Toplumsal Dalkavukluk

İsmail Okutan

                                    Toplumsal Dalkavukluk           

         Yükselmek, makam, mevki, servet sahibi olmak için başkalarına övgü dizenler gerçekte alçalan kimselerdir. Üstat Necip Fazıl; ‘’Bazı insanlar alçak gönüllüdür. Bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür’’ derken bu tür karakter yoksunu insanları tanımlamıştır. Tarihten günümüze bir meslek haline gelen dalkavukluğun adı günümüzde değişmiştir. İnsanoğlunun karşısında duramadığı ya da içinden gelen bir arıza nedeniyle durmak istemediği güçlere gösterilen teslimiyetçi tavrın adı dalkavukluktur. Dalkavukluğun çağdaş versiyonu kimi zaman ılımlı İslam’dır, kimi zaman dinler arası diyalog, kimi zaman da hoşgörü ve sevgidir. Medeniyetimize en sert saldırıları, en aşağılık komploları, insanlığa karşı en vahşi suçları işleyen batı medeniyeti karşısında, dünya ile bütünleşmek, batılılaşmak, çağdaşlaşmak yaftasıyla hoşgörülü davranmaya çalışmak dalkavukluğun en katmerlisidir. 

      Dalkavukluk bir çeşit şahsiyet bozukluğudur. Dalkavuk ise insan bozuntusudur. En eski zamanlardan beri insanoğlu kendi menfaati uğruna insanların hakkını çiğneyerek güç ve yetki sahibi olan otoriteye boyun eğmiştir. Tarihin tüm zamanlarından beri sürüp gelen dalkavukluk; kendi güç dengelerini, prensiplerini, hizmet standartlarını kendi oluşturmuştur. Tarihte gerçekten yapılan dalkavukluk, bu günkünden daha şerefli bir meslekti. En azından onlar kendilerini tutan saraydaki sultana karşı bir görev icra ediyorlardı. Günümüzün dalkavuklarını kimse para karşılığı tutmuyor. Eğitimdeki çarpıklıkların ve toplumsal çalkantıların sonucunda bir zihniyet kayması ile birlikte oluşan bir çamur kişiliktir Toplumdaki dalkavukluk potansiyeli sonucunda kişiler ve kurumlar tarafından gönüllü dalkavukluk yapılmaktadır. Sonuç; adalet duygusunun kaybolması ile birlikte toplumsal bir dalkavukluğa dönüşmektedir. Çünkü artık yanlış olan şeyler de doğru olarak kabul edilmeye başlanmıştır.

       Aslında bir çeşit güce ya da menfaate tapınma olan dalkavukluğun tarihte yüzlerce örneğini görmek mümkündür. Tarihte belli kuralları, tarifesi olan para karşılığı yapılan bir meslekti. Tarihte dalkavukluk yapan kişiler belliydi ve bu onların profesyonelce yaptıkları bir meslekti. Yapılan işleme göre de tarifesi üzerinden paralarını alırlardı. Herkes onların dalkavuk olduğunu bilirdi. Bu günkü dalkavukluk ise resmen bilinmese de aslında bir karaktersizlik, şahsiyetsizlilik, ahlaksızlık olarak devam etmektedir. İsimleriyle olmasa da sıfatlarıyla çağdaş dalkavuklar aslında her halleriyle ortada durmaktadırlar. Yaptıkları dalkavukluğun karşılığında ne kadar ücret aldıkları bilinmemektedir. İçi geçmiş karpuz gibi çağdaşlık dalkavukluğun usulünü bile bozdu.  Makam, mevki, para, istikbal, kadın, vb. onlarca menfaate ulaşmak için yapılan bu meslek günümüzde tarihteki aslından daha acımasızca, daha gaddarca, daha profesyonelce ve daha yüksek ücretlerle sinsice yapılmaktadır.

     Bu dalkavukluk öyle bir şey ki tedavisi olmayan bir hastalıktır. Kanser hücresinden daha beterdir. İnsanın beynine ve de kalbine hatta ruhuna sirayet eden ölümcül bir hastalıktır. İnsanoğlunun şahit olduğu en çirkef işleri vazife edinmiştir kendine. En vahşi zalimliklere karşı bile kendi çıkarı için övgü yağdırmayı edebiyat olarak yutturmayı başarır. Bu öyle berbat bir şey ki Amerikalı kâfirler Irakta Müslüman hamile kadınlara, körpecik kızlara ve çocuklara tecavüz ederken bile insanların beynine ve kalbine hükmederek; ‘’onlar da bunu hak ettiler’’ dedirten bir alçaklıktır. Azgın istek ve menfaatleri için başkasının ölümü karşısında ses çıkarmayan, başkasının ölümünü ranta çevirip ücret elde eden dilsiz şeytanlıktır.

       Tarihte bazı bireysel cinayetlere neden olan dalkavuklar, günümüzde toplumların katliamına neden olmaktadırlar. Küresel zalimlerin katliamlarına övgü yağdıranlar günümüzün en büyük dalkavuklarıdır. Patlıcanı seven padişaha her seferinde patlıcanı öven dalkavukla, milletvekili olmak ya da yanında yer almak için liderine yağcılık yapan siyasetçi arasında bir fark var mı? Kendisini tutan efendisine yağcılık yapan dalkavukla, küresel zalimlerin cinayetlerine ses çıkarmayan, onların dünya barışı için çalıştığını söyleyen çağdaş dalkavuklar arasında bir fark var mı? Bir istikbal hayaliyle yanında bulunduğu yöneticinin isteklerini sorgulamadan yerine getiren günümüz insanıyla, kendisini ücretle tutan efendisinin her dediğini yapan dalkavukların arasında gerçekte bir fark var mı? Her dönemde sayıları güç sahiplerinin kimlik ve fikriyatına göre değişen dalkavuklar hiçbir zaman ortadan kaldırılamamıştır.   

      Geçmişteki dalkavukluk belli kişiler tarafından yapılırken, günümüzdeki dalkavukluk toplumsal olarak yapılmaktadır. Geçmişteki dalkavukluk bireysel cinayetlere, bireysel bozulmalara neden olurken, günümüzdeki dalkavukluk toplumsal cinayetlere, toplumsal bozulmalara neden olmaktadır. İkisinin arasındaki fark budur. Bunun sonucunda değerlerimizde doğruluk, iyilik, kötülük anlayışı değişmekte, toplumsal çöküntüler yaşanmaktadır. Yönetim topluma değil, toplum yönetime dalkavukluk yapmaktadır. Dalkavukların akıbeti her zaman işleri bittiğinde bir kenara atılmak olmuştur. Çoğu zaman zevk için dövülen, aşağılanan, küfredilen, kılıçtan geçirilen dalkavukların sonu günümüzde de bundan farklı olmayacaktır.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.