Bu yazıyı yazarken İran Cumhurbaşkanı Türkiye"yi ziyaret etti. Özellikle sıcak gelişmelerin yaşandığı bir zamanda yapılan bu ziyaret, şüphesiz hem bölge siyaseti açısından hem de dünya siyaseti açısından son derece önemli bir ziyarettir. Zira hem Türkiye hem İran, bu coğrafyanın tarihten beri gelen çok iki önemli güçlü ve kadim devletleridir. Dolaysıyla her iki devletin komşuluğunun ötesinde tarihi, kültürel, dini bağları ve bu anlamda da bölge siyasetine önemli etkileri vardır.
Dünya siyasetinin odağında yer alan biri olarak İran"ın Türkiye"ye gelmesi birçok açıdan anlamlı ve değerlendirilmesi gereken bir ziyarettir. İran, uzun zamandan beri Amerika açısından şer ekseni içerisinde yer alan ve nükleer gücü nedeniyle engellenmesi ve yok edilmesi gereken bir devlet iken, aynı şekilde İran için Amerika büyük şeytan olarak bütün kötülüklerin ve zulümlerin kaynağı olarak görülmektedir. Tabi burada İran iki önemli nedenden dolayı Amerika için bir tehdit olarak algılanmaktadır. Birincisi, İran"ın mezhebi faktörü ki Şii İran hem mezhebi olarak kadim bir başkaldırı felsefesine sahip ve bu nedenle de bölgede Amerika karşıtı olarak görülen her güçle birlikte anılması potansiyel bir tehlike olarak görülmesine yol açmasının yanında, hem de özellikle ABD"nin Irak"ı işgalinden sonra İran"ın Şii nüfusun yoğun olduğu yerlerde değil tüm Şii olmayan Arap dünyasında da etkinliğini ve prestijini artırması onun orta doğuda güçlü bir oyuncu olarak var olmasını mümkün kılıyor.
Bu anlamda ABD"nin, seçimler yaklaşırken savaş tam tamları çaldığı bir zamanda ve Dünyayı ve Arap dünyasını bir savaşa razı etmesi pek mümkün gözükmese de İran Cumhurbaşkanının bölgenin etkin bir gücü olmaya başlayan Türkiye ile yakınlaşma çabaları zor olsa da mümkün gözükebilir. Bu ziyaretin Gürcistan"ın Güney Osetya"yı işgalinin hemen ardına denk gelmesi, Gürcistan"ın ABD"ye güvenip böyle bir işe kalkışması ama beklenen yardımın ABD"den gelmemesi, Rusya"nın müdahalesine sessiz kalması oldukça düşündürücü geliyor bana. Acaba ABD, Rusya"nın müdahalesine sesiz kalarak, Rusya ile sıcak ilişkiler kuran İran"ın olası bir ABD müdahalesine sessiz kalması planmış olabilir mi? Yani ABD, bir yandan bizim müttefikimiz olmaya aday Gürcistan"a sen engel oldun sesimizi çıkarmadık, sen de nükleer gelişmesini durdurmayan İran"a müdahalemize, karışma demeye getirmiş olabilir. Zira İran, Rusya için çok önemli bir ülke.
ABD şimdilik İran"a müdahale etmese bile İran"ı olabildiğince yalnızlaştırma politikasına sürat vereceği kesin. Türkiye"nin AKP iktidarı döneminde bölge siyasetinde zaman zaman etkin bir rol üstlendiği muhakkak, ancak ABD"nin Türkiye"nin desteği olmadan İran"a saldırması problemli gözüküyor. Bu açıdan ABD, Türkiye"nin İran"la yakınlaşmasını rahatsız edici bulduğu bir gerçek ancak Türkiye etkin denge siyaseti ile hem ABD"nin hem de İran"ın dengeli davranmasını pekâlâ sağlayabilir ve orta doğuda yeni bir savaşa izin vermeyebilir. İşte bu ziyareti de İran"ın Türkiye ye verdiği önemi ve siyasi olarak etkinliğini bilmesine bağlayabiliriz.
Son olarak Türkiye, yanı başında siyasi iradesi zayıflamış ve yeni sorunlara gebe bir ülke Irak dururken, yine yanı başında başka bir siyasi iradesi zayıflamış bir ülkeyle baş başa kalmak ve ABD"nin İran"a müdahalesine rıza göstermek tarihi bir hata olur. Tarih bir hatırlatmadan ibarettir anlayana.