Bu faktörün koalisyon hükümeti kurulmasının önünde bir engel olabileceğini kaydeden Türk, bu engel aşılamazsa kasım ayında bir milletvekili genel seçiminin tekrar gündeme gelebileceğini vurguladı.
Hikmet Sami Türk, baba ocağı Samsun Bafra’ya gelerek yakınları ile hasret giderdi.
Türk, merhum babası Süleyman Türk’ün çalışma ofisinde Cihan Haber Ajansı'na (Cihan) 7 Haziran seçimleri sonrası gelişmeleri değerlendirdi. Eski Adalet Bakanı, DSP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, "7 Haziran seçimleri çok ilginç bir tablo ortaya çıkardı. 2002’den bu yana Türkiye’de tek parti hükümetleri kuruluyordu. 2002-2007-2011 milletvekili seçimlerinde AKP birinci parti olarak çıktı ve tek başına hükümet kurabilecek çoğunluğa sahip oldu. Ama şimdi 7 Haziran 2015 milletvekili genel seçimlerinde durum değişti. Hiçbir partinin Meclis'te tek başına hükümet kurabilecek bir çoğunluğu yok. Gerçi AKP yine birinci parti durumunda 258 milletvekili ile ama tek başına hükümet kurması söz konusu değil. AKP yaklaşık yüzde 41 oranında geçerli oy aldı. CHP yaklaşık yüzde 25 dolayında oy aldı, ama 132 milletvekili var. MHP yüzde 16 küsur oy aldı 80 milletvekili kazandı. HDP ise yüzde 12’yi aşan oy aldı ama onlar da 80 milletvekili çıkardı. Şimdi bu tablo içerisinde bir hükümet çıkarmak önümüz günler Türkiye’sinin en önemli konusudur. Her seçim sonrasında iktidar değişir. Bu seçim iktidar değişikliğini hem sıra olarak hem de hükümeti kuracak partiler olarak değiştirdi. Nasıl bir hükümet kurulabilir, onu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Çeşitli olasılıklar var. Birinci olasılık AKP’nin bir başka parti ile ittifak yaparak daha doğrusu ortaklık kurarak hükümet kurması. Türkiye’de şimdiye kadar tek başına hükümet kuran parti bu kez koalisyon yapmak durumunda. Seçmen iradesi ortaya tek parti hükümeti koymadı. Mutlaka uzlaşmayı gerektiren bir tablo ortaya çıktı." diye konuştu.
Yerleşmiş parlamenter geleneklere göre hükümeti kurma görevinin en çok milletvekiline sahip AK Parti Genel Başkanı, Başbakan Davutoğlu'na verileceğini kaydeden Türk, sözlerine şöyle devam etti: "O bir hükümet kurabilir mi, bunu bilemeyiz. Hangi olasılıklar olabilir. Birinci olasılık büyük koalisyon. CHP ile ortak bir hükümet kurmak. Türkiye geçmişte bunu denedi. 1961 milletvekili genel seçiminden sonra birinci parti konumunda olan CHP Genel Başkanı İsmet İnönü başkanlığında Adalet Partisi ile büyük bir koalisyon kuruldu. Şu anda Almanya’da Hıristiyan Demokrat ve Sosyal Demokrat partilerinin kurduğu bir koalisyon hükümeti var. Birinci olasılık bu. Tabi CHP’nin de birtakım koşullarını AKP’nin kabul etmesine bağlı. CHP, basında yansıdığı gibi, örneğin önceki dönemde açılan Meclis soruşturması ile Yüce Divan'a gönderilmeyen bakanlar hakkında bu işlemin yapılmasını, Seçim Kanunu'nda değişiklik yaparak barajın düşürülmesini istiyor. Bunun yanında ortak hükümette belki de bir dönüşümlü başbakanlık... Yani bu süre 4 yıllık yasama dönemi üzerinden hesaplanırsa bir süre bu dönemin yarısına yakın bölüm AKP , sonrasında CHP, yani Davutoğlu, Kılıçdaroğlu başbakanlığı dönüşümlü olarak yapabilirler. Ve diğer partilerle de görüşmeler olabilir."
'CUMHURBAŞKANI ÇANKAYA'YA DÖNMELİ'
CHP ve MHP’nin bir koşulu daha olduğunu hatırlatan Hikmet Sami Türk, bu konuda da şunları söyledi: "Aslında başbakanlık için yapılan bir binayı şimdi Cumhurbaşkanı kullanıyor. Çankaya Köşkü'nü bırakarak oraya taşındı. CHP ve MHP bu iki parti, Cumhurbaşkanı'nın tekrar Çankaya Köşkü'ne dönmesini ve burasının da Başbakanlık olarak kullanılmasını istiyorlar. Bu da önemli bir koşul. Eğer tüm koşullar gerçekleşmez ise Cumhurbaşkanı'nın yapacağı iş Parlamento'da en çok milletvekiline sahip, en çok sandalyeye sahip ikinci parti konumundaki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu görevlendirmesi. Onun hükümet kurması, daha çok AKP’ye giderek onun başaramadığını CHP’nin başarması bu çok zayıf bir olasılık. Bu nedenle bu olasılık da sanıyorum ki MHP ve HDP’nin katılımı ile kurulacak bir hükümet türü olacaktır. Ama orada da MHP ile HDP arasında bazı konularda derin görüş ayrılıkları var. Onlar aynı hükümet altında, aynı çatı altında, aynı hükümet içinde birlikte çalışabilirler mi. O da başlı başına bir sorun. Dolayısı bu önümüzdeki günler bundan sonraki MHP Genel Başkanı'na veya HDP Genel Başkanı'na hükümet kurma görevi verileceğini sanmıyorum. Çünkü AKP ve CHP ilk iki büyük parti bunu başaramazsa onların başarması olasılığı hemen hemen yok gibi. Yani başbakanlık her durumda ya AKP’de ya da CHP’de olacaktır. Veya dönüşümlü başbakanlık modeli işlerse orda sırayla her ikisi başbakanlık yapacaktır."
'KASIM'DA SEÇİM OLABİLİR'
Önümüzdeki 45 gün içerisinde güvenoyu alabilecek bir hükümet kurulamazsa Türkiye’nin önünde bir milletvekili genel seçimi olacağını kaydeden Türk, "O tarihten itibaren aşağı yukarı 3 aylık bir süre var. Yani yeni seçimlerin yapılabilmesi için. Dolayısı ile kasım ayında bir milletvekili genel seçimi tekrar gündeme gelebilir.
Ama 'demokratik rejimlerde çare tükenmez', merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in söylediği bir sözdü. Sanıyorum ki siyasi partilerimiz bu Meclis'te halkın oyları ile ortaya çıkan tabloyu iyi değerlendirmek durumundadırlar. Millet, gidin, 2 ay sonra tekrar seçim için önümüze gelin, diye seçmedi onları. Ama milletin istediği tek parti hükümeti değil. Bir koalisyon hükümeti. Bu uzlaşma kültürüne dayalı bir hükümet tipidir. Ben 3 hükümette de görev yaptım. Bunların ikisi koalisyon hükümetiydi. Şimdi yeni bir süreç var önümüzde. Bunlardan hangisi olacak, tabi önümüzdeki günlerde bunları hep birlikte göreceğiz. Ama olmadığı takdirde Türkiye’nin gündeminde yeni seçim var." diye sözlerini tamamladı. CİHAN