Asıl konumuz MHP de yaklaşan seçimler ve adayların değerlendirmesi idi, ancak toplumumuzda bazı açılımlar yapılırken, birilerinin özellikle sınıf farkı yaratmaya çalıştığını gazetelerde okuyunca yazımı değiştirmek zorunda kaldım.Sanırım bundan üç yıl önce idi, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik Bey, Bakanlığı ile ilgili geniş çaplı bir toplantı yaptı, toplantıda ben de Büyükşehir belediyesini temsilen vardım.Toplantı başlamadan, dönemin Milletvekili Musa Uzunkaya Bakan Bey"in kulağına bir şey fısıldayarak özel bir odaya götürdü,ardından ise İl Başkan yardımcıları Adem Güney ve Savaş Güven yanlarına girdi, az sonra Bakan Bey Beni de çağırdı. Konu Sosyal Bilimler Lisesi"nin yatılı pansiyonu. İstedikleri bina şehrin göbeğindeki tarihi bina özelliğini taşıyan, eski askeri Hastane, şu anda Büyükşehir Belediyesinin Kültür Daire Başkanlığının kullanmakta olduğu bina.Bakan Bey Bakarız, ederiz deyip,geçiştirdi, ardından toplantı salonuna geçildi. Milli Eğitim Bakanı, Bakanlığın Genel Müdür düzeyindeki tüm bürokratları, Bazı Milletvekilleri,Vali,kamu kurumlarının daire amirlerinin katıldığı, yaklaşık 200 civarındaki insanı içeren toplantıda, Ak Parti İl Başkan vekili sıfatı ile Savaş Güven tekrar bu konuyu gündeme getirince, Bakan Bey bana dönüp, sordu, Bu talebin karşılanması mümkün mü? Ben de dedim ki; Hayır mümkün değil, zaten o bina şu anda şehirdeki kültür, sanat adına eğitimden, sergiye her türlü işlevi görüyor, şehrin göbeğinde yurt binası nerede görülmüş.Bunun üzerine Savaş Bey söz alarak, Büyükşehir Belediye Başkanını Eğitim düşmanı ilan etmeye kalkınca, olaya Bakan müdahale etti, olay tatlıya bağlandı.Meğer bizim Ak Partili iki muhteremin de çocukları, Sosyal Bilimler Lisesinde okuyormuş da, ondan bu kadar bastırıyorlarmış olayı, sonradan öğrendim.
Son günlerin moda gündem maddelerinden birisi haline gelen Sosyal Bilimler Lisesinin, yurt binası sorunu, ne kadar büyük bir sorunmuş da, benim haberim yokmuş.Bu şehirdeki otopark sorunundan da daha önemli bir sorun olmalı ki, şehir merkezinde bulunan okulların şehir dışına alınıp,yerlerine otopark yapılabilmesi yönündeki proje Milli Eğitim Bakanlığınca reddedilmiş.Ama şimdi Sakarya İlköğretim Okulu boşaltılıp,yerine Sosyal Bilimler Lisesinin öğrencileri konulacak, hiç böyle saçmalık görülmüş mü?Bu şehrin merkezinde, pansiyon problemi olan nice okullar var. Sesleri çıkmadığı için kimse ilgilenmiyor, Güzel Sanatlar Lisesi de yetenekli çocukların puanla girdiği okulun, pansiyonu nerede?,Sağlık Meslek Lisesi, yıllardır şehir dışından gelen kız çocuklarının pansiyon sorunu ile boğuşurken, ona çözüm bulunmazken, 300 civarında öğrencisi olan okula pansiyon bulmak için bu çaba neden? Sırf öğrenci velilerinin baskısı sonucu, bu olayı gündem yapıp, ortalığı karıştırmanın anlamı ne? Yılların Sakarya İlköğretim Okulunu kaldırın, yurt yapın.Neymiş efendim, bu öğrenciler başarılı şehrin dışında olmazlar.Peki Sakarya İlköğretimde okuyan çocuklar başarısız mı?Sağlık Meslek Lisesinde,Güzel Sanatlar Lisesinde ve diğer okullarda okuyup,yurtları olmayan öğrencilerin günahı ne? Neymiş efendim bu çocuklar yarının valileri, kaymakamları, doktorları olacakmış da, ondan böyle bir tercih yapılmalı imiş.Daha ortaöğretimde insanları sınıflandırmaya kalkıp,birini diğerinden üstün göstermeye kalkarsanız, ezilen sınıf, yarın kalkıp devletine,milletine isyan edince sorumlusu da siz olursunuz,ondan sonra da başlar Kürt açılımı, İnsan hakları gibi,ezilmiş sınıfların açılımı.Topluma kazandırılması gereken projeleri,yaptığınız bu hataları sizden sonraki nesiller çözsün çözebilirlerse.Beyler aklınızı başınıza alın, bırakın toplumda farklı sınıflar yaratma merakını da işinizi yapın. Öğrencilere vatan sevgisi,insan sevgisi,inanç sevgisi gibi güzel şeyleri öğretin,ardından da başarılı yöneticiler olmaları için, hepimiz elimizden gelen desteği verelim.Vatandaşı ile bütünleşmeyip, onu aşağılayan,öteki dünyanın insanı olmaya zorlayan yöneticileri ,toplum tasfiye etti.Şimdi o yaraların sarılması için, uğraş veriliyor.Şayet geçmişte bu hatalar yapılmasaydı, belki de onca şehit,onca acılı ana baba,onca hapiste insan olmayacaktı.
Peki ne yapmalıyız derseniz, Sosyal Bilimler Lisesi, şehrin her yerinde olabilecek, yatılı bir okul olmalıdır.Onlarca,hatta yüzlerce bina, öğrencisiz boş duruyor.Muhtarlar,mahalle sakinleri,köylüler binaları boş diye isyan edip,bas bas bağırıyor.Bırakın onur yapmayı da ,adam gibi gidin o okullardan birisine yerleşin.Bırakın milletin yakasını, kendiniz bir işe yaramıyorsanız, belki şehrin merkezindeki binanız bir işe yarar.Lazım olan bir kurum yerleşir de, hizmet yapar.Unutmayın ki bu toplumda hamal,işçi,amele hangi hakka sahipse, doktor,avukat,kaymakam,vali de o hakka sahiptir.Aksi halde devlet olma özelliği kaybolur.Sizin bunu topluma öğretmeniz gerekirken, maalesef tam tersi bir uygulamanın içerisinde olmanız, beni fazlası ile üzmüştür.Umarım yapmak istediğiniz hatadan dönersiniz.Şehrimize yeni gelen Milli Eğitim Müdiresi hanımefendiyi yanlış bilgilendirip,işin başında başarısız kılmazsınız.Son olarak iki önemli konuya değinerek, bugünkü yazımı bitirmek istiyorum.Birincisi Sosyal Silimler Lisesinin bahçesindeki otoparktan elde edilen gelirler nereye gidiyor?İkincisi şehrimize yeni tayin olan Milli Eğitim Müdiresinin birileri tarafından yıpratılma kampanyası olma ihtimali üzerinde durulması gerekiyor. Bu olaya bağlı olarak merak ettiğim konu; bir okul müdürünün işinin gücünün bitmiş olup, gazete,gazete, yazar,yazar dolanıp bu konuyu gündem yapmasının doğru olup olmadığıdır. Bu konular irdelenerek, gereğinin yapılacağını ümit ediyorum. Benden söylemesi tercih sizin.Ama unutmayın ki ben buradayım ve yazıyorum.