TÜRKİYE’NİN EKONOMİK POLİTİKALARI

Mehmet Ali Coşkuner

Türkiye’de ekonomi politikaları her zaman tartışmalı bir konu olmuştur.

Sanayileşme hamlelerinden altyapı yatırımlarına, özelleştirmelerden üretim politikalarına kadar birçok alanda farklı dönemlerde farklı yaklaşımlar benimsendi.

Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet eliyle kurulan fabrikalar ve üretime dayalı bir ekonomik model hayata geçirilirken, son yıllarda ise altyapı yatırımları ve özelleştirme politikaları ön plana çıktı.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, ekonomik bağımsızlığı güçlendirmek için devlet eliyle sanayi tesisleri kuruldu.

Sümerbank, Etibank, şeker fabrikaları, SEKA ve daha birçok üretim merkezi, ülkenin sanayileşme sürecinde önemli rol oynadı.

1967’de Seydişehir Alüminyum Fabrikası’nın kurulması süreci, Türkiye’nin sanayi hamlelerine güzel bir örnekti.

ABD, Türkiye’yi “tarım ülkesi” olarak görerek sanayileşmesine destek vermek istemediğinde, Türkiye Sovyetler Birliği’nden teknik yardım alarak bu fabrikayı kurdu.

Ancak 1980’lerden itibaren özelleştirme politikaları hız kazandı.

Kamuya ait fabrikalar, daha verimli işletileceği iddiasıyla satılmaya başlandı. 2000’li yıllarda ise bu süreç büyük bir ivme kazandı.

Et ve Süt Kurumu’ndan şeker fabrikalarına, limanlardan petrokimya tesislerine kadar birçok stratejik sanayi tesisi özelleştirildi.

9 şeker fabrikası toplam 294 milyon dolara satıldı, ancak bir yıl içinde 340 milyon dolarlık şeker ithalatı yapıldı.

Benzer şekilde, Türkiye tarımda kendi kendine yetebilen bir ülkeyken, bugün saman, buğday, ayçiçek yağı ve canlı hayvan ithal eden bir ülke konumuna geldi.

Üretim ekonomisinde gerileme yaşanırken, altyapı projeleri büyük bir hızla devam etti.

Köprüler, otoyollar, havalimanları, şehir hastaneleri ve tüneller, Türkiye’nin ulaşım ve sağlık altyapısını modernize etti.

Marmaray, Avrasya Tüneli, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü gibi projeler, özellikle İstanbul ve çevresindeki trafiği rahatlatan önemli yatırımlar oldu.

Ancak bu projelerin finansmanı da en az kendileri kadar tartışmalı oldu.

Yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirilen projelerde, özel şirketlere verilen yolcu ve araç geçiş garantileri büyük mali yükler doğurdu.

Yılda on binlerce yolcunun geçmediği havalimanlarına milyonlarca yolcu garantisi verildi.

Devlet, bu garantileri sağlamak için bütçeden ödeme yapmaya başladı ve bu da kamu maliyesi üzerinde ciddi bir yük oluşturdu.

Bununla birlikte, Türkiye’nin son yıllarda en büyük atılımlarından biri de savunma sanayiinde yaşandı.

İHA ve SİHA üretimi, dünya çapında ses getiren projelerden biri oldu.

ASELSAN, TUSAŞ, Roketsan gibi kamu kuruluşları, milli savunma teknolojilerini geliştirerek dışa bağımlılığı önemli ölçüde azalttı.

Yerli savaş gemileri, tank ve uçak projeleri gibi adımlarla Türkiye, savunma sanayiinde güçlü bir aktör haline geldi.

Tüm bu yatırımlara rağmen, Türkiye’de ekonomik tablo giderek zorlaşıyor.

Enflasyon, hayat pahalılığı ve alım gücündeki düşüş, vatandaşın günlük yaşamını doğrudan etkiliyor.

2022 yılında Birleşmiş Milletler raporuna göre, Türkiye gıda ve beslenme sorunu yaşayan ülkeler arasında yer aldı.

Bebek mamalarına zincir vurulması, dilimlenerek satılan karpuz ve kavunlar, tek tek satılan sebzeler, ekonomik sıkıntının ne kadar derinleştiğini gösteriyor.

Türkiye, altyapı yatırımlarını sürdürüyor ancak üretim ekonomisinden giderek uzaklaşıyor.

Sanayinin ve tarımın zayıflaması, dışa bağımlılığı artırırken, uzun vadede ekonomik kırılganlığı da artırıyor.

Devletin, üretimi teşvik edecek adımları atması, tarımı ve sanayiyi yeniden canlandırması gerekiyor.

Aksi halde, yapılan büyük projeler ne kadar görkemli olursa olsun, halkın alım gücü düştükçe refah seviyesi artmayacaktır.

Özetle, Türkiye son yıllarda büyük projelere imza attı.

Ancak bu projeler, üretim ekonomisini destekleyen adımlarla dengelenmediği sürece, uzun vadede ülke ekonomisi için sürdürülebilir olmayabilir.

Yapılması gereken, altyapı yatırımlarını üretimle desteklemek ve Türkiye’yi yeniden kendi kendine yeten bir ekonomi haline getirmektir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.