya devam edeceğiz. Bu toplum kimin doğru kimin yanlış olduğuna karar versin. Şayet biz yanlış insan isek ona da karar versin ama, bana gelen maillere bakınca onların yaptığı haberlere yapılan yorumları görünce Allah’a Hamd ettim çünkü, toplum gerçekten her şeyi görmüş, bu anlamda topluma sonsuz şükranlarımı tekrar sunuyorum. Benim o insanlara sürekli yaptığım bir teklif var, bundan tamı tamına on yıl önce onlarla istedikleri TV de oturup hesaplaşmak istediğimde nasıl kaçmışlarsa şimdi de kaçmaya devam etmesinler, gelsinler toplumun huzurunda hesaplaşalım bakalım el mi yaman gül mü yaman. Toplum her şeyi tüm açıklığı ile bilmelidir, arka planda olanları da topluma anlatacağız ki hakikat ortaya çıksın, yoksa sadece buzdağının bir tarafını insanlara gösterirsek hakikat ortaya çıkmaz.
Ben her zaman dediklerimi tekrar ederek sözlerime son vereceğim, yanlış yapan kim ama kim olursa olsun ortaya çıkacak, toplum tanıyacak. Örneğin “sittiri moktan” bir haber sitesine bir yılda tamı tamına “dört yüz bin lira” ödeyen Belediyenin yetkilileri, dostlarım da olsalar bu toplum bunu bilecek, öyle aleyhimde haber yapan sitelerin sayfalarını beğenmekle olmuyor bu iş değil mi dostlar. Sözlerime son verirken şunu açık ve net ilan ediyorum; hakkımda elinde bilgi, belge, olup da yayınlamayan her kim olursa olsun ona yazıklar olsun diyorum, ben giydiği atletin, gömleğin dahi hesabını vermiş bir insanım, değil bugünkü kazanımlarımın taa otuz yıl öncesinden bugüne dek kazandıklarımın tamamının hesabını vermeye hazırım. Aksini iddia eden şereften mahrum insanlar varsa karşıma çıkıp konuşacaklar, ben de adam gibi kazandığım her kuruşun milimi milimine hesabını vereceğim ancak, tek bir şartım var bana bu soruyu soranlar da aynen benim gibi mallarının mülklerinin, bankalardaki paralarının teker, teker hesabını bu topluma verecekler.