TÜRK, KENDİNİ, İYİ İDRÂK ETMELİDİR...

M.Halistin Kukul

TÜRK, KENDİNİ, İYİ İDRÂK ETMELİDİR...

            M. HÂLİSTİN KUKUL

    Büyük şâirimiz Yahya Kemal Beyatlı, “ Eğil Dağlar” adlı kitabında, Paris’teki şu ibret verici hâtırasını nakleder:

    “ O zaman yaşadığım otelde oda komşum bir Lehli vardı. Muârefemizden sonra Türkleri çarçabuk seven bütün Lehliler gibi beni sevdi. Zaman zaman odamda arar, görürdü. Bir akşam uzun ve kalbe yakın musâhabede bu adamı dinledim. Seneler geçti o akşamki sözlerini zaman zaman hatırladım. Bu adam benim de kendi gibi bir vatan garîbi olduğumu biliyordu. Maamafih bana ve benim gibi Türklere dâir ne düşündüğünü o musâhabemizde ızhâr etti ve dedi ki:

   “ Siz buralarda ne arıyorsunuz? Sizin ve bütün genç Türklerin vatan arzûları beni gayr-ı ihtiyârî gülümsetiyor. Sizin vatanınız yok mu? Yeni Pazar’dan Yemen’e kadar ovalarınız var, dağlarınız var, şehirleriniz var, kaleleriniz var, kışlalarınız var. Onların üstünde sizin al bayraklarınız dalgalanıyor, sokaklarından geçen asker, biliyorsunuz ki sizin dîninizdendir, sizin kanınızdandır, sizin dilinizi konuşur, sizin gibi düşünür, sizin gibi sever, dostlarınıza dost, düşmanlarınıza düşmandır. Ah bu saâdetin kadrini hissedemiyorsunuz. Benim gibi mahkûm bir milletin çocuğu böyle bir manzarayı rü’yâsında görmek için can verir. En son Lehistan ihtilâlinde, Varşova’nın bir sokağında Leh bayrağını yirmi dört saat dikili bulundurmak için Leh gençlerinin en civanmerdleri can verdiler. O güzel yirmi dört saat her gün tekerrür etse her gün can veririz.”

    Türk; kendini, iyi idrâk etmelidir.

    Millî târihinin zenginliklerini kavramalıdır.

    Yaşadığı coğrafyaların kadrini bilmelidir.

    Ay-Yıldızlı şanlı bayrağı ile gurur duymalıdır.

    Diline, dînine, bayrağına, vatanına sâhip çıkmalıdır.

    Millî ülküsünün, bunları korumak ; ilim ve sanat yolunda gelişmek / genişlemek cihânşümûl olmasının şuûruna ermelidir.

    Yahya Kemal; “ 26 Ağustos 1922” adlı dörtlüğünde ise, târih boyunca kahramanlık timsâli olan Türk ordusuna dâir muhteşem bir târif sunar:

            “ Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi

            Senin uğruna ölen ordu budur yâ Rabbi

            Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın

            Gaalib et çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.”

    (Bknz: Yahya Kemal Beyatlı, Eski Şiirin Rüzgârıyla, İstanbul Fetih Cemiyeti Neşriyatı, İstanbul 1974, Sf . 140)

   Bu millet; Yahya Kemal’e göre:

   “ Ordu-milletlerin en döğüşen, en sarpı”dır ammâ, Süleymaniye Câmii için , bir başka güzellik taşımaktadır. İşte:

         “ Taşımış harcını gaazileri, serdâriyle,

          Taşı yenmiş nice bin işçisi, mîmârıyle.”

   Dünyâda, böyle güzel bir millet ve böyle güzel bir ordu var mıdır? Söyleyin, var mıdır?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.