Tüm eğitimcileri göreve çağırıyorum

Zarife Köksal Taşova

                               Kamu  kurum ve kuruluşlarında çalışan personelin kılık ve kıyafetine dair yönetmelik,

Ana ilkeler:

Madde 5-2 nci maddede sözü edilen personelin kılık ve kıyafette uyacakları hususlar:

A-kadınlar:

Elbise,pantolon etek temiz,düzgün, ütülü ve sade,ayakkabılar ve- veya çizmeler sade ve normal topuklu, boyalı, görev mahallinde baş daima açık, saçlar düzgün taranmış veya toplanmış, tırnaklar normal kesilmiş olur.

Kolsuz ve çok açık yakalı gömlek, buluz veya elbise ile strech, kot ve pantolonlar giyilmez.etek boyu dizden yukarı ve  yırtmaçlı olamaz. Terlik tipi ayakkabı giyilmez.

Ana ilkeler:

Madde10-ilkokullarda,

a-kız öğrenciler,okul içinde baş açık, saçlar temiz olup düzgün taranır.saçlar uzatılması halinde örülür, imkan varsa beyaz kurdele takılır.

Madde11-ortaokullarda

a-kız öğrenciler: okul içinde başı açık saçlar temiz ve taralı olur. Saçlar uzun olması halinde örülür veya arkaya toplanarak bağlanır. Zincir, kolye, yüzük, küpe, bilezik ve benzeri zinet eşyası takılmaz.

Madde12- lise ve dengi okullarda

a-kız öğrenciler:

okulca seçilen bir renkte  vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde , yırtmaçsız , kolsuz ve diz kapağını örtecek boyda forma giyerler.

                                                                

                                                                  Yorum:

Merhaba değerli okurlar, eğitim; bir ülkenin garantisidir. Eğitim ülkelerin gelişmişlik seviyesini gösteren çok önemli bir ölçüttür. Gençler bir ülkenin teminatıdır. Öyleyse kaliteli bir eğitimden geçmiş olan gençlerin oluşturacağı ülkeler, müreffeh seviyeye ulaşabilirler. Değerli okurlar, her zaman söylediğimi tekrarlıyorum, biz bir gemideyiz. Gemi batarsa hep beraber batarız. Öyleyse toplumsal sorunlara tüm toplum bireyleri sahip çıkmalıdır. Tabi ki en büyük görev, eğitimci camiasına düşüyor. Ekranlarda ağzını açan bol kepçeden atıyor ama ortada icraat yok. Toplum mühendisleri , kartel medya için varsa yoksa cinsellik konuları ön plana çıkıyor. Gençlerin ismi geçtiği zaman onların aklına hemen cinsellik ve özgürlük geliyor. Özgürlük şarkılarını söyleye söyleye geldikleri nokta ortada. Tarife ne hacet?

            Değerli okurlar, gençlerin sorunları, eğitimin sorunlarıdır. Son yıllarda tırmanışa geçen, gençler arasındaki şiddet problemleri bazı değerli uyarıcılar tarafında dile getiriliyor. Ama yetersiz kalıyor. Neden gençler deyince akla, yırtık kot pantolonlu, kulakları müzikle tıkalı, sağ elinde birkaç  kitap, sol elinde sigara, gözleri uzak belirsiz bir yerlere bakan, hayattan bıkmış kişiler akla geliyor?

            Neden, gençleri teskin etmek için çılgın şölenler akla geliyor?  Neden ekranlarda gençlerinde katıldığı tartışma programlarını göremiyoruz. Bilmem ne star  yarışmaları aldı başını gidiyor. Neden kimse bunlara müdahale etmiyor. Sonrada gençler kısa yoldan köşe dönmeciliği istiyor diye kınanıyorlar.

            Neden, gecenin yarılarında mışıl mışıl rüya görmesi gereken küçücük çocuklar, kendilerine hiçte uygun olmayan şarkı yarışmalarında bulunduruluyorlar? Burada amaçlanan nedir? Onların yerine zaten yeterinden fazla bu işleri yapanlar var. Öyle değil mi?

            Bütün eğitimcilere sesleniyorum. Yetki derecesi ne olursa olsun tüm toplum bireylerine sesleniyorum. Ahlaki yozlaşmanın son safhada olduğu günümüzde, gençler arasında ki şiddetin azalması için hep beraber üzerimize düşen görevi yerine getirmeliyiz.bir anne olarak, sıradan bir vatandaş olarak, eğitimci, araştırmacı bir yazar olarak bu toplumsal soruna herkesin dikkatini çekmek istiyorum. Kurallar varsa buna herkes uymalıdır. Hiç kimseye çifte standart uygulanmamalıdır. Eğitimin sorunlarını çözmek istiyorsak önce herkes kurallara uymalıdır. Benimde gözlemlerim sonucunda, bayan öğretmenlerin çoğunun yukarıda söylenen maddelere uymadıklarını tespit ettim. Dar pantolon giydikleri gibi birçok kurala da uymuyorlar. Kız öğrenciler kuaförden çıkmış gibi,mini etekli ve makyajlı olarak okula gelebiliyorlar.

             Değerli okurlar,asla baskıdan yana değilim.ama,bir eğitimci olarak,disiplinin şart olduğuna yürekten inanıyorum.aksini iddia edecek yoktur herhalde. Çünkü eğitimcilikten az buçuk anlayan her insan, o çocukların zaten ergenlik çağında olduklarını unutmayıp sorunlarının bir kat daha artacağını hesaplayabilir. Eğitimci olmak çok kutsal bir meslektir. Her görevlinin bu sorumluluğu yerine getirmesi gerekir. Gençlerin sorunlarını konuşanlar bundan böyle disiplin şartının ne denli önemli olduğunu unutmasınlar. Ben çocuğumu bir öğretmene teslim ediyorsam, o kişinin gerçek bir eğitimci olması gerekir. Daha sigara içmeyi bırakamamış bir eğitimci, benim çocuğuma iradeye nasıl sahip olunur konusunu kesinlikle anlatamaz. Öyleyse ailelere mesajım şu;  her ev önce bir ilkokuldur bunu unutmasınlar. Yıllarını eğitime adamış, bu uğurda  canla başla çalışan çok değerli  öğretmenlerime saygılar gönderiyorum. Diğerlerinin bu öğretmenleri örnek almasını diliyorum. Saygılar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.